Deneysel çalışmalarda tarçın kabuklarının kan şekeri ve kolesterolün düşürülmesinde etkili olduğu ortaya konulmuştur. Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi ve Fitoterapi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erdem Yeşilada tarçının; Tip-2 diyabet hastalarında kan şekerinin düşürülmesinde, mide ve bağırsak rahatsızlıkları, iştah kaybı, sindirim yetersizliği, spazmlar, gaz ve şişkinlik hissini gidermek amacıyla yararlanıldığını ve bakteri ve mikomantarlar üzerinde etkili olduğunu vurguluyor.
Tatlı ve kurabiyelere ilave ettiğimiz tarçının dört bin yıl önceki eski Çin yazıtlarında da baharat olarak kullanılışına rastlanır. Piyasada iki tip tarçın kabuğu bulunuyor: Çin ve Seylan tarçını. İkisini de görüntüsünden ayırt etmek mümkündür. Çin tarçını (Cinnamomum cassia) kalın kabuk görüntüsüne sahip iken Seylan tarçını kurutulmadan önce dıştaki mantar tabakası ve altındaki tabaka (parenkima) soyulduğu için sert kıvrılmış ve içiçe geçmiş ince çubuklar halindedir. Her ikisinin de aromasının veren uçucu yağında bulunan ‘sinnamil aldehit’tir. Ancak baharat olarak makbul olan Seylan tarçınıdır (Cinnamomum zeylanici) ve bu tarçının uçucu yağında bulunan az miktardaki öjenol nedeniyle kokusu daha güzeldir. Çin tarçını, seylan tarçınından biraz farklı bir uçucu yağının bileşimine sahip olduğundan daha güzel aromaya sahip olan Seylan tarçını gıda ürünlerinde tercih edilmektedir. Ancak Kan şekeri üzerinde bir etki beklendiğinde Çin tarçını tercih edilmelidir. Diğer taraftan, Seylan tarçını uçucu bileşenlerinin mikroorganizmalar üzerinde etkisi nedeniyle soğuk algınlığında çay olarak içilmesi, ya da yoğun derişimli çayının (%5-10) gargara olarak uygulanması yararlı olabilir.
KAN ŞEKERİNİ DÜŞÜRÜYOR
2007 yılında tarçının uçucu yağında (kokulu kısmı) bulunan temel bileşen sinnamil aldehit üzerine yürütülen deneysel çalışma da sıçanlara 45 gün süresince bu maddenin uygulanması ile normal sıçanlarda kan şekeri ve trigliserit değerleri üzerinde herhangi bir belirgin etki gözlenmezken, diyabetli sıçanlarda 45 gün sonunda kan şekerinde yüzde 70 kadar düşme sağlanmıştır. Bu değer, şeker ilacı verilen deney hayvanlarının kan şekerinde sağlanan düşmeye yakın bir miktar ve tabii daha önemlisi, bu süreç içerisinde de herhangi bir deneysel toksisite bulgusu tespit edilmemiştir. Diğer önemli bulgu ise, diyabetlilerde kan kolesterol, trigliserit seviyelerinde sağlanan belirgin derecede azalmanın yanı sıra, iyi kolesterol (HDL) düzeyinin yükselmesidir.
Prof. Dr. Erdem Yeşilada, yapılan çeşitli araştırmalar da tarçının Tip-2 diyabet hastalarında kan şekerinin düşürülmesinde etkili olduğunun anlaşıldığını, Tip-1 diyabet hastalarında dikkate değer bir yarar beklemenin yanlış olacağını, tarçının insülin salınımını artırdığı deneysel olarak ortaya konulduğuna göre klinik çalışmalarda hasta grubunun dikkatle seçilmesi gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, hiç insülin salgılayamayan hastalarda tarçın kullanılmasının mantıklı olmadığını, hedef kitlenin Tip-2 diyabet hastaları olduğunu söylüyor.
Yeşilada, kullanılacak miktarın önemine dikkat çekerek; tarçının kullanım süresi de son derece önemli ve günde 5-6 gram kullanmak yeterlidir. Eğer hemoglobin A1c değeri takip edilecekse en az 5-6 aylık bir uygulama süresi gerekir.