‘Sigortalamak anlamaktır’ sloganını benimsedik duygusallığı öne çıkarttık

ERGO Türkiye CEO’su Akın Kozanoğlu, sigortacılıkta yeniden yapılanma süreci için düğmeye bastıklarını belirterek, “Artık bizim için insan kavramı önemli. Yeni yapılanmamızı duygusallık üzerine kurduk. Finansta duygusallık yoktur ama müşteri bunu istiyor”

ALMAN Münich Re’nin ana hissedarı olduğu Ergo Sigorta Grubu, “Sigortalamak Anlamaktır” sloganını benimseyerek, yeniden yapılanma sürecine girdi. Değişim süreci hakkında bilgi veren Ergo Türkiye CEO’su Akın Kozanoğlu, sigortacılıkta zorlu bir süreç başlattıklarını söyledi. Kozanoğlu, benimsedikleri sloganın pazarlama sloganı olmadığını belirterek, “Müşteri odaklı olacağız ve bu konuda yeniden yapılanacağız. Kolay anlaşılabilir, aynı zamanda da kolay ulaşılabilir şirket haline gelmek istiyoruz. İnsan kavramı bizim için önemli. Yeni yapılanmamızı duygusallık üzerine kurduk. Finansta duygusallık yoktur ama müşteri bunu bekliyor” dedi.
Akın Kozanoğlu, yeni süreçte müşteriyi anlamakla işe başlayacaklarını vurgulayarak, sigortalıların ihtiyaçlarını belirleyeceklerini ve bunu yaparken de tüketici ile aynı dili konuşacaklarını kaydetti. Sigortalıya gerçek anlamda yakın olmak istediklerini de belirten Akın Kozanoğlu, “Samimi, dürüst ve eleştiriye açı k olacağız. Her ayrıntıyla hızlı bir şekilde ve kişisel olarak  ilgilen eceğiz. Biz sadece sigortacı değiliz.  Aynı zamanda, her bir müşterisine eşitlik ilkesiyle hizmet veren ve daima iler iye bakan kişisel danışmanlarız” şeklinde konuştu.

Faiz geliri olmasa zarar
Akın Kozanoğlu, sigorta sektörü hakkında da değerlendirmeler yaparak, sektörün 2-3 yıldır fiyata dayalı rekabetle uğraştığına dikkat çekti. Bu rekabetin ekonomik krizle alakalı olmadığını, krizin sadece talebi etkilediğini söyleyen Kozanoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ana sorun, karlılık ve fiyata dayalı rekabet. Sektörün toplam karlılığı sadece 31 milyar TL. Faiz gelirleri olmasa sektör, 300 milyon TL zarar eder. Koca sektörün karı sadece 31 milyar. Fiyat rekabetinin en büyük sebebi ise, bazı şirketlerin büyümeyi karlılığın önüne alması ve diğerlerinin de bu furyaya kapılması. Bu durumdan ise tüketici, memnun gözüküyor ama sigortalının alacağı hizmetin kalitesinin düşmemesi gerekiyor. Bunun için de sektörün biran önce toparlanması şart.”
Akın Kozanoğlu, sektördeki fiyata dayalı rekabete ayak uydurmayacaklarını da belirterek, şirketin değişim sürecinde stratejik revizyona gideceklerini açıkladı. Bu çerçevede dengeli portföy oluşturmaya odaklanacaklarının altını çizen Kozanoğlu, “Trafik sigortası satışını azaltacağız. Trafik sigortası maalesef en zararlı branş. Bundan sonra yangın, nakliyat, mühendislik branşlarına yöneleceğiz. Ayrıca sağlık portföyümüzü de büyüteceğiz. Hayat şirketinde ise bireysel emeklilik üzerine stratejimizi kurduk. Emeklilikte büyümek istiyoruz. Artık aile şirketi değiliz, kurumsal bir şirketiz” dedi.

Ekonomik krizi atlattık çıkışa geçtik

ERGO Türkiye CEO’su Akın Kozanoğlu, şirket olarak bu yılın 9 aylık döneminde 525 milyon TL prim üretimi gerçekleştirdiklerini belirterek, şunları söyledi: “Ülke olarak ekonomik krizi atlattık, çıkışa geçtik. Büyüme rakamları da çok iyi. Biz de şirket olarak hedeflerimizi buna göre belirledik. Birinci hedefimiz, 2012 ve 2019 yılları itibarı ile prim üretim sıralamasında  sektörde ilk beş şirket içinde yer almak. İkinci hedefimiz, marka bilinirliğinde 2012 yılı itibarı ile ilk beş, 2019 yılı itibarı ile de ilk üç şirket içerisine yükselmek. Üçüncü hedefimiz ise, müşteri memnuniyetinde ilerleme kaydetmek”

Güvene önem veriyoruz

AKIN Kozanoğlu, ‘Sigortalamak Anlamaktır’ sloganı ile başlattıkları değişim sürecinden bahsederek, bu konuda şunları söyledi: “Bize göre sigortalamak, anlamaktır. Bu yüzden değişime müşterilerimizi anlayarak başlayacağız. Ayrıca bize göre insanları sigortalamak, her şeyin yolunda gideceğini vaat etmek harika bir duygu. Önemli olan riskler kadar sigortalanan kişinin değerlerini de dikkate almak. Bunu yaparken de önceliğimiz kendimiz değil, insanlar olacak. Poliçeye imzayı atan kişiyi, imzadan daha fazla önemseyeceğiz. Bunları yaparken de güven unsuruna en az sözleşme kadar değer vereceğiz. Sigortacılık dili kullanmayacağız, müşterimizle
aynı dili konuşacağız. Yani, önce anlayıp sonra sigortalayacağız.”

Sigortada gelir seviyesi yüksek ülkelere yaklaşıyoruz

DOĞAL Afet Sigortaları Kurumu (DASK) Yönetim Kurulu Başkanı Selamet Yazıcı, son 60 yıl içinde Türkiye’deki doğal afetlerin yol açtığı yapısal hasarların üçte ikisinin deprem nedeniyle meydana geldiğini belirterek, kurumsal ve bireysel düzeyde alınan önlemlerin artırılması gerektiğini söyledi. Selamet Yazıcı, IFRC’nin (The International Federation of Red Cross and Red Crescent Societies) “2010 Dünya Afet Raporu”na değinerek, bu konuda şunları söyledi: “Bu rapor, afet sigortası yaptırma oranının düşük gelirli ülkelerde yüzde 1, orta gelirli ülkelerde yüzde 3 iken yüksek gelirli ülkelerde ortalama yüzde 30 olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye’ye baktığımızda ise bugün zorunlu deprem sigortası kapsamına giren 13 milyon konuttan 3,3 milyonunun, yani yüzde 25’inin güvence altına alındığını görüyoruz. Türkiye, bu oranla yüksek gelir seviyesine sahip ülkelere hızla yaklaşıyor. Ancak bu oranı elbette yeterli bulmuyor, 3 -4 yıl içinde sigortalı konut sayısını 5,5 milyona çıkarmayı hedefliyoruz.” Selamet Yazıcı, dünyadaki en büyük afet sigortası havuzlarından biri olan ve tek bir hasarda ödeme gücü reasürans korumalarıyla birlikte 4,5 milyar TL’ye ulaşan DASK’ın, yurtiçinde risk paylaşımını sağlamanın yanı sıra deprem hasarlarının neden olacağı mali yükü sigorta yoluyla uluslararası reasürans ve sermaye piyasalarına dağıttığını kaydetti.

Sigorta sektörü 8 ayda yüzde 4 büyüdü

SİGORTA sektörünün 2010 yılı Ocak-Ağustos verileri açıklandı. Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği’nin (TSRŞB) verilerine göre 8 aylık dönemde 9 milyar 276 milyon TL prim üretilerek, geçen yılın aynı dönemine oranla üretimde yüzde 12.79 artış gerçekleştirildi. Toplam prim üretiminin 7 milyar 836 milyon TL’si hayat dışı sigorta branşlarından, 1 milyar 440 milyon TL’si de hayat sigortalarından kaynaklandı. Ancak prim üretim artışı Ağustos ayındaki TÜFE’deki yıllık yüzde 8.33 enflasyon ile mukayese edildiğinde sigorta sektörünün reel büyümesi yüzde 4 oldu.
TSRŞB’nin verilerine göre branşlar bazında prim üretimine bakıldığında en yüksek üretim özel sağlık sigortalarında gerçekleşti. Sigorta şirketleri bu branşta 8 aylık dönemde toplam 1 milyar 139 milyon TL prim üreterek, geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 23.07 artış sergilediler. Üretimde ikinci sırayı ise finansal kayıplar sigortası aldı. Şirketler bu branşta 60.2 milyon TL prim üreterek, geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 22 büyüme gerçekleştirdiler.

Manşetler

DUYURU-5
EBELİK YÖNETMELİĞİ