Sırp profesör şifayı Türkiye'de buldu

Kalın bağırsak kanserinin karaciğere sıçraması nedeniyle ameliyat yapılamayacak durumda olan Sırp akademisyen, Türkiye'de uygulanan ve tıp literatürüne giren yöntemle şifa buldu.


Sırbistan'da kriminal alanındaki sayılı akademik çalışmalara imza atan 42 yaşındaki profesör Zoran Kesic, 3 yıl önce kansere yakalandı.

Donörüyle Türkiye'ye gelen Kesic, Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi İbn-i Sina Hastanesi Organ Nakli Bölümü'nde, Prof. Dr. Deniz Balcı, Prof. Dr. Kaan Karayalçın, Prof. Dr. Meltem Koloğlu, Prof. Dr. Ali Abbas Yılmaz başkanlığındaki ekip tarafından yapılan başarılı operasyonla karaciğer nakli oldu.

AÜ Tıp Fakültesi İbn-i Sina Hastanesi Genel Cerrahi ve Organ Nakli Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Deniz Balcı, nakil operasyonuna ilişkin AA muhabirine açıklamada bulundu.

Kalın bağırsak kanserine yakalanan Kesic'in "karaciğerine sıçrayan çok sayıda tümör bulunduğu, ülkesinde her iki organından ameliyat olduğu" bilgisiyle hastanelerine geldiğini anlatan Balcı, ayrıca sağlık belgelerinde "ameliyatın üzerinden bir yıl geçtikten sonra hastanın karaciğerindeki tümörün yeniden ortaya çıktığının" yer aldığını söyledi.

Balcı, "Zoran bunun üzerine Sırbistan'da kemoterapi almış, ardından bir ameliyat daha olmuş. Kemoterapilerle takip edilmiş. Bu esnada da karaciğerinde tekrar tümör saptanıyor. Karaciğerine radyoembolizasyon işlemleri uygulanıyor ve ondan da yanıt alınamıyor. Safra yollarına baskı yapması üzerine sarılık gelişiyor ve bu sarılık ilerliyor. Bu süreçte de sürekli enfeksiyon geçiyor ve drenaj işlemleri uygulanıyor." diye konuştu.

"Tedavi yeni bir umut olacak"

İbn-i Sina Hastanesi'ne karaciğer nakli için başvuran Kesic'in durumunu Transplantasyon Konseyinde değerlendirdiklerini ve Organ Nakli Etik Kurulundan onay aldıklarını belirten Balcı, şöyle devam etti:

"Böyle bir ameliyat hem karaciğer yetmezliği hem de tümörleri uzaklaştırma potansiyeline sahipti. Yoksa hastamız hayatını kaybedecek kadar ağır durumdaydı. Karaciğer dışında vücutta başka yerde tümörünün olmadığını yapılan tetkiklerde saptadıktan sonra ilk aşamada karaciğerin çevresindeki lenf nodlarını çıkardık ve temiz olduklarını görüp ertesi gün nakil yapabileceğimize karar verdik. Daha sonra başarılı bir nakil yaptık. Önemli özelliği, kolorektal kanser dediğimiz kalın bağırsak kanserlerinin metastaz yapması. Yaklaşık olarak her iki hastanın ömürlerinin bir noktasında karaciğere sıçramasıyla karşı karşıya kalıyoruz. Bunlar ameliyat edilemediğinde, yaşam şansı çok düşük oluyor. Bu tedavi yöntemi, ameliyat edilemeyen karaciğer metastazı olan hastalar için yeni bir umut. Uluslararası Karaciğer Nakli Derneğinin kılavuzuna da giren yöntemin üniversitemizdeki ilk vaka olması özelliğiyle de mutluyuz."

"Artık 'sarı adam' değilim"

Kesic ise Sırbistan'da kanserle mücadelesi sırasında uygulanan tedavilerden sonuç alınamadığını belirterek, "İlk kez kanserle savaşımda bir umudum var. Kendimi iyi hissediyorum. Bu umudum gerçekleşmeseydi, bundan sonrası benim için görünmüyordu. Şimdi umutla yeniden hayata başlıyorum." ifadelerini kullandı.

Sırbistan'da da çok iyi doktorlar bulunduğunu ifade eden Kesic, ancak yüksek teknolojili cihazlar ve hastaneler olmadığından tanı ve tedavi işlemlerinde zorluk yaşandığını söyledi.

Amerika'da yaşayan bir doktor arkadaşının "Türkiye'de sağlık sisteminin iyi, hastanelerdeki tıbbi teknolojinin ileri seviyede iyi olduğunu" belirtmesi üzerine burada tedavi görmeye karar verdiğini dile getiren Kesic, doktor arkadaşı aracılığıyla Ankara'ya geldiğini kaydetti.

Kesic, ameliyatın ardından kendini çok iyi hissettiğini anlatarak, "Buradaki tüm doktorlara ve sağlık personeline teşekkür ediyorum. Kızım bana sürekli 'sarı adam' diyordu, artık 'sarı adam' değilim. Beni çok farklı görecek." diye konuştu.

Manşetler

DUYURU-4