Tam güne neşter eskiye döndürür

Tam Gün Yasası olarak bilinen düzenlemenin işlevsiz hale getirilmesi bu ülke için, bu ülkede yaşayan milyonlar için yaralayıcıdır.

Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, yetki hekimin bağlı bulunduğu kamu kurumunda olmak kaydıyla esnek bir çalışma içerisinde olacaklarını söylemiş. "Her yerde hekimlik yapabilecek istisnai yollan açabilmeliyiz" demiş. "Tam günü bozmak istemiyoruz, görüş alıyoruz" diyor. Bakanlığın ne hedeflediği tam net değil ama TTB'nin isteği net.

TTB (Türk Tabipleri Birliği) özetle prof. ayrımı yapılmaksızın kamuda çalışan hekimlere yeniden muayenehane açma izni verilmesini isteyerek ardından söyle demiş: "İSTİSMAR yapan, muayenehaneden hastaneye bıçak parası alıp sevk eden hekim varsa denetlenmeli, hukuki yaptırıma ugramalı. TTB de bu konunun takipçisi olmaya hazırdır." Benim yasal rüşvet olarak adlandırdığım bu eski uygulama sabıkalıdır. Sağlığı ne hale getirdiğini gördük. Bu sistem insanların inisiyatifine bırakılmayacak kadar önemlidir. Siz yolunu açın suiistimal eden olursa biz denetleyelim, hiç inandırıcı değil. Zaten eskiden böyleydi.

Sağlıkta tam gün uygulamasının kanatılması, neşter atılmasını hasretle bekleyenler var biliyorum. Tam gün düzenlemesinin ruhu, kamuda çalışan tüm (kamu hastaneleri ve kamu üniversiteleri) hekimlerin özel muayenehane açamamaları veya başka özel bir yerde aynı zamanda hekimlik yapamamalarına dayanıyor. Sanki kulağa yasakçıymış gibi, olumsuzmuş gibi gelen bu düzenlemenin önemini açacağım.

Sağlık çalışanları zaten her zaman tam gün çalışıyordu. Sağlık çalışanlarının özlük hakları ve çalışma koşullarının düzeltilmesinin yolu yöntemi başkadır. Tam günü işlevsiz hale getirmedeki amaç çok yoğun hacimle kamu hastanelerine gelen sağlık derdi olan SGK güvencesindeki hastanın Tam Gün Yasası öncesinde olduğu gibi yeniden muayenehane, özel hastane cenderesine sokulmasıdır.

Kamuda hekim olup da özel muayenehane çalıştırma ayıbı fi tarihindeki kanuna dayanıyordu; ta ki 'Tam Gün Yasası' olarak bilinen 'Üniversite ve Sağlık Personelinin Tam Gün Çalışmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun' çıkana kadar.

Kamuda çalışan hekimlerin özel muayenehane açmaları ya da eşanlı olarak başka bir kurumda çalışmalarının engellenmesi sosyal devletin bir gereğidir. Bu çift başlı uygulama hasta hakları ihlalinin en önemli nedenlerinden birisini oluşturuyor. Aynı zamanda bu, etik bir sorundur. Bıçak parası diye adlandırdığımız uygulamanın yaşama olanağı bulduğu sistem bu çoğul çalışma sistemidir. Bu durum adalet dağıtması gereken hâkimin mesai saati dışında özel bürosunda hak arayan insanlardan para alması gibi bir şeydir.

Dikkat edilirse Tam Gün Yasası uygulamasına geçilip kamuda çalı şan hekime muay' ttL yenehane yasağı başlayınca kamu hastanelerinde sağlık hizmeti niteliği yükselmiştir. Eski çift başlı sistem; yani kamuda çalışan hekimin aynı zamanda özel muayenehanesi olması sağlık sistemini dejenere eden, içini kemiren, çürüten bir sistemdi. Çünkü insanlar eskiden kamu hastanelerinden hizmet almak için muayenehane denilen sömürü merkezlerinden geçmek zorundaydı, Buralardan geçmeyeni hastaneye yatırmıyorlardı, ameliyat etmiyorlardı, önemli tedavileri yapmıyorlardı. Bu, geri kalmış ülkelerde hâlâ uygulanan, sağlıkta sömürü sistemidir ve adı aslında rüşvet düzenidir.

Bu yazıyı okuyan herkes ya kendi ya yakını adına şuna mutlaka şahit olmuştur: Ne zaman önemli bir ameliyat gerektiren bir hastalıkla üniversiteye gitseniz, devletin üniversitesinde görev yapan HOCA tarafından özel bir hastanede o ameliyatın yapılması teklifi ile karşılaşırdınız. Ben defalarca şahit oldum ve çevremden defalarca duydum ama sorsanız kabul etmezler, "Yok öyle bir şey" derler. Kamuda çalışan profesörler Ahmet'in Mehmet'in özel hastanesinde kamuda çalışan ekibini de götürerek günlerce, saatlerce ameliyat yaparlardı. Bu hocanın bilime de öğrenciye de çalıştığı kuruma da bir faydası zaten yoktu. Kamunun hastanesini sadece müşteri bulmak için kullanıyordu. Ayrıca profesörlerin kamunun üniversitelerinde kamu sağlık güvencesindeki SGK'lı hastaya para almadan bakmamasının topluma ve akademik eğitime ne gibi bir faydası vardı?

Sağlıkta sorun yok mu? Çok ama bu sorunlar Tam Gün Yasasindan kaynaklanmıyor. Eskiden çok daha sorunluydu, Tam Gün uygulaması pek çok sorunu ortadan kaldırdı. Şimdi, arttırılan katkı payları, sağlık hizmetinin özel sektöre kaydırılma niyeti, aile hekimliğinin yaşama geçmemesi, sağlık çalışanlarının çalışma koşulları ve özlük hakları, performansa dayalı sistem sorundur. Kamu hastaneleri sağlık hizmeti verirken kâr etmemeli, hatta zarar etmelidir. Devletin sağlık hizmeti kâr amaçlı değil sosyal fayda amaçlıdır, Ne hastalar müşteridir ne de hastaneler işletmedir; bu çarpık bakış açısını da terk etmek gerekir. Sağlıktaki taşeronlaşma da büyük sosyal sorunları özünde taşımaktadır. Sağlık hizmetinin çıktısı parayla ölçülemez, sağlık sistemi piyasa ekonomisine bırakılamaz. Yoksa ne halk sağlığı kalır ne de koruyucu sağlık hizmeti. Devlet, sağlık hizmeti satın alan değil, üretip adaletli olarak dağıtan olmalıdır. Yoksa gelen müşteriye yan lokantadan daha pahalıya yemek alıp ucuza servis yapan lokanta sahibine benzer.

Sağlık için üretim yapan özel sektör daha çok kâr etsin, kârları azalmasın diye aile hekimliği uygulamasına geçilmedi. Her ailenin Avrupa'da adına 'Ev doktoru' dedikleri bir aile hekimi olacak, 1. basamak denen aile hekimlerine önce gitmek zorunlu olacak, 2. basamak devlet hastanelerine ancak ve ancak aile hekiminin sevk ettiği hastalar gidebilecekti. 2. basamağın uygun gördüğü hastalar da üniversite hastanelerine sevk edilecekti. Buna izin vermediler. Olsaydı hem israf azalacak hem koruyucu hekimlik yükselecek hem de sağlık çalışanları rahat çalışma koşullarına ulaşacaklardı. Bunun yerine gereksiz pek çok işlemin yapıldığı, milyonlarca gereksiz reçetenin yazıldığı, gereksiz ilacın kullanıldığı performansa dayalı saçma bir sistem oldu. 2. basamağa hasta kendisi randevu alıp gidiyor, her 10 randevudan ikisi üçü yanlış branştan alınıyor; bu da israftır.

Ücretli çalışanlar, aileleri ve emekliler için zaten ödenmiş bir sağlık hizmetinin bedelini muayenehanelerde bir kere daha ödemeye zorlamak, hastalar için büyük bir hasta hakkı ihlalidir. Tam Gün Yasası yokken aynen böyle oluyordu. AB ülkelerinden daha insanca, daha sosyal, daha eşitlikçi, daha nitelikli bir sağlık sistemi hedefiniz olmalı. Avrupa ülkelerinde doktorlar toplumsal bir işbölümü içinde ücret alıyorlar. Hastayla para alışverişleri yoktur ve bu ülkelerin pek çoğunda doktorların hastane dışında muayenehane çalıştırmaları veya bir başka yerde çalışmaları yasaktır.

Sonuç olarak eski düzen etik dışı uygulamaya son veren, bıçak parasını engelleyen, halkın yararına olarak kamunun kurumlarında çalışan hekimlere muayenehane açma imkânını net bir şekilde kaldıran, bu sayede sosyal güvencesi olan insanların muayenehane cenderesinden kurtulmasını sağlayan Tam Gün Yasası olarak bilinen düzenlemenin işlevsiz hale getirilmesi bu ülke için, bu ülkede yaşayan milyonlar için yaralayıcıdır, Bu hataya düşülmemesi için uyarıyorum; düşülmemesini umuyorum. Ekonomist, Hasta Haklan Savunucusu 

 

BÜLENT TOP / Radikal

Manşetler

DUYURU-4