Şişmanlık cerrahisi: "Tek değil son çare"

Diyetlerin, egzersizlerin fayda etmediği morbid obeziteyi ve onun son çaresi olan şişmanlık cerrahisini Prof. Dr. Mehmet Ali Yerdel cevapladı.

“Obez bir arkadaşım sakat ve özürlü olmak gibi bir tabir kullanmıştı. Çok acımasız bulmuştum ama yaşadığım anlar tıpkı bunun gibi. Sosyal ortamlara kabul edilmemek, iş bulamamak… Her anınızda yaşadığınız, her saniyenizi etkileyen büyük bir hastalık…”
13 yaşından bu yana ‘morbit obezite’ rahatsızlığından mustarip olan Şule Demirtaş, hastalığını bu sözlerle tanımlıyor ve ekliyor: “Öyle ki, herkesin hakkınızda bilgi sahibi olduğu ve konuşma hakkını kendinde gördüğü bir rahatsızlık.”

Hayatı değişti

Yıllar süren rejim denemeleri, akupunktur ve yoğun egzersizler başarısız olunca, Şule Demirtaş son çareyi şişmanlık cerrahisinde görmüş. Ve sonuç: 1.5 yılın sonunda eriyen 56 kilo! Bu müdahalenin en büyük artısı olarak ise “verdiği kiloyu koruyabilmenin rahatlığı” diyor.
Peki nedir bu morbit obezite? Prof. Dr. Mehmet Ali Yerdel’e göre, kısaca hayatı tehdit edecek düzeyde şişman olmak demek. Teknik açıdan ise ‘Vücut Kitle Endeksi’nin (VKİ) 40’ın üstünde olması.

Hipertansiyon, şeker, uyku apnesi ve karaciğer rahatsızlıkları gibi yan etkileri olan morbit obezite, yaşam süresini 10-15 yıl kısalttığı gibi dolaylı yoldan da ölümcül bir hastalık. Zira Yerdel, “Damar sertliği ise şu anda dünyadaki ‘birinci’ ölüm nedeni. Dolayısı ile morbid obezler genç yaşlarda damar sertliğiyle tanışır. Ve eğer tedavi edilmezlerse bunlara bağlı gelişen ‘enfarktüs’ ve ‘inme’ gibi nedenlerle genç yaşlarda hayatını kaybedebilir. Açıkçası 70-75 yaşında bir morbid obez pek görmüyoruz çünkü çoğunu daha erken yaşta kaybediyoruz” diyor.

Diz ve eklem problemleri, karaciğer yağlanmaları, böbrek enfeksiyonları, kalp yetmezliği ve daha nicesinin dahil olduğu hastalıklar da yanında cabası…

Peki ‘morbit obezite’ ile mücadelede ameliyat şart mı? Pek çok uzman, obezitenin düzenli tedavilerle üstesinden gelinebileceğini söylüyor. Mehmet Ali Yerdel’e göre de hafif ya da orta dereceli şişmanlıkta cerrahiye gerek yok. Ancak gelelim zurnanın zırt dediği yere…

Söz konusu ‘morbit obezite’ olunca, diyetler, akupunkturlar ve ilaç tedavileri çok da başarıya ulaşmıyor.

Yerdel, “Diyet obeziteyi tedavi eder, morbit obeziteyi değil” diyor. Çünkü morbid obezite söz konusu olduğunda en iyi diyet ve egzersiz uygulamalarının bile başarılı olma şansı yüzde 1-2 civarında… Klasik senaryo diyetlerle verilen kiloların fazlasıyla geri alınması da kaçınılmaz oluyor haliyle.

Yalnız hastaların merak ettiği şu: “Cerrahi yöntem kapsamında hastaya hangi ameliyatlar yapılabiliyor?” Karşımızda ise iki yöntem var: Karnı kesmeden kapalı olarak yapılan ‘tüp mide’ ve ‘mide by-pass’ı’ ameliyatları… Yerdel, “Tüp mide ameliyatı midenin ince uzun bir tüpe çevrilerek gıda alımını kısıtlayan ve iştahı da yok eden bir girişim. Mide by-pass’ı ise hem gıda alımını kısıtlıyor ve hem de alınan gıdaların emilimini de azaltarak ve iştahı da keserek etkili oluyor” diyor. Hastalar iki gün içinde taburcu oluyor ve bir hafta sonra işlerinin başına dönebiliyor. Bir yıl içinde kilo kaybı 25 ile 60 arasında, geri kilo alınması olasılığı -eğer hasta da uyumluysa- hayli düşük.

Peki ya riskleri?

Yapılma sıklığı her geçen gün artan şişmanlık cerrahisinde, ölüm olasılığı binde 1 seviyesinde… Bu arada açık kalp ameliyatında ölüm riski ise yüzde 3. Yerdel, “Şişmanlık ameliyatları zannedildiği gibi çok riskli girişimler değil. Bir de ameliyat sonrasında hipertansiyonun, şeker hastalığının ortadan kalkabildiğini ve dolayısıyla yaşamın uzadığını hatırladığımızda kar/zarar oranı açısından paha biçilmez. Tabii ki makul düzeyde bir risk yine de söz konusu ama unutulmaması gereken bu ameliyatların morbid obeziteyi tamamen ortadan kaldırabilmeleri” diyor.

Hastalar anlatıyor:

Şenay Şıracı: 140 kiloya kadar çıkınca yürüyememeye başladım. Merdiven inip çıkarken çok zorlanıyordum. Tansiyonum yükseliyordu. Kilo vermek için çok uğraştım, spor yaptım, diyetisyene gittim 10 yıl boyunca. Sonunda başardım, 40 kilo verdim ama bu üç ay sürüyordu en fazla. En ufak bir moral bozukluğunda verdiğim kiloları geri alıyordum. Son çare olarak şişmanlık cerrahisini gördüm. 8 ayda 147.5 kilodan 75 kiloya düştüm.

Çiğdem Özdemir: Şişmanlık her konuda önünüze bir engel olarak çıkıyor. Çok akıllı, çok iyi bir insan olsanız da muhakkak geriden geliyorsunuz. Diyet yapıp 20-25 kilo verdiğim oldu. Ama sizin önünüzde 10-15 kilo gibi bir hedef yok, 50-60 kilo vermeniz gerek. Akupunktur, egzersiz gibi her şeyi denemiştim. Artık yeter dediğim bir noktada, son çare şişmanlık cerrahisiydi. Sonuç olarak 55 kilo verdim. Baştan sonra her şeyim değişti. Düğünümde spor ayakkabı giymiştim, artık topuklu ayakkabı giyebiliyorum.

Manşetler

DUYURU-4