Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Mevcut konutların tamamından, 2017'ye kadar bir enerji performans sertifikası alacağız. Belki ileride bunun üzerine bir emlak vergisi veya verimliliği teşvik edecek bir vergi sistemi düşünülebilir" diye konuştu.
5. İzmir İktisat Kongresi kapsamında düzenlenen "Küresel Kriz Sonrası Kamu Ekonomisinde Yeni Eğilimler ve Beklentiler" başlıklı oturumu yöneten Bakan Şimşek, katılımcıların sorularını yanıtladı.
Türkiye'de beyanname veren gelir vergisi mükellefi sayısının 3 milyon 408 bin kişi, kurumlar vergisi mükellefinin 663 bin, ücretli sayısının ise 15.8 milyon olduğunu anlatan Şimşek, toplam 20 milyon mükellef sayısının batı ülkeleriyle karşılaştırıldığında düşük olarak gözükebileceğini ancak 10,5 milyon emekli bulunduğu, kadınların işgücüne katılım oranını yüzde 32'ler civarında olduğu ve öğrenci sayısı gözönüne alındığında mükellef sayısının çok düşük olmadığının görüleceğini bildirdi.
Ücret ve maaşların son 10 yılda baskı altına alındığı yönündeki iddiayı içeren bir soru üzerine Bakan Şimşek, son 11 yılda enflasyon oranı yüzde 154, en düşük memur maaş artışının yüzde 360, asgari ücretin yüzde 330, emekli maaşlarının ise türüne göre yüzde 700'leri bulan artışların olduğunu söyledi.
Şimşek, toplam personel giderlerinin bütçe içindeki payının 2002'deki yüzde 18 seviyesinden yüzde 30 civarına geldiğini, personel sayısı ve maaşlardaki ciddi bir artışın bütçedeki esnekliği ciddi bir şekilde sınırladığını anlatarak, öğretim üyelerinin aldığı ücretin düşük olduğu eleştirilerine katıldığını, bu konuda diğer kamu personellerine oranla durumun iyileştirilmesi gerektiğini ifade etti.
Bakan Şimşek, gelir ve kurumlar vergisinin milli gelire oranının yüzde 6'nın altında bulunduğunu, bunun Danimarka'da yüzde 29 olduğunu kaydederek, vergi tabanının genişletilerek oranlarıyla oynamadan gelirin artırılabileceğini, yeni gelir vergisi tasarısıyla bunu yapmak istediklerini dile getirdi.
Hane halkı borçlanmalarında ciddi bir artış olduğunu ancak halen AB ortalamasının altında olduklarını anlatan Bakan Şimşek, bir katılımcının ihale usulü vergi toplanması yönündeki önerisi üzerine, "Oldukça radikal bir öneri. Ben ne söylesem, bir yerlerde başlık olur. Vergileri özel sektöre toplatalım şeklinde bir önerme. İlginç bir öneri. Tabii Gelir İdaresinde 40 bin çalışanımız var. Üzerinde çalışılması, tartışılması gereken bir konu deyip geçelim" yanıtını verdi.
"Ekolojik vergi mevzuatımız neden yok ?" sorusu üzerine ise Şimşek, bu konuda doğrudan doğruya çok iyi oturmuş bir sistematiğin bulunmadığını ancak motorlu taşıtlar vergisi için karbon salınımını baz alan bir vergilendirme konusunda ellerinde bir çalışmanın bulunduğunu belirtti.
Konutlar için de benzeri bir çalışmanın bulunduğuna işaret eden Şimşek, şöyle konuştu:
"İkincisi konutlarda. Mevcut konutların tamamından 2017'ye kadar bir enerji performans sertifikası alacağız. Belki ileride bunun üzerine bir emlak vergisi veya verimliliği teşvik edecek bir vergi sistemi düşünülebilir. Bunun benzeri birçok konu tartışılabilir. Mesela obeziteyi tetikleyen, sağlık harcamalarını artıran ürünleri yönelik özel tüketim vergisi gündeme gelebilir. Tüm bu hususları tartışıyoruz, düşünüyoruz, ileriki dönemlerde tüm bunlar gündeme gelebilir, uygulamaya konabilir."
Mali af niteliğindeki hiçbir yapılanmayı doğru bulmuyorum
Herkes için bir kredi notu mekanizmasının altyapısını oluşturduklarını anlatan Şimşek, mali af niteliğindeki hiçbir yapılanmayı doğru bulmadığını, bunun vergi uyumunu bozduğunu ve toplumda adaletsizlik algısı doğurduğunu kaydetti.
Verginin Maliye'ye değil aslında 76 milyona ödendiğini dile getiren Şimşek, "Vergi, 76 milyonun hakkı hukuku demektir; ödenmeyince elbette takibe gideriz. Mükellefler, genellikle kamu alacaklarını öncelik sırasında en alta koyuyor. Maliye de artık teknolojiyi kullanarak bankalar aracılığıyla alacağını tahsil etme yoluna gidiyor. Bazen bankalar bunu aşırıya götürüyor. Biz bankalara 'Mükellefin bize 10 lira borcu var, ona haciz koyun' diyoruz. Onlar da 'Bu mükellef devlete taktıysa yarın bana da takar' diyor, bütün parasına haciz koyuyor. Bu tür problemlerin oluşmaması için gerekli düzenlemeler yapılması noktasında BDDK nezdinde girişimlerde bulunduk" ifadelerini kullandı.
Şimşek, İzmir'in geleceğinin çok parlak olduğunu belirterek, "Burası lojistik anlamda en güzel yerlerden biri. Şu anda birçok sektöre Tunceli'de verdiğimiz teşviği, İzmir'de veriyoruz; yeterki stratejik ürün üretilsin. İzmir'de liman, güçlü bir altyapı, yetişmiş eleman, üniversiteler, girişimci ruh var, bir de teşvikler de var. Daha ne olsun" diye konuştu.
Bakan Şimşek, "Bir defalık gelirler her ne kadar azalıyorsa da biz sırtımızı buna dayayamayız. Taşıma suyla değirmen dönmez. Bizim süreklilik arz eden harcamaları süreklilik arzeden gelirlerle yapmamız lazım" dedi.