Sentetik pestisitlere alternatif doğal koruyucular gıdaların raf ömrünü uzatıyor

Nanomik Biyoteknoloji Üst Yöneticisi Buse Berber Örçen:

"Yaptığımız laboratuvar çalışmalarında gördük ki geliştirdiğimiz ürünler sadece paketli gıdaların değil aynı zamanda meyve sebzelerin de raf ömrünü uzatıyor ve dahası hepimizin aşina olduğu pestisit konusuna da çözüm oluşturabilecek nitelikte güçlü ürünler"

"Evde yediğimiz sebze-meyvelerin temizliğinde kullanılabilecek bir yıkama ürününüz var. Bu ürün hem özellikle yeşil yapraklı ürünlerin raf ömrünü artırıyor hem de yaklaşık 2 dakika gibi bir sürede yüzeydeki virüsler dahil pek çok mikroorganizmayı hızlı bir şekilde inhibe edebiliyor"

Gıdaların raf ömrünü uzatan sentetik pestisitlere alternatif üretmek amacıyla kurulan Nanomik Biyoteknoloji'nin Üst Yöneticisi (CEO) Buse Berber Örçen, geliştirdikleri doğal gıda koruyucularının sadece paketli gıdaların değil meyve ve sebzelerin de raf ömrünü uzattığını söyledi.

Nüfus artışıyla birlikte gıda ihtiyacını karşılayabilmek için fazlalaşan üretim sürecinde, gıdalara zarar veren mikroorganizma ve zararlıları uzaklaştırmak, hastalık etmeni taşıyan zararlıları kontrol etmek amacıyla birçok üründe pestisit adı verilen kimyasal maddeler kullanılıyor.

Birçok türü insan sağlığına ve çevreye zararlı olan bu tarım ilaçlarına alternatif doğal koruyucular geliştirmek için dünyada ve Türkiye'de çeşitli çalışmalar yapılıyor. Bu amaçla kurulan Nanomik Biyoteknoloji adlı şirketin üst yöneticisi (CEO) Buse Berber Örçen, AA muhabirine geliştirdikleri ürünler hakkında bilgi verdi.

Sentetik koruyucuların doğada uzun süre çözünmeden kalarak ekosisteme zarar verdiğini ve özellikle iklim krizinin etkilerinin belirginleşmesiyle beraber dünyada sürdürülebilirlikle ilgili atılan en önemli adımlardan biri olan Yeşil Mutabakat ile sentetik pestisit kullanımıyla ilgili kısıtlamalar getirildiğini belirten Örçen, "Yavaş yavaş ülkemizde de sentetik ve parçalanmayan pestisitler yasaklanmaya başladı. Haliyle bu yasaklamalar aslında yepyeni bir pazarın doğmasına sebep oldu. Bu pazar da biyopestisit pazarı diye tabir ettiğimiz, biyolojik koruyucuların, tarım zararlılarını engellemek için kullanıldığı ürün grubu." diye konuştu.

Doğal koruyucu geliştirme fikrinin ilk tohumlarının, lisans eğitimi sırasında atıldığını anlatan Örçen, "Özellikle sentetik koruyucuların veya gıdaya uygun olmayan sentetik koruyucuların yerini alabilecek doğal çözümler geliştirmekle alakalı çalışmalar yapmıştık. Daha sonra Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının desteğiyle Nanomik'i kurduk." dedi.

Örçen, şöyle devam etti:

"Yaptığımız çalışmalardan çıkan ilk sonuçlarla beraber gördük ki geliştirdiğimiz ürünler sadece paketli gıdaların değil aynı zamanda meyve sebzelerin de raf ömrünü uzatıyor ve dahası hepimizin aşina olduğu pestisit konusuna da çözüm oluşturabilecek nitelikte güçlü ürünler. Bu sebeple Nanomik, zaman içerisinde gıda sektöründen yavaş yavaş tarım kategorisinde de kullanılan sentetik pestisitlere alternatif bir potansiyele sahip oldu. Hatta şu anda ürünlerimiz sadece gıda ve tarım sektöründe değil sentetik koruyucuların girdiği kozmetik, veterinerlik, sağlık, hatta yapı sektörü gibi pek çok sektörde sentetik pestisitleri yerinden etmek için kullanılabilir."

