Hemofili hastalığı yüzünden kanındaki pıhtılaşma sorunu nedeniyle yıllardır kendisini sünnet edecek doktor bulamayan genç, bu hayaline 16 yaşında kavuştu.
Hemofili hastası E.G. (16), kanında pıhtılaşma sorunu yüzünden uzun yıllar sünnet olamadı. E.G.'nin bu hayali, durumunu tedavi için başvurduğu Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Hematolojisi bölümündeki doktoru Doç. Dr. Bülent Alioğlu'na aktarması üzerine gerçekleşti.
Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Hematolojisi Bölümü sorumlusu Doç. Dr. Alioğlu, kalıtsal ''Hemofili A'' adı verilen hastalık bulunan E.G. gibi hastaların cerrahi operasyon geçirmesinin sakıncaları olduğunu söyledi.
Bu tür hastaların, kanındaki pıhtılaşma sorunu nedeniyle cerrahi operasyon sırasında ve sonrasında hayati tehlikeyle karşı karşıya kalabileceklerini Alioğlu, hemofili hastalarının diş tedavilerinin bile gözetim altında yapılması gerektiğini bildirdi.
Hemofili hastalarının sünnet edilmesiyle ilgili tartışmalar yapıldığını, yapılan araştırmaların, aile ve çocuğun istekli olması halinde bu operasyonun yapılması gerektiğini ortaya koyduğunu kaydeden Alioğlu, ''Bazı aileler bu konuda ısrarcı olabiliyor. Çocuklar ise çevrenin de baskısıyla kendilerini psikolojik olarak eksik hissediyor. Bu nedenle donanımlı bir merkezde ön hazırlığın iyi yapılması şartıyla bu çocukların sünnet edilmesinde bir sakınca yoktur'' dedi.
Bazı kişilerde hemofili hastalığı bulunmasına rağmen bunun bilinmediğini kaydeden Alioğlu, şu uyarıları dile getirdi:
''Ailesinde kanama yatkınlığı bulunan kişilerin herhangi bir cerrahi operasyon öncesinde hemofili ve diğer kanama yatkınlıkları açısından incelenmesi gerekir. Çünkü operasyon sırasında kanı durmayan hastalar, büyük bir hayati risk altına girer. Bazı hastalar sırf sünnet olabilmek için hayatını kaybetme riskini bile göze alarak hemofili olduklarını gizleyerek sünnetçiye başvuruyor. Bütün ailelerin, özellikle de çocuklarında hemofili hastalığı olan ailelerin bu konuda çok dikkatli davranması gerekir. Bu çocuklar, mutlaka çocuk hematolojisi uzmanının bulunduğu, tam teşekküllü bir hastanede ön muayeneden geçirildikten sonra sünnet edilmelidir. Çünkü, hemofili hastaları için sünnet ve benzeri operasyonların hem öncesinde hem de sonrasında iyi bir hazırlık yapılmalıdır.''
Cerrahi operasyona hazırlık aşamasında, kanın pıhtılaşmasına sağlayan faktör ve bu faktörü baskılayan inhibitör düzeyine bakılarak durum tespiti yapılması gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Alioğlu, ''Eğer hastada kanamayı durdurmayı sağlayan faktöre karşı bir direnç yoksa, sadece bu kan ürününün verilmesi yeterlidir. Aksi takdirde kanamayı durdurmak amacıyla başka kan ürünleri verilebilir. Cerrahi operasyon öncesindeki bu ön hazırlık hasta için çok önemlidir'' şeklinde konuştu.
Kanamayı durduran kan ürününün, hastalığın ağırlığına göre operasyondan belirli süre önceden verilmesi gerektiğini ifade eden Alioğlu, operasyon sonrasında ise hastanın kanama durumuna göre belirli bir süre hastanede gözetim altında tutulduğunu, gerekirse bu kan ürününün yakından takip edilen hastaya belirli aralıklarla verilmeye devam edildiğini söyledi.
Sünnet olma hayaline 16 yaşında kavuşan E.G. de, sünnet olmak için uzun yıllar beklediğini, ancak bu operasyonu yapmaya hiç bir doktorun cesaret edemediğini belirterek, ''Durumumu doktorlarıma anlatınca, sorunumu anladılar ve beni sünnet etmeye ikna oldular. Onlara müteşekkirim, yeniden doğmuş gibiyim'' dedi.