Şule'nin ölümündeki sır perdesi aralanıyor

Üniversite öğrencisi Şule Çet'in Ankara'da bir plazanın 20. katından düşerek hayatını kaybettiğine dair yürütülen soruşturmada daha önce 2 kez serbest kalan şüpheliler aylar sonra tutuklandı


Üniversite öğrencisi Şule Çet'in Ankara'da bir plazanın 20. katından düşerek hayatını kaybettiğine dair yürütülen soruşturmada daha önce 2 kez serbest kalan şüpheliler aylar sonra tutuklandı. Çet ailesinin avukatı Umur Yıldırım soruşturmadaki çelişkileri Habertürk'e anlatırken, genç kızın oradan istemsiz düşüp düşemeyeceğine dair dosyaya bir rapor da geldiğini belirtti. Rapora göre bir insanın o pencereden istemsiz düşemeyeceğini belirten avukat Yıldırım, "Bu raporla düşme ihtimali ortadan kalktı" dedi.

 

Ankara'da üniversite öğrencisi Şule Çet'in bir plazanın 20. katından düşerek hayatını kaybettiği veya intihar ettiğine yönelik yürütülen soruşturmanın seyri Adli Tıp Kurumu'nun genç kızın cinsel saldırıya maruz kaldığına dair raporuyla değişti. Daha önce 2 kez serbest bırakılan iki şüpheli 3. kez gözaltına alındı ve "cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" ve "cinsel saldırı" suçlarından tutuklandı.

"ÜÇÜNCÜDE TUTUKLANDILAR"

Olayın aydınlatılması için çok çaba gösterdiklerini ve soruşturmanın ilk aşamalarında çelişkiler bulunduğunu söyleyen Çet ailesinin avukatı Umur Yıldırım, Şule'nin bilgisayarının, cep telefonunun incelenmediğini ve olayın gerçekleştiği 20. katın görüntülerinin ise yeni istendiğini belirtti. Soruşturma sürecini Habertürk muhabiri Arzu Kaya'ya anlatan avukat Yıldırım, "3 defa gözaltına alındı bunlar. İlk gözaltında 'taksirle öldürme'den savcı adli kontrol istedi. Hakimlik de adli kontrol verdi. İkinci gözaltında savcı 'cebir şiddet ve hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçundan tutuklama istedi. Hakim 'adli kontrol yeterli' dedi. Üçüncüde yani dün hem 'cebir şiddet ve hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' hem de 'nitelikli cinsel saldırı' suçlarından tutuklama istedi ve tutuklandılar" dedi.

RAPORDA ORTAYA ÇIKTI

Davanın "kasten adam öldürme" suçundan açılması gerektiğini de ifade eden avukat Yıldırım, "Raporda ters ilişkinin belirtileri var, yırtılmalar var. Erkek DNA'sına rastlandı. Parmaklarında erkek dokusu çıktı. Artık su götürmez bazı gerçekler. Dosyada bazı ihmaller var. Artık beklemeye tahammülümüz kalmamıştı. Bu insanlar dışarıda kamuoyu için de bir tehlike. Dün akşam bir basın açıklaması yapıp Şule'nin katledildiği yere karanfil bıraktık. Aradan bir saat geçti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bir açıklama yaptı. Gözaltına alındıkları şeklinde. Biz de adliyeye gittik ve tutuklandılar" diye konuştu.

ŞÜPHELİ DEĞİL "BİLGİ SAHİBİ" DİYE İFADELERİ ALINMIŞ

Olay gününe dair şüphelilerin ifadelerini de anlatan Çet ailesinin avukatı Yıldırım şunları söyledi:

"Şüphelilerin anlattığı, 'Biz eğlenmeye meyhaneye gittik'. Meyhaneye 21.00'de girişleri 00.00'da çıkışları var. 4 erkek ve Şule. Meyhaneden ayrıldıktan sonra 2 erkek ve Şule ofis katına gidiyorlar. Ofiste saat 03.50'ye kadar eğlendiklerini söylüyorlar. 03.50'de Şule yan odaya geçti. Şüphelilerden Ç.A. da arkasından diğer odaya geçtiğini, Şule'nin camdan kendini sarkıttığını, kendisi tutmak istediğini söylüyor. Hatta o sırada parmağının da kırıldığını belirtiyor. Şule'nin de 'ben gidiyorum' diyerek kendini bıraktığını anlatıyor. Daha sonra diğer odaya gidip arkadaşına 'Şule intihar etti' diyor. Arkadaşı bu duruma inanmayıp ona yumruk atıyor. Hatta birbirlerine giriyorlar. Sonrasında 'bak parmağım kırıldı, Şule yaptı' diyor. Bunun üzerine inanıyor. 20. katın koridoruna çıkıyorlar. Şüphelilerden biri ağlıyor. Aşağı iniyorlar. Güvenlikçiler bir ses geldi diyor. Bunlar da güvenlikçilerle tartışmaya başlıyor, 'siz bize hesap mı soruyorsunuz' diye. Sonradan 2 şüpheli de kaçıyor. İkinci şüpheli B.A. sonradan gelip Şule'nin düştüğünü söyleyerek ambulans çağırılmasını istiyor. Polis şüphelilerin ifadesini alırken 'bilgi sahibi' sıfatıyla alıyor. Şüpheli olarak değil."

"BAŞKA KADINLAR DA TACİZE UĞRAMIŞ"

Olaydan bir hafta sonra ulaştıkları bir kadının da orada çalıştığı zaman zarfında tacize uğradığını ve şüphelilerin başka kadın çalışanlarını da taciz ettiğine dair ifade verdiğini anlatan avukat Yıldırım, "Dosyada olmayan delillerle sorgulanıp aklanmaya çalışılmışlar. Şüphelilerden biri 'ağabey-kardeş ilişkimiz var' diyerek bir video çekmiş, Şule'nin başını omzuna yasladığına dair. Ama video dosyada bile yok. Bu hafta raporlar geldi. Savcı izinli olduğu için muhatap bulamayıp durumu başsavcıya izah ettik. Artık ailenin de kamuoyunun da beklemeye tahammülü kalmamıştı. Çok geç yapılan bir şeyle gözaltına alınıp tutuklandılar" dedi.

"BURADAN DÜŞEMEYECEĞİ ANLAMI ÇIKIYOR"

Pencerede genç kızın parmak izinin de olmadığını belirten Yıldırım, şöyle devam etti:

"Şüphelilerin anlatımına göre camdan sarkmış, 'Ben gidiyorum' demiş ve kendini bırakmış. Camdan sarktığına göre parmak izi çıkabilirdi. Pencere ve etrafında hiçbir şekilde parmak izi çıkmadı. Bu da bizim en başından beri söylediğimiz öldürülüp atılma ihtimalini kuvvetlendiriyor. Dosyaya da 3 kişilik bir bilirkişi heyeti atandı. Savcılık binanın imara uygun olup olmadığını, bir insanın başı dönerken veya istemsiz buradan düşüp düşemeyeceğini araştırdı. Zaten binanın imara uygun olduğu, pencerenin gerekli yükseklik ve genişlikte olduğu belirtildi. Bu da bir insanın buradan düşemeyeceği anlamına geliyor. Bu raporla ise istemsizce düşme ihtimali ortadan kalktı. Her şey ortaya çıkacak. Dosya neredeyse tamamlanmış oldu."

Manşetler

DUYURU-4