- Eczacılık sektöründeki teknoloji kullanıldı

Örçen, ürünlerinin içeriğinin oldukça hassas ve uçucu olan, aynı zamanda oksijenden de etkilenebilen biyolojik moleküllerden oluştuğunu, ürünlerin geliştirilmesinde eczacılık sektöründe sık başvurulan teknolojilerden, bir koruma ve kaplama sistemi olan enkapsülasyon sisteminden faydalandıklarını ve bu anlamda sektörde tek olduklarını vurguladı.

Örçen, enkapsülasyon teknolojisi hakkında şu bilgileri verdi:

"Bir yaprak yüzeyi düşünün, spreyleme yoluyla kapsülleri yaprağın üzerine uyguluyorsunuz. Uyguladıktan sonra bu kapsüllerin içerisindeki aktif maddeler zamana ve ortam asiditesine bağlı olarak salınmaya ve aktivite göstermeye başlıyorlar. Salınan aktif madde yaklaşık 5 gün gibi bir etkinlik sağlıyor ama milyonlarca kapsül olduğunu düşünün, sürekli salınmaya devam ettiği için bitkiyi koruma süresi 15 güne kadar uzayabiliyor. Hatta kontrol grubuna göre meyvenin üzerinde hasat sonrasındaki etkilerini biz 75 güne kadar gözlemleyebiliyoruz ki bu muazzam bir rakam."

Kapsül haline getirmek için kullandıkları malzemenin doğada çok hızlı parçalanan, hatta insanların bile sindirebildiği bir ürün olduğundan bahseden Örçen, "Mikroplastik kirlenmesi diye yine önemli bir tehdit unsuru var dünyada. Mikroplastiklerin en büyük kaynağı da sentetik koruyucular. O yüzden biz sentetik pestisitlere aslında alternatif yaratıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

- Evde sebze ve meyve yıkamak için de ürün geliştirdiler

Gıda israfının sadece tarlada değil markette ve evlerde de gerçekleştiğini ve bu israfı minimize etmek için tedarik zincirinin farklı noktalarına yönelik ürünler geliştirdiklerini kaydeden Örçen, şunları söyledi:

"Hasat öncesinde meyve sebzelerin topraktan gelen veya herhangi bir şekilde bulaşabilen hastalıklara ve böceklere karşı korunmasını sağlayan biyolojik ürünler geliştiriyoruz. Burada yaklaşık 4 ürünümüz var. Yıl içinde 3 yeni ürünümüz daha gelecek. Şu anda hem küfler hem de böceklere karşı koruma sağlayabilen biyoinsektisit ve biyofungisit olarak isimlendirilen ürünlerimiz var. Hemen bunu takiben depolarda küflenmeye karşı kullanılan ürünlerimiz var. Bunun yanında en son çıkardığımız, özellikle pandemiyle beraber aslında insanların aklında önemli bir soru işareti oluşturan, evde yediğimiz sebze-meyvelerin temizliğinde kullanılabilecek bir yıkama ürünümüz var. Bu ürün hem özellikle yeşil yapraklı ürünlerin raf ömrünü artırıyor hem de yaklaşık 2 dakika gibi bir sürede yüzeydeki virüsler dahil pek çok mikroorganizmayı hızlı bir şekilde inhibe edebiliyor."

Ürünlerinin, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından tüketilebilir, yenilebilir olarak sınıflandırılan grupta yer aldığının altını çizen Örçen, sentetik pestisit kullanan üreticilerin hasattan minimum 2 hafta öncesinde bu pestisiti kullanmayı bırakması gerektiğini fakat geliştirdikleri gıda koruyucusunun hasattan bir gün önce bile kullanılabildiğini bildirdi.

Belçika ve Orta Doğu-Kuzey Afrika pazarına ihracat yaptıklarını ve önümüzdeki yıl İsrail başta olmak üzere pek çok farklı ülkeye ihracat yapmaya başlayacaklarını aktaran Örçen, hedeflerinin bu koruyucuları global ölçekte kullanılır hale getirmek olduğunu vurguladı.

Örçen, biyopestisit pazarına inovasyon getirmek istediklerini, şu anda sentetik pestisitlerden yaklaşık 20 kat daha etkili bazı moleküller üzerinde çalıştıklarını ve patent çalışmalarını tamamladıktan sonra bu içeriklerin dünyada bir ilk olacağını ifade etti.

Manşetler

DUYURU-5
EBELİK YÖNETMELİĞİ
HASTANE KOORDİNASYON KURULU YÖNETMELİĞİ