Şekere karşı savaş için uzun vadeli kampanya başlatılmalı

Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk: "Yetişkinlerde kişi başı günlük şeker tüketimi 50 gram olması gerekirken 150 gram. Bunu 120 grama indirsek bile çoğu sıkıntıyı hallederiz. Ondan sonraki hedefimiz de 100 grama indirmek olacak"

ANDAÇ HONGUR - Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk, yetişkinlerde günlük kişi başı şeker tüketiminin 150 gramdan 50 grama düşürülmesi gerektiğini belirterek, "Bunu 120 grama indirsek bile çoğu sıkıntıyı hallederiz. Ondan sonraki hedefimiz de 100 grama indirmek olacak. Başta Sağlık Bakanlığı'nın bu işi benimsemesi, önemsemesi ve tıpkı tuzda olduğu gibi şekere karşı savaş için 5 yıl gibi uzun vadeli bir kampanyayı başlatması lazım." dedi.

Timur Erk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, başta Sağlık Bakanlığı'nın 5 yıllık tuz tüketimin azaltılması kampanyası olmak üzere Türk Böbrek Vakfı'nın faaliyetleri ve ilgili sivil toplum kuruluşlarının çalışmaları sonucunda kişi başı günlük tuz tüketiminin 18 gramdan 14 grama düşürüldüğünü söyledi.

Erk, kişi başına 6 gram olması gereken günlük tuz tüketimi düzeyine ulaşabilmek için daha fazla yol alınması gerektiğini dile getirdi.

Şeker konusunda farklı sıkıntılar olduğuna dikkati çeken Erk, nişasta bazlı şeker üretimini yapan büyük endüstri şirketleri olduğunu kaydetti.

Erk, "İçinde nişasta bazlı şeker veya şeker bulunan bütün gıda maddelerinin satışı için de ciddi reklam yapılıyor. Bu ürünler hala okulların kantinlerde bile satılabiliyor. Tuzluları kantinden çıkardık ama şekerlileri hala çıkaramadık." diye konuştu.

Şeker tüketiminin azaltılması çalışmalarına tuza göre geç başlandığını belirten Erk, şunları anlattı:

"Tuz ve şekeri beraber götürmek kolay değil. 2-3 yıldır şeker tüketimini azaltmak üzerinde uğraşıyoruz. Yetişkinlerde kişi başı günlük şeker tüketimi 50 gram olması gerekirken 150 gram. Bunu 120 grama indirsek bile çoğu sıkıntıyı hallederiz. Ondan sonraki hedefimiz de 100 grama indirmek olacak. Tuzda 5-6 yılda bu mesafeyi aldığımıza göre, şeker için de bir 3 yıl daha gerekiyor. Belki mucize yaratır, günlük şeker tüketimini 100 grama indiririz ama ben şeker konusunda, tuzda olduğu kadar ümitli değilim ne yazık ki."

- "Tüm kurumlar ortak hareket etmeli"

Erk, başta Sağlık Bakanlığı'nın şeker tüketiminin azaltılması konusunu benimsemesi, önemsemesi ve tıpkı tuzda olduğu gibi 5 yıl gibi uzun vadeli bir kampanyayı başlatması gerektiğini ifade eden Erk, şöyle devam etti:

"Endüstrinin bu konuda makul adımlar atması, genç nesillerin geleceğini düşünerek alınan tedbirlere ve yöntemlere destek vermesi gerekiyor. Başta Sağlık Bakanlığı'nın bu işi benimsemesi, önemsemesi ve tıpkı tuzda olduğu gibi şeker savaşı için 5 yıl gibi uzun vadeli bir kampanyayı başlatması lazım. Biz, Türk Böbrek Vakfı olarak tek başımıza ağzımızla kuş tutsak bile bir yere varamayız. Hem Sağlık Bakanlığı desteği hem de endüstrinin desteğini ortak bir noktada buluşturmak istiyoruz. Şeker fabrikaları ve sanayi açısından konu Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'na, Türk Gıda Kodeksi açısından Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na bağlı. Tüm kurumların ortak hareket edip işbirliği yapması lazım. Türk Gıda Kodeksi gelişti, 2019 sonuna kadar süre verildi ama bunlar yeterli değil. Piyasa denetimi lazım. Reklamlara yasak geldi ama hala tam denetim yok çünkü karşısında çok ciddi ve güçlü şeker endüstrisi var."

- "Türkiye'deki 3 milyon obezin yüzde 60'ı 18 yaş altında"

Türk Böbrek Vakfı Başkanı Erk, çocuk yaşta obeziteyi artıran en önemli maddenin şeker olduğunun altını çizdi.

Çocukların eskiye nazaran daha az hareket ettiğini, bilgisayar ve masa başından ayrılmadığını anlatan Erk, çocuklarda şeker tüketimini azaltmanın yanı sıra hareketin artması gerektiğini vurguladı.

Erk, çocukların evlerinde yapacağı 20 civarında egzersizi içeren 2,5 dakikalık video hazırladıklarını ifade ederek, çocukların bu egzersizleri kendi başlarına yaparak daha hareketli bir yaşama geçebileceğini dile getirdi.

"Türkiye'de 3 milyon obezin yüzde 60'ının 18 yaş altında olduğunu aktaran Erk, "Kuzey Amerika'da her 2 kişiden birisi obezken, Türkiye'de her 4 kişiden birisi obez. Çocuklarda ise her 10 çocuktan birisi obez. Bunu frenlemek lazım. Gazlı içecek, meşrubat, buzlu çay gibi içeceklere çok dikkat etmeliyiz. Bunların hepsinin içinde pancar şekeri yerine nişasta bazlı şeker kullanılıyor. Aromalı süt, gofret, çikolata gibi ürünlerin içindeki şeker miktarı da yüksek. Çocukları özellikle meyve sularından, gazlı içeceklerden uzak tutmamız lazım çünkü hem buzlu çayda hem gazlı içeceklerde ciddi miktarda şeker var."

Tuz konusunda oluşturulan bilincin şeker konusunda oluşturulması gerektiğine işaret eden Erk, özellikle 8-12 yaş grubuna verdikleri eğitimlerin çok olumlu sonuçlarının görüldüğünü sözlerine ekledi.

Manşetler