SGK, deli dumrul gibi, köprüden geçenden beş akçe, geçmeyenden on akçe almayı kafasına koymuş bir kere. Bunu da kendisini halen maliye veznedarı kabul eden kişiler eliyle yapıyor. Vatandaşa daha iyi nasıl hizmet ederim, işçinin rapor parasını 8-10 aya sarkmadan nasıl öderim, rapor parası alamayınca işçi evine ekmeği nasıl götürecek diyeceğine, vatandaşı yokuşa sürüyor.
hukuk kural tanımıyor
Geçen haftaki “Özürlü çocuğu olan annelerden SGK ne istiyor?” başlıklı yazımda, “Hatta öyle uygulamalar var ki, insanın gülesi geliyor. Hukukun nasıl katledildiğini, hukuk dışılığın nasıl alıp başını gittiğini de yazacağım.” demiştim. Sağ olsun okurlarımız bu yazımıza çok ilgi gösterdi. Elbette zaman içinde gördüğümüz eksiklikleri eleştirip, SGK’da vatandaş memnuniyetini esas alan uygulamaları da alkışlayacağız.
SGK’da hukuka uyan, vatandaşa canla başla hizmet eden çalışanlar olduğu gibi, hukuka uymayan, dahası hukukla uzaktan yakından ilgisi olmayan, “ben yaptım oldu” mantığıyla vatandaşa gavur eziyeti yapan da var, vatandaşın derdini kendi derdi görüp gecesini gündüzüne katan da.
Bugünkü yazımızın konusu raporları SGK’na bildirmeyenlere uygulanan para cezalarıyla ilgili. İşçiler, istirahat raporu aldıkları ve çalışmadıkları dönemlerde SGK’dan istirahat parası denilen geçici iş göremezlik ödeneği alırlar. SGK, 12 Mayıs 2010 tarihinden itibaren raporlu işçilerin çalışmadıklarının internet üzerinden bildirilmesini, bildirilmemesi halinde ise idari para cezası uygulanacağını yazmış. Yani, 12 Mayıstan sonra rapor alan veya istirahat süresi bu tarihten sonra dolan işçilerin raporlu oldukları süreleri internet üzerinden SGK’na bildirmeyenlere idari para cezası uygulanması gerekecek.
Uygulamayı açıklayan 2011/50 sayılı genelgede ise, tebliğin yayım tarihinden (12 Mayıs 2010) önce iş göremezlik ödeneği için başvuruda bulunmuş olan 4/a (SSK) kapsamındaki sigortalılara ait çalışmazlık belgesini göndermemiş olan işverenler için çalışılmadığına dair bildirim yapılmadığında ise idari para cezası uygulanacağı yazılmış. Tabi, SGK’da hukukun yeri olmadığı için kimse de, “Dur arkadaş, fiilin işlendiği tarihte olmayan bir cezayı nasıl uyguluyorsun?” dememiş. 12.5.2010 öncesinde raporlu personeli için, çalışmazlık bildirimi yapılmayan işyerlerine basit bir hukuk kuralı olarak idari para cezası uygulanamaz. Ama hukukun ne önemi var ki?
Hukuk Fakültesi birinci sınıfında öğretilen ve hukukun abece’si sayılan bazı kurallar vardır ki, bunlardan birisi de, kanunların (yani hukuk düzenlemelerinin) makable şamil olmamasıdır. Yani, hukuk kurallarının yapıldığı andan itibaren etki etmesi, geçmişe yönelik hüküm ve sonuç doğurmamasıdır. Binlerce işyerine bu tür haksız, hukuksuz, mesnetsiz idari para cezaları uygulanmış, uygulanmaya da devam ediliyor. Kimse de yahu bu hukuksuz demiyor, diyemiyor.
SGK, deli dumrul gibi, köprüden geçenden beş akçe, geçmeyenden on akçe almayı kafasına koymuş bir kere. Bunu da kendisini halen maliye veznedarı kabul eden kişiler eliyle yapıyor. Vatandaşa daha iyi nasıl hizmet ederim, işçinin rapor parasını 8-10 aya sarkmadan nasıl öderim, rapor parası alamayınca işçi evine ekmeği nasıl götürecek diyeceğine, vatandaşı yokuşa sürüyor. Nasıl olsa ezilen işçiler. Memurların böyle rapor parası alamama çilesi olmadığı için de memurları temsil edenler, hukuk tanımayanlara göz yumuyor, arka çıkıyor, koltuk değneği oluyor. Olan da gariban işçi kardeşime, vatandaşa oluyor tabi.
Kıdem tazminatında tavan var mı?
Kıdem tazminatı konusu, çalışma hayatının en sorunlu alanlarından birisi olup, iş davalarının neredeyse büyük bölümü kıdem tazminatıyla ilgili. Kıdem tazminatının ödenmemesi, eksik ödenmesi gibi konular en çok anlaşmazlık olan konular. Okurumuz Adil AÇIK, “Kamu veya özel sektörde çalışan işçiler kanunda sayılan koşullarla işten çıktığında yada çıkarıldığında kıdem tazminatı alırlar. Bugün itibariyle kıdem tazminatı tavanı 2.731,85 TL’dir. Mantığım almıyor. Kıdem tazminatında tavan uygulamasının bir gerekçesi var mıdır? Varsa nedir?” diye soruyor.
Tabi okurumuzun da belirttiği gibi, bir çok kişi yüksek ücretli olarak çalışanların kıdem tazminatının tavan tutara kadar ödenmesinden dolayı sitemleri oluyor.
Kıdem tazminatı uygulamasının yasal dayanağı 1475 sayılı İş Kanunu ile düzenlenmiş olup, ödenecek kıdem tazminatının bir yıllık miktarı da en yüksek devlet memuruna (Başbakanlık Müsteşarı) ödenen bir yıllık emeklilik ikramiyesi tutarı ile sınırlandırılmış. Kıdem tazminatı tavan tutarı memur maaş katsayısına bağlı olan kıdem tazminatı tavan oranı sürekli değişmektedir.
1/7/2011 tarihinden itibaren işçilere ödenecek kıdem tazminatının yıllık tavanı 2.731,85 TL’dir. İşverenler tavan tutarın üzerindeki kısım için kıdem tazminatı ödenmeye zorlanamazlar.
Dr. Resul KURT
info@resulkurt.com
www.resulkurt.com