Sektör temsilcileri, kamu kurumlarının sektöre bakışını ve net uygulamaların ortaya konmamasını eleştiriyor.
Salgınla, gelişmiş ülkelerden daha başarılı şekilde mücadele eden Türkiye’de COVID-19 hastalarının yaklaşık yüzde 30’unu tedavi eden özel hastanelerin temsilcileri, temel gelir kapılarının devletten alınan primler olduğunu, bunun için de Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) fiyatlarının her yıl güncellenmesi gerektiğini belirtiyor.
Sektör temsilcileri, özel hastanelerin süreçten çok olumsuz etkilenmesine rağmen kamu kurum ve kuruluşlarının tamamının sektöre bakışının olumsuz olmasından şikayetçi... Bu dönemde poliklinik hizmetleri azalan sektör, gösterilen tüm fedakarlığa karşı kısa çalışma ödeneği gibi net uygulamaların ortaya konmamasını eleştiriyor.
ÖZEL HASTANELER PLATFORMU DERNEĞİ YK BAŞKANI - LOKMAN HEKİM HASTANELERİ YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI DR. MEHMET ALTUĞ:
Kamunun özel sağlık kuruluşlarına bakışı değişmeli
• Özel Hastaneler Platformu Derneği Yönetim Kurulu Başkanı- Lokman Hekim Hastaneleri Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Altuğ, özel sağlık sektörünün sağlık hizmeti sunumunda üstlendiği rol ve salgında gösterdiği etkinliğe rağmen, kamu kurum ve kuruluşlarının sektöre bakışın değişmediğini söyledi.
Kamunun sektöre olumsuz baktığını vurgulayan Mehmet Altuğ, “Sağlık Bakanlığının demeyelim, genel olarak kamunun özel hastanelere bakışı salgında bile değişmedi. Yine stepne, yine kötü niyetli, yine haksız kazanç sağlamaya çalışan bir yapı olarak görüyorlar. Halbuki bu düşüncede olan hem bürokrasi hem de siyasilerin neredeyse tamamı özel hastaneleri tercih ediyor ve özel hastanelerden hizmet alıyor. Bunun ne anlama geldiğini herkes biliyor" dedi. Altuğ, salgın döneminde, COVID-19 hastalarının %30’a yakınının özel hastanelerde tedavi olduğu tahminini paylaştı. Sektörün bir dizi sorun nedeniyle sürdürülebilirliğinin tehdit altında olduğunu belirten Altuğ, özel sağlık kuruluşlarının temel gelir kapısının primler olması gerektiğini belirterek, “Burada SUT fiyatlarının her yıl güncellenmesi ve tabii ki hakkaniyetli bir Tamamlayıcı Sağlık Sigortası (TSS) da özendirilmeli ve zorlanmalıdır" dedi. Özel sağlık sigortalarına yönelik önemli bir vurgu yapan Altuğ, “Özel sağlık sigortaları mevcut haliyle ne uzar ne kısalır. Gelişim için TSS özendirilmeli ve yaygınlaştırılmalıdır. SUT fiyatları güncel tutulursa hastanelerin cari giderlerini tamamlamak şeklinde ki bir uygulama ile hem hastayı hem hastaneleri hem de sigortaları düşünen 3 ayaklı bir sistemi uygulanabilir olarak görüyoruz” diye konuştu.
SUT fiyatları salgınla mücadeleyi baltaladı
Özel Hastaneler Platformu Derneği YK Başkanı Mehmet Altuğ, SUT fiyat güncellemesine yönelik şu önerileri sundu: “Salgının başlangıcında COVID-19 hastalarının tedavisine yönelik bir ödeme artışı belirlenmişti. Yeterliliği tartışılır ama bu unsurun görülmesi önemliydi. Buna karşılık haziran sonu itibariyle salgın henüz daha bitmemişken iptal edilmesi doğru bir uyulama değil. Bize göre salgınla mücadeleyi de baltaladı. Sektöre bilgi vermeden ve geriye dönük iptal hukuksuz ve hakkaniyete uygun değildir. Şimdiki fiyatlar ise asla kabul edilemez. Elbette hukuk yoluna da müracaat edildi." Altuğ, salgın döneminde kamunun çok sayıda kadro açarak hekim istihdam etmesinin de özel sağlık sunucularında ciddi sıkıntının çıkmasına neden olduğunu anlattı. Sektörün basamaklandırma ve sevk zinciri uygulamalarında adaletli bir çözümden yana olduğunu belirten Mehmet Altuğ, “Kamu-özel ve özel-özel arasında ayrım yapılmadığı durumda basamaklandırmaya da sevk zincirine de karşı olmadığımızı ifade edebilirim" dedi.
Sağlık turizminin hem ülke hem de sektöre fayda sağlayacağına işaret eden Altuğ, tanıtımın önemine değinerek, “Tanıtımının çok iyi yapılması ve mevcut avantajın çok iyi değerlendirilmesi gerekir. Türk sağlık sisteminin ve sağlık çalışanlarının ne kadar güçlü olduğu salgındaki mücadelede ortaya net bir şekilde çıkmıştır" diye konuştu.
Özel hastanelere yönelik kanun değiştirilmeli
Mehmet Altuğ, sadece ikincil düzenlemeler değil, sağlık sektörünü ilgilendiren kanunların yeni yaklaşımla tekrar düzenlenmesini istediklerini vurgularken, mevzuatın tamamının sektörün tüm paydaşları istişare içinde hazırlanması, saha deneyiminin düzenlemelere yansıtılması gerektiğini kaydetti.
Şehir hastanelerine yönelik eleştirilerinin bilindiğini anlatan Altuğ, “Mevcut Bakanlık politikalarından anlaşılacağı üzere şehir hastanelerinin yanlış olduğu ve işletme modellerinin yanlış olduğu anlaşılmış ve bu politikalardan geri dönülmeye çalışılmaktadır. Birçok şehir hastanesi iptal edilmeye çalışılıyor, inşaatlar durduruldu, durduruluyor" dedi.
ÖZEL HASTANELER PLATFORMU DERNEĞİ YK ÜYESİ -İZMİR EGEPOL HASTANELERİ YK BAŞKANI DR. NURİ NASIR:
Sağlık turizmi dünya ile rekabet edebileceğimiz bir alan
• Özel Hastaneler Platformu Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve İzmir Egepol Hastaneleri Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Nasır, sağlık turizminin Türkiye’nin önemli potansiyellerinden biri olduğunu vurgulayarak, “Turizm Bakanlığı’nın yurt dışındaki filmlerinde oteller-tesisler övülüyor, ön plana çıkarılıyor. Aynı hissiyatın Sağlık Bakanlığı tarafından da paylaşılması, özel sağlık kuruluşlarının ön plana çıkarılması, sektörün Bakanlıktan en önemli beklentisidir" dedi. Sağlık Bakanlığının, özel sağlık kuruluşlarını bir partner olarak görmesinin hizmet kalitesini yukarıya taşıyacağını belirten Nasır, “ Sağlık turizmi ülkemiz için petrol, gaz bulmak kadar önemlidir. Yapacak çok şeyimiz var. Her anlamda dünyada lider olabileceğimiz altyapı ve işgücüne sahip olduğumuz, dünyayla rekabet edebileceğimiz bir alan. Özel sektörün başrolü oynaması önemli. Bu konu bile tek başına özel sağlık kuruluşlarının desteklenmesi gerektiğini ortaya koyuyor" diye konuştu. Nuri Nasır, karar süreçlerinin önemini de vurgulayarak, “Mevzuat oluştururken, hatta yerel idarelerin dahi karar süreçlerine özel sağlık temsilcilerinin dâhil edilmesi gerektiğine inanıyorum" dedi.
Özel sağlık kuruluşlarının doğru ve iyi planlanmasının önemine değinen Nasır, bu alandaki güncel sorunun, salgın döneminde kamunun istihdamının sektörü zorlaması olduğunu anlattı. Nasır ayrıca, salgında özel hastanelerin özverili çalışmalarının kamuoyu gündemine fazla gelmediğini, yoğun bakım sorunu yaşanmamasına sektörün büyük katkısı olduğunu hatırlattı.
Sektörün "zincir" sıkıntısı var
SUT fiyatlarının güncellenmesinin kritik bir gereklilik olduğunu belirten Nuri Nasır, bir başka tartışma konusu olan sevk zincirinin kamu hastaneleri için düşünülebileceğini, özel hastanelerin ruhuna ters bir uygulama olduğunu kaydetti. Nasır, “Zincir kuralına uymaz isen senin sağlık giderlerini karşılamam- demek, zorunlu olarak SGK’ya prim ödeyen ve bunun üzerine katkı koyarak özel sağlık hizmeti talep eden kişilerin hakkının elinden alınması anlamını taşır" dedi.
Nuri Nasır, özel sağlık sigortacılığının yeniden yapılandırılması gerektiğini vurgularken, kamu sağlık sisteminin yükünü azaltacak ana rolün SUT fiyatlarının rasyonel hale getirilmesiyle olabileceğini vurguladı.
ÖZEL HASTANELER PLATFORMU DERNEĞİ YÖNETİM KURULU ÜYESİ / PARKHAYAT HASTANELERİ YK BAŞKANI DR. MUSTAFA ENİS ARABACI:
Türkiye en düşük maliyetle en yüksek oran ve kalitede sağlık hizmeti sunuyor
• Özel Hastaneler Platformu Derneği Yönetim Kurulu Üyesi-ParkHayat Hastaneleri YK Başkanı Mustafa Enis Arabacı, Türkiye’deki sağlık hizmet sunumunun oran ve kalitesinin üst düzeyde olduğunu ancak bunun sürdürülebilir olmadığını söyledi. “Türkiye sağlık alanında en düşük maliyetle en yüksek oranda ve kalitede sağlık hizmeti sunumuyla belki de dünya rekoru kırmaktadır" diyen Mustafa Enis Arabacı, 2006 yılından sonra SUT tarifelerine 2019 yılında sadece yüzde 5 ile 10 arasında zam yapıldığını hatırlattı. Mustafa Enis Arabacı sözlerini şöyle sürdürdü:
“2006 yılından bu yana, doların yüzde 550; asgari ücretin yüzde 611; kümülatif enflasyonun yüzde 379 arttığı fakat SUT fiyatlarının neredeyse aynı kaldığı bir ortamda bizler hizmet veriyoruz. Bu inanılması zor tablo büyük bir sorun olarak karşımızdadır. Kamuya ait kurumlar global bütçe ve genel bütçeden bir şekilde finanse ediliyorlar ya da birikmiş borçları ödeniyor. Özel sektör de ise birçok hastane ayakta kalabilmek için vatandaştan daha fazla fark alarak hizmet vermeye çalışıyor."
“Doğru dokunuşlar gerekli”
“İyi görünen sağlık sistemi, doğru dokunuşlar yapılmazsa ciddi sorunlara gebedir" diyen Mustafa Enis Arabacı, Türkiye’nin 36 OECD ülkesi içinde kişi başına sağlık harcamasında 34. GSMH içindeki payda ise son sırada olduğunu, bunun çok az kaynakla çok geniş kapsamlı bir genel sağlık sigortası uygulandığı anlamına geldiğini vurguladı.
Halen hizmetin sürmesini; sağlık sektörünün dayanması, az sayıda çalışanın çok iş yapması ile kamunun ilaç ve sarf malzemelerindeki düşük fiyatlara bağlayan Arabacı, “Geldiğimiz noktada sistemin sürdürülebilirliği ve sosyal devlet yapısının korunması açısından; SUT fiyatlarının güncellenmesi ve her yıl otomatik güncelleme sistemine geçilmesi, kaynakların kamu yada özel fark etmeden gerçekleştirilen hizmete göre kullanılması, GSMH'den sağlığa ayrılan payın en az 2 puan artırılması, Tamamlayıcı Sağlık Sigortasının yapısal bir revizyona girmesi, ülkemizde sağlık insan gücünün geliştirilmesi ve korunması , gözden düşen önemli uzmanlık branşlarıyla ilgili yasal ve ekonomik tedbirler alınması hızla hayata geçirilmelidir" diye konuştu.
ÖZEL HASTANELER PLATFORMU DERNEĞİ YK BAŞKAN YARDIMCISI-ANTALYA ÖZEL YAŞAM HASTANESİ YK BAŞKANI DR. CEMAL ÖZKAN
Sektör sürdürülebilirlik sorunuyla karşı karşıya
• Antalya Özel Yaşam Hastaneleri Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Özkan, COVID-19 salgının Türkiye’nin sağlık alanındaki gücünü ispatlaması yanında, sağlık sektörünün önemini gözler önüne çıkardığını vurguladı. Özkan, Kamu ve özel sağlık kuruluşlarına daha dengeli bir bakış beklediklerini kaydetti. Cemal Özkan, Türkiye’nin toplam yataklarının yüzde 21,65’inin, yoğun bakım yataklarının ise yüzde 41,93’ünün özel hastanelerde olduğunu, bu kapasitedeki sektörün sürdürülebilirlik sorunları olduğunu anlattı.
“Pandemi ödemelerinin geçmişe dönük iptali hayal kırıklığı yarattı”
Özkan, SUT fiyatları düzenli güncellenmediği için 6,6 TL konsültasyon, 27 TL göz muayenesi, 1 gün için 33 TL’lik yatak ücreti gibi fiyatlarla çalıştıklarını belirterek, “COVİD-19 salgını ülkemiz sağlık sektörünün güçlü tutulması gerektiğini gösterdi. SUT ücretlerinin maliyetlere göre güncellenmesi elzemdir. Salgın döneminde Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Pandemi Bakım hizmetleri ve Yoğun Bakım hizmetleri ödemelerinin sektörle istişare edilmeden ve Resmî Gazete'de yayımlanmadan SGK tarafından geçmişe dönük iptal edilmesi, büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştır. Yeni dönemde ödemelerin başlaması ise olumludur" dedi.
Sağlık turizminde rekabet
Sağlık turisti sayısının henüz düşük seviyelerde olduğunu belirten Özkan ayrıca, rakip ülkelerde kadro ve yatak planlaması olmadığını, bunun Türkiye açısından rekabette dezavantaj olduğunu vurguladı.
Hastane basamaklandırma, sevk zinciri ve tamamlayıcı sigorta...
Özel sağlık kuruluşlarının güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Özkan, gündemdeki sevk zinciri ve tamamlayıcı sigortaya yönelik olarak, “Hastane Basamaklandırma Genelgesi, yatırım aşamasındaki kurallarla-mevzuatla uyumlu değil. Bu zor durumdaki sektörü daha da zorlayacaktır. Zaten hastane müracaat sayıları düşmüş durumda, sevk zincirine gerek görünmüyor. OECD ülkelerinde GSMH’den sağlığa ayrılan pay ortalama yüzde 8.9 seviyesinde. Ülkemizde ise yüzde 4.1-4.3 oranında. Sağlık sektörünün sürdürülebilirliğinin zorluğu buradan görülüyor. Tamamlayıcı Sağlık Sigortaları'nın (TSS) güncellenmeyen SUT fiyatlarını kullanmaları neticesi, TSS ölü doğmuş ve büyüme imkânı yoktur. TSS büyüyemeyince de özel sağlık sigortasının büyümesi mümkün görünmüyor." dedi.
ÖZEL HASTANELER PLATFORMU DERNEĞİ YÖNETİM KURULU ÜYESİ / ÖZEL UZMANLAR YALOVA HASTANESİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI DR. MUSTAFA YILMAZ:
Özel sağlık sigortacılığı kamu gibi hareket ederse özel sağlık sigortasında sürdürülebilirliği olmaz
• Mustafa Yılmaz, özel sağlık sektörünün COVİD-19 salgınının ilk döneminde ilave sağlık yükünün neredeyse yarısını paylaştığını, sonrasında ise devre dışı bırakıldığını söyledi. Yılmaz, sektör sürdürülebilirlik tartışmaları içinde, özel sağlık sigortasının gündemde olduğunu hatırlatarak, uyarılarda bulundu. Mustafa Yılmaz, “Özel sağlık sigortacılığının geleceği özel sağlık sigorta şirketlerinin tamamlayıcı sağlık sigortasında alacağı pozisyona bağlıdır. Özel sağlık sigortacılığı, SGK gibi hareket etmeye başladığı ve bu şekilde devam ederse tamamlayıcı sağlık sigortasının özel sağlık sektöründe sürdürülebilirliği yoktur” dedi.
Mustafa Yılmaz, Sağlık Bakanlığı’nın hem kural koyucu, hem de hizmet sunucusu olduğunu, bunun da özel kuruluşları dışlama eğilimine yol açtığını vurguladı. Yılmaz mevzuat düzenlemelerin uzun vadeli, sektörle görüş alış-verişi içinde alınması gerektiğini belirtti.
SUT fiyatlarının “güncellemenin çok ötesinde” ele alınması gerektiğini belirten Yılmaz, “2008 yılında asgari ücret 280 lira civarındayken şu anda 2500 lira dolayında ama bir muayenenin SUT karşılığı hala aynı seviyede. Sektörün malzemede ithalat bağımlılığı ortamında, sadece döviz kuru artışına bağlı olarak özel sağlık sektörünün maliyet, finansman ve enflasyon baskısına rağmen SUT fiyatlarının artırılmaması sürdürülebilirlik endişesi yaratmaktadır” diye konuştu.
Sektör düzenlemeleri...
Türkiye sağlık sisteminin bu aşamada sevk zincirine hazır olmadığını belirten Mustafa Yılmaz, hastane basamaklandırmanın da nesnel standartlara göre yapılması; kamu-özel sektör yarışına göre yapılmaması gerektiğini anlattı. Gelişme alanı olan sağlık turizmine ilişkin ise Mustafa Yılmaz, “Salgın sonrası sağlık turizminin de yeni standartları olacak. Sağlık turizminin nereye gideceği, Türkiye’nin dış politikası, COVİD-19 salgını seyri, şehir hastanelerinin alacağı pozisyon gibi çok etkene bağlı. Ancak, hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı kanısındayım” dedi.
Yılmaz, Şehir Hastanelerinin salgın döneminde faydasının görüldüğünü ancak maliyetleri konusunda bilgi bulunmadığını belirtti.
ÖZEL HASTANELER PLATFORMU DERNEĞİ YK ÜYESİ /AKSARAY MAYA HASTANESİ YK BAŞKANI DR. RIFKI KARABATAK:
Özel hastaneler, salgında en fazla etkilenen sektörlerden biri oldu
• Özel Hastaneler Platformu Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Aksaray Maya Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Rıfkı Karabatak, özel hastanelerin salgında ön safta mücadele ettiğini ve en fazla olumsuz etkilenen sektörlerden biri olduğunu söyledi.
Salgının sadece sağlık değil, ekonomi ve sosyal hayatı da olumsuz etkileyen yönleri olduğunu hatırlatan Karabatak, “Sağlık sektörü bu süreçte hem en ön safta mücadele eden hem de en kötü etkilenen sektör olmuştur” dedi.
Rıfkı Karabatak, Mart ayı başından, önlemlerin gevşetildiği döneme kadar, kamu yöneticisi ve halkın sağlık çalışanlarına büyük sempati duyduğunu, alkış kampanyasının çalışanların motivasyonunu yükselttiğini vurguladı. Alınan önlemler ve sağlık çalışanlarının özverisiyle birinci pik döneminin atlatıldığını belirten Karabatak, ”Oysa bu dönemde bile özel sağlık sektörüne ilave teşvik verilmediği gibi, tüm hastaneler pandemi hastanesi ilan edilerek zaten tedirgin olan vatandaşların hastaneye gitme korkuları artırılmış bir yandan cirosu düşmüş bir yandan da dövizdeki yükselişle maliyetler artmıştır” dedi.
“Endişemiz odur ki kamu özel sağlık sektörünü salgında omuz omuza mücadele veren paydaşı olarak görmüyor” diyen Karabatak, salgında verilen kısa çalışma ödeneklerinden geri dönüş, COVID-19 hastaları için verilen hizmet ücretinin iptali gibi unsurların sektöre bakışı yansıttığını savundu. Karabatak, “Özel sağlık sektörünü yeterince gözetilmemektedir. Salgın riski devam eden bir dönemde, sağlık sektörü turizm kadar bile desteklenmemiştir. Salgın ortamında yüksek riske rağmen turizm desteklenmiştir” dedi. Sağlık sektörünün ekonomik olarak sürdürülebilirliğinin ülke açısından önem taşıdığını hatırlatan Karabatak, “Bizler ticari kuruluşuz ama özel hastanelerin çoğunun sahibi, yönetim kurulu veya mütevelli heyeti başkanı hekimdir ve ülkesini seven Hipokrat yemini etmiş kişiler olarak bu süreçte asla kazanç hesabı yapmamıştır. Ülkemiz böyle bir mücadelenin içindeyken özel sağlık sektörü kendi üzerine düşeni yapmıştır. Yapmaya devam edecektir. Ancak öteki gibi algılanmaktan muzdariptir.” dedi.
Pandemide, ikinci bir pik döneminin yaşandığını hatırlatan Karabatak, “Hala çok geç değildir. Özel sağlık sektörü devasa