Seçim sırası tabiplerde...

Demokratik bir ülke olacaksa Türkiye, hayatın her alanında demokratikleşme olacak. Kararlılık, tutarlılık ve süreklilik istiyor toplumsal sosyal gelişim. Zor ve yavaş olur ne yazık ki.

Seçim sırası tabiplerde..

Demokratik bir ülke olacaksa Türkiye, hayatın her alanında demokratikleşme olacak. 
Kararlılık, tutarlılık ve süreklilik istiyor toplumsal sosyal gelişim. 
Zor ve yavaş olur ne yazık ki. 
Yıkım ise, kolaycacık bir anda gelişivermekte. 
1960 yasasıyla kurulan meslek örgütleri başta, TMMOB ve TTB önemli katkılar sağlamıştır demokratik sistemimize. 
TTB'de 1980 sonrası baskın hale geçen toplumcu hekim hareketi, demokratik kitle örgütlerinin bir baskı grubu olarak üretebileceklerinin iyi bir örneğini vermiştir. 
40 yıllık birikim sağlıkta dönüşüme direnmiş, önemli siyasi toplumsal roller oynamıştır. 

Sağlıkta dönüşüm projesi ile günden güne özelleştirme, piyasalaştırma adım adım geliştikçe ve hekimler ayak uydurdukça bu dönüşüme aynı şekilde tabip odalarının da azalmıştır etkinliği. 

20 yıla yakındır izlerim tabip odası seçimlerini. 
Hiç bu kadar bürokratik bir işleme dönüşmüşünü, bu kadar etkisizini görmemiştim. 
Hekimlerin bile haberi yok 12 Nisan'da seçime gideceklerinden. 
Duysunlar diye yazıyorum bu tabiplerde.. 

Dönüşümden önce, performans öncesi yani, sağlık müdürlükleri, özel tıp merkezleri, özel hastaneler, devlet hastaneleri aylarca çalkalanırdı seçimlerle. 

Hekimlik, hasta hakları, özlük hakları, sağlık hakkı konuşulurdu. 
Tabip Odası seçimleri şehrin bile gündemini belirlerdi. 
İşin içine siyasi partiler bile girerdi. 
iktidar, muhalefet hepsine, eşit mesafede dururdu tabip odası. 
Oda yönetiminin ettiği bir laf sallardı sağlık bürokrasisini. 
Seçimlerde bir itişme, bir heyecan... 
Şimdi ise, hekimlik paracı dönüşüm karşısında, yenilmiş vaziyette. 
Çağdaş Hekim Grubu da, bu dönüşümden payını almamış değil. 

Bırakın demokrasiye katkı sağlaması, kendi karar mekanizmalarında bile katılımcılığı engelleyen durumlar yaşandığı eleştirileri seslendirilmekte. 

Hekimler para derdinde, oda yönetimi uzaktan uzağa kendi kendine kurum kurum kurulmakta. 
Ne dilinde, ne eylemlerinde, ne sağlık ortamında tıp adına işlenen cinayetler karşısında hiç bir etkin tutum göstermemekte. 

Ticari tıp uygulamalarında inim inim inlerken hastalar, tabip odası onur kurulu bu meslek ahlakını çiğneyen üyelerinin kaçını cezalandırdı acaba? 

Eskiden seçimden haftalarca önce, tüm hekimlere ve biz basına ulaştırılan faaliyet raporunu görebilirsek, öğreneceğiz tabip odasının meslek etiğine dair duyarlılığının derecesini. 
Bursa Tabip Odası'nda gelecek dönem yönetiminde görev alacaklara ağır sorumluluklar düşmekte. 
Sağlık gibi hayati bir konuda para için hekimlik gibi bir mesleğin harcanıp gitmesine dur demek zorundalar. 

Haydi hekimler! Bu sandık sizin, bu oda sizin. 
Sahip çıkın mesleğinize ve toplumun sağlığına... 

 

Lale AKSOY
OLAY GAZETESİ

 

Manşetler

DUYURU-4