Prof. Dr. Ertuğ, doğuştan kalp hastalıklarının sadece yüzde 5′lik kısmının nedeninin bilindiğini, hastalığın, çok faktörlü hastalıklar grubuna girdiğini ifade etti.
Doğuştan kalp rahatsızlıklarında annenin hamilelik döneminde karşılaştığı sorunların da etkili olduğunu vurgulayan Ertuğ, gereksiz ilaç kullanımının anne karnındaki bebeğin kalp gelişimi üzerinde olumsuz etkileri bulunduğuna dikkati çekti. Bu etkilerin oluşmasında epilepsi ilaçlarının başta geldiğini belirten Halil Ertuğ, ayrıca gebelik kusmaları için kullanılan bazı ilaçların da doğuştan kalp hastalıklarının oluşmasında etkisinin olduğunun ortaya çıktığını söyledi.
Özellikle hamileliğin ilk üç ayının bebeğin kalp gelişimi açısından çok önemli olduğunu vurgulayan Ertuğ, bu ayda ilaç alımı, röntgen çekilmesi gibi çevresel etkilerin anne karnındaki bebeğin kalp gelişimini olumsuz etkilediğine işaret etti. Prof. Dr. Ertuğ, annenin geçirdiği bazı hastalıkların da anne karnındaki bebek üzerinde diğer vücut gelişimi bozukluklarıyla birlikte kalp yönünden anormalliklere yol açabildiğini bildirdi.
Annenin döküntülü hastalık geçirmesinin bebekte doğuştan kalp hastalığı oluşmasında etkisinin olabileceğine dikkati çeken Ertuğ, şöyle konuştu:
“Bunların arasında en iyi bildiğimiz annenin kızamıkçığa yakalanması. Kızamıkçık bir çocukluk hastalığı olmasına rağmen eğer anne çocukluk döneminde geçirmemişse, tesadüfen gebelikte de buna yakalanabilir.
Oldukça riskli bir hastalık. Özellikle gebeliğin ilk üç ayında yakalanırsa, bebeğinde, yüzde 100′e yakın oranda diğer organların gelişim bozukluğuyla birlikte kalp anomalisi ortaya çıkıyor. Kalpte akciğer damarıyla şah damarı arasında bağlantı olabiliyor. Akciğer damarının çıkışında koroner darlık dediğimiz kalp rahatsızlığı olabiliyor. Anne hastalığa gebeliğin ne kadar erken evresinde yakalanırsa risk artıyor.”