2010 yılında 27 milyar TL olan sosyal güvenlik açığı 2012'de 17 milyar TL'ye indi. Deliğin kapanmasında aslan payı kayıtdışıyla mücadelede... %45'lerdeki kayıtdışı oranı bugün %39'a geriledi. SGK'nın işverenle imzaladığı barış anlaşmaları da cabası...
Sosyal güvenlik denilince akla gelen hep 'kara delik' olmuştur. Gerçekten de sosyal güvenlik sisteminin ülke ekonomisi içerisindeki payının ağırlığı makro ekonomik dengeler açısından oldukça önemlidir. Sosyal güvenlik harcamalarının ağırlığı kamu maliyesini daima zorlamaktadır. Bütçeden sosyal güvenliğin finansmanı için yapılan transferler hep en yüksek kalemleri oluşturmuştur. 2000'li yılların ortalarında hız kazanan Sosyal Güvenlik Reformu'nun temel amacı bu 'kara deliğin' kapatılmasıydı. Ancak bu delik hemen kapanacak gibi durmamakta. Elimize geçen en son 2012 yılı rakamlarına göre, devlet açıkları kapatmak için halen çabalamakta. Diğer yandan son iki yıldaki gelir - gider karşılaştırmasına baktığımızda da gidişatın sosyal güvenlik açısından fena olmadığı görülecek. SGK'nın toplam gelirleri 2010 yılında 95,2 milyar TL iken, 2012 yılında 143 milyar TL'ye yükselmiş. Yaklaşık 47 milyar TL'lik artış var.
FAZLADAN 10 MİLYAR
BU artışta yapılandırmayla geçmiş prim borçlarının toplanması kadar devlet katkısının da elbette önemli payı var. Ancak bunlara rağmen toplam gelirler içerisinde prim gelirlerinde önemli bir artış sağlanmış; 2010 yılında 66,7 milyar TL olan prim gelirleri 2012 yılına gelindiğinde yaklaşık olarak 30 milyar TL artmış ve 96,4 milyar TL'ye ulaşmış.
DİĞER yandan prim gelirlerine bir yıllık prim teşvik tutarı olan 5,6 milyarı eklediğinizde prim gelirleri yapılandırma geliri hariç 102 milyar TL oluyor. Ayrıca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'ndan alınması gereken 2012 yılı için 2022 Sayılı Kanun'dan aylık alanların Genel Sağlık Sigortası primi 2,3 milyar TL de eklenince primler 104,3 milyar TL oluyor. Bir de bu tutara yapılandırma gelirleri eklenince toplam prim geliri 107 milyar TL'yi buluyor. Prim gelirleri açısından 2012 yılı bütçesinde öngörülen tutar 93,5 milyardı. Bugün bu rakamın 10 milyar üstünde prim tahsilatı gerçekleşmiş.
İşsizlik ödeneğinden kimler faydalanabilir?
SORU: İşimden kendi isteğimle ayrıldım. İş-Kur'dan işsizlik parası alabilir miyim?
CEVAP: İşsizlik ödeneğine hak kazanabilmek için işverenin sizi işten çıkarması şart. Kendiniz ayrıldıysanız işsizlik ödeneği almanız mümkün değil.
SORU: İki aydır bir işyerinde çalışıyordum, işveren işten çıkardı, işsizlik parası alamayacağımı söylediler, neden?
CEVAP: İşsizlik sigortasından yararlanabilmek için; Kendi istek ve kusuru dışında işsiz kalmak, Hizmet akdinin feshinden önceki son 120 gün içinde prim ödeyerek sürekli çalışmış olmak, Son üç yıl içinde en az 600 gün süreyle işsizlik sigortası primi ödemiş olmak,
HİZMET akdinin feshinden sonraki 30 gün içinde İŞKUR'a şahsen ya da elektronik ortamda başvurmak gerekli.
SİZİN durumunuzda işten çıkarıldığınız tarihten önceki son 120 gün kesintisiz prim ödenmesi şartı yerine getirilmediği için size işsizlik ödeneği bağlanmayacaktır.
SORU: İşsizlik parası alırken, ayrıca sağlık için prim ödeyecek miyiz?
CEVAP: İşsizlik ödeneği alanlar genel sağlık sigortası kapsamında olup bakmakla yükümlü olduğu kişiler de genel sağlık sigortalısı kapsamında sağlık hizmetlerinden yararlanabilir. Ancak belirtmekte fayda var; işsizlik ödeneği ödenirken, işsiz kalmış kişi adına sadece genel sağlık sigortası primleri yatırıldığı için, bu primler emeklilik yönünden dikkate alınmamakta.
Ne kadar süre para alınıyor?
SORU: Geçen ay işsiz kaldım, ne kadar süreyle işsizlik parası alacağım?
CEVAP: Gerekli koşulları taşımak kaydıyla, hizmet akdinin feshinden yani işveren tarafından işe son verildiği tarihten önceki son üç yıl içinde; l 600 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 180 gün, l 900 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 240 gün,
l 1080 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 300 gün süreyle işsizlik ödeneği verilmektedir. İşsizlik ödeneği sigortalının son dört aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının yüzde kırkı olarak hesaplanmaktadır.
Kayıtdışı 6 puan geriledi
PRİM gelirlerinde yakalan bu artışın en önemli sebebi kayıt dışı istihdam rakamlarında sağlanan bir nebze iyileşme. Yüzde 45'ler seviyesinde olan kayıt dışı istihdam oranı yüzde 39'lar seviyesine geriledi. Kayıt dışılık da sağlanan bir puanlık iyileşme prim gelirlerinde yaklaşık olarak 600 milyon TL artış sağlamakta. Ayrıca SGK'nın prim dışında başta idari para cezaları olmak üzere diğer kalemler yoluyla da gelirlerinde bir artış söz konusu.
100 bin TL borcu olan 3.400 işverene ziyaret
DİĞER yandan SGK'nın prim gelirleriyle ilgili genel müdürlüğü 3.398 işvereni tek tek ziyaret etti. Ziyaret edilenler 100 bin TL ve üstü SGK'ya borcu olup 100 den fazla işçisi olan işverenlerdi. Bu işverenlere hem teşvik hem de borçlarını ödemede taksitlendirme uygulamasının avantajları anlatıldı. Bu çalışmanın sonuçları prim toplamada çok etkili oldu. Bu işverenlerin büyük bir bölümünden yüksek tutarlarda sigorta primi toplanmış oldu.
Emekliye yılda 105 milyar TL
SGK'nın toplam gideri, 2012 yıl sonu itibarıyla 2010'a göre 38 milyar TL'lik bir artışla 160 milyar TL'ye ulaşmış durumda. Gider kalemleri içerisinde en fazla olanı emekli aylıkları. Emekli aylıklarında sadece iki yılda 27 milyar TL artış var, toplam emekli aylığı harcaması 105,2 milyar TL. Sağlık harcamalarında ise iki yılda sadece 12 milyar TL'lik artış var.
Açık 17 milyar TL
SONUÇ olarak, 2012 yılı verilerine göre açık finansmanı 17 milyar 250 milyon TL olarak gerçekleşti. Ancak hemen belirtelim, 2010 yılında devletin bu açık için SGK'ya transfer ettiği rakam 27 milyar 69 milyon TL seviyesindeydi. Yani hem nominal hem de reel olarak çok daha fazlaydı. Toplam gelirlerin giderleri karşılama oranında bir iyileşme söz konusu, bu yönüyle de açık rakamı azalmakta.
Önümüzde 3 seçim var emeklilik yaşı artırılmaz
SOSYAL güvenlikte en önemli gider kalemi emekli aylıkları. Emekli aylıklarında yaşanan artış Sosyal Güvenlik bürokratları kadar Maliye kanadını da tedirgin etmekte. Emeklilikte yaş sınırı kademeli olarak yukarı çekilmesine rağmen, kazanılmış haklar çerçevesinde halen ortalama emeklilik yaşının 42 - 43'ler civarında olması bu endişeyi daha da artırmakta. Bu nedenle yaş konusunda yeni bir düzenleme olur mu, olmaz mı tartışmaları ortaya çıktı. Ancak önümüzdeki üç yıl içerisinde üç defa sandık başına gidilecek olması yaş konusunda herhangi bir değişiklik olmayacağı anlamına da gelmekte.
Cem Kılıç / Akşam