KRİTİK soru şu: Özel hastaneler batar mı? Diyeceksiniz ki, bu da nereden çıktı. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile özel hastaneler arasında, vatandaşın sağlık hizmeti alımına yönelik anlaşma, geçtiğimiz hafta nihayet imzalandı. Aslını isterseniz, iki kesim arasında anlaşma zemini uzun süre sağlanamamıştı. Araya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik girdi ve önümüzdeki dönemde sözleşme şartlarını, özel hastaneler lehine iyileştirme sözü verdi. Özel hastaneler de ‘şartlar iyileşmezse ya anlaşmadan çekileceğiz ya da paşa paşa batacağız’ diyerek, sözleşmeyi imzaladı. Bundan sonra top, Faruk Çelik ve SGK Başkanı Fatih Acar’da... Neler olacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Bu vesile ile gelin isterseniz, mevcut sağlık sistemi hakkında birkaç tespitte bulunalım. Özel hastaneler cephesinde durum böyle. Yani, sorun bugün için çözülmüş gözükse de orta vadede belirsizlik hakim.‘Canım ne olacak, özel hastaneler olmasa da devlet hastaneleri var.’ demeyin. Sağlık hizmetinin yüzde 40’a yakınını özel hastaneler veriyor. Üniversite hastanelerinde ise durum, Tam Gün Yasası’ndan dolayı vahim boyutta. Gelelim, kamu hastanelerine... Muayene olmak için birkaç ay sonrasına doktor randevusu alabilirseniz şanslısınız. Ameliyat mı? Üç-beş ay sonra, o da belki.
Mevcut sağlık sistemi içinde bir de özel sağlık sigortalı kesim var. Bu kesim sadece özel hastanelerden sağlık hizmeti alıyor. Sigortalı kişi sayısı da 1,5 milyonun biraz üzerinde. Bunun da büyük bir çoğunluğu, özel şirketlerin çalışanları adına yaptıkları grup sağlık sigortalarından oluşuyor. Yani, özel sağlık sigortası yaptıran birey sayısı çok fazla değil.
ÖZEL HASTANELER KÖŞEYE SIKIŞTI
Ancak burada da şöyle bir sorun var. Siyasiler, sağlığı oy toplama alanı olarak görüp de ‘herkese ücretsiz sağlık hizmeti’ni düstur edindiğinden... Bunu gerçekleştirmek için de hemen hemen tüm özel sağlık kuruluşlarıyla; hastaneleri, ‘inşallah batmayız’ dedirten sözleşmeler imzaladığından... Kişilerin özel sağlık sigortasına ihtiyacı azalıyor. Daha doğrusu, böyle bir ortamda sağlık sigortası vatandaşa pahalı geliyor. Yeri gelmişken şunu da belirteyim. Kimse alınmasın, gücenmesin. Bu ülkede, sağlık sigortası nedeniyle sigorta şirketleri, özel sağlık sisteminin gelişimini sağladı, aleni yıllarca hastaneleri finanse etti. Maalesef bu ilişki, hastanelerin, sigorta şirketlerini yolunacak kaz olarak görmeye başlamasıyla bozuldu. Hastaneler, sigortalı vatandaşın faturasını şişirdi. Sigorta şirketleri de zarar etmeye başlayınca sigorta primlerini artırdı. Hal böyle olunca da bir taraftan sağlık sigortacılığı gelişemedi... Diğer taraftan da özel hastaneler, bugün SGK’nın önlerine koyduğu sözleşmeleri paşa paşa imzalamak zorunda kaldı.
O yüzden kimse kalkıp da bana, ‘şartlar değişmezse anlaşmayı iptal ederiz, etmezsek de batarız’ demesin. Özel hastaneler, yatırımlar nedeniyle altına girdikleri borçlar yüzünden, SGK ile sözleşmeyi fesh ederlerse asıl o zaman batarlar. Bunu da tüm kesimler biliyor.
ÇÖZÜM TAMAMLAYICI SAĞLIK SİGORTASI
İşte bugün, sağlık sisteminde geldiğimiz nokta özetle budur. Vatandaş sağlık hizmetini ucuza mı alıyor? Evet. Kaliteli hizmet alabiliyor mu? Tartışılır... Peki, bu durum ne kadar sürdürülebilir? İşin o tarafı da tartışılır. Devletin sağlığa harcadığı para ortada... Her yıl devlet kasasından, kamu hastanelerine ödenen paralar da ortada. Açıkça söyleyeyim. Bu durumu değiştirecek ve sağlıktaki gelişime ciddi katma değer yaratacak tek şey, tamamlayıcı sağlık sigortası. Devlet, yani SGK, sağlık giderini belirli bir miktara kadar karşılayacak, isteyen vatandaş, üzeri için sigorta yaptıracak.
Peki, bu ne getirecek? Böylece, SGK, ödediğinin daha altında bir para ödeyecek ve devletin sağlıktaki harcaması azalacak. Özel sağlık kuruluşları maliyetlerini karşılayabilecek. Devlet hastanelerindeki yığılmalar azalacak. Özel sigortacılık da sağlık sisteminin içine çekilecek. Daha da önemlisi vatandaş, kaliteli sağlık hizmeti alacak.
Duyumlarıma göre de kamu yönetiminde bu yönde çalışmalar başlamış. Hem SGK, hem de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tamamlayıcı sağlık sigortasına sıcak bakıyormuş. Konuya mesafeli yaklaşan ise Sağlık Bakanlığıymış.
Noyan Doğan
noyandogan@hurriyet.com.tr