İrfan Kurtulmuş
Suriye asıllı Danimarkalı doktor Haifaa Awad üç hafta önce Türkiye üzerinden Suriye’ye geçerek bir hafta boyunca İdlib, Mareet Al Noman ve Kafranbel’de sahra Hastanelerinde görev yaptı. Güvenlik endişesi oluşması üzerine Suriye’den planladığından erken dönmek zorunda kalan Awad, Milliyet’in sorularını yanıtladı. Doktor, İstanbul üzerinden karayoluyla Gaziantep’e gittiğini, Türk sınırından normal işlemleri yapılarak geçtikten sonra Suriye’ye nasıl girdiğini; güvenlik açısından anlatmak istemediğini söyledi.
Suriye’deki ayaklanmanın başlamasından bu yana 630 doktorun öldürüldüğüne vurgu yapan Awad, “Özel yetişmiş doktorlara çok ihtiyaç var. Doğduğum ülkeye karşı sorumluluk hissettiğim için yeniden gittim” dedi. Awad, ilk kez 2013 yılında gönüllü doktor olarak gitmişti.
Hastanede tehdit
Suriye’de El-Nusra kontrolündeki bölgelerde görev yaptığını belirten Awad, burada insanların çaresizlik nedeniyle El-Nusra ve IŞİD gibi Radikal İslamcı terör örgütlerine destek verdiklerini gördüğünü vurguladı. Awad, terör örgütlerinin kontrolündeki bölgelerde tamamen şeriat kanunlarının geçerli olduğunu, orada bulunduğu sürece tepeden tırnağa kadar örtünmek zorunda kaldığının altını çizdi. Awad, erken dönmesine sebep olan olayı ise şöyle anlattı:
“Acil kısmında görev yaptığım sırada motosikletin çarpıp 20 metre sürüklediği 6 yaşında Ahmed adında bir çocuk kafası kanlar içinde, 3 kaburgası kırılmış ve komaya girmiş halde getirildi. Bizim hastanede MR cihazı yoktu. Baş hekimle daha donanımlı bir hastaneye nakil edilmesi gerektiğine karar verdik. 1.5 saat uzaktaki hastaneye götürecek ambulanstaki tek doktor bendim, hemen örtünerek yola koyuldum. Birçok kontrol noktasından ambulansla sorunsuz şekilde geçtik. Hastanenin İslamcı militanlarla dolu olduğunu fark ettim. Acil serviste bir doktor nereli olduğumu sorunca ‘Şam’ yanıtını verdim. Bana ‘Yurtdışında nerdensin’ diye tekrar sorunca Danimarka’dan geldiğimi anlattım. Arkadan yine bir ses nereden geldiğimi sordu, dönüp baktığımda silahlı bir radikal İslamcı militanın olduğunu gördüm. Bileklerime kadar kıvırdığım kollarımı işaret ederek tehditkar bir şekilde ‘Sizin hastenede böyle mi giyiniliyor’ diye sorunca korkuya kapıldım. Bana ‘Doktor Haifaa benimle gel’ dedi. Çalıştığım hastane ve Danimarka’dan gelen bir doktor olduğum öğrenilmişti. Kendim ile birlikte diğerlerini riske atamazdım. O akşam Türkiye’den gelen Suriyeli şöförümün yardımıyla geri döndüm.”
‘Kahraman’ Türk memur
Awad, Suriye’de özellikle çocuklar, kadınlar ve yaşlıların sağlık durumunun çok vahim olduğunu, kanser hastalarının ilaç bulunamaması nedeniyle ölümü beklediklerini anlattı. İlaç ve gıda yetersizliği nedeniyle engelli bebek sayısında büyük bir artış yaşanmış. Awad, birçok kadının engelli çocuk doğurmamak için defalarca düşük yaptığını belirtti. Gaziantep’teki bir sınır kapısında görev yapan bir Türk memurun, yaralı hastaları bekletmeden Türkiye’ye alması nedeniyle kahraman ilan edildiğini aktardı.
Çocuklar uçak sesini ayırt ediyor
Awad, Türk sınırına yakın yerlerin bazı ilaçları Türkiye’den temin edebildiklerini fakat güneye inildiğinde büyük bir ilaç eksikliğinin olduğunu kaydetti.
Çocukların aşı olamadıklarını, vitamin alamadıklarını ve beslenemediklerinin altını çizen Doktor, çocukların bombardıman nedeniyle okula gidemediklerini, bazı bölgelerde seyyar okullarda ders verilmeye çalışıldığını belirtti. Büyük bir travma yaşayan çocukların savaş Oyunlarından başka oyun oynamadıklarını, yalnızca savaş resimleri çizdiklerini belirten Awad, çocukların uçakların sesinden bombalayıp bombalamayacaklarını bildiklerini ve halkı ona göre uyardıklarını anlattı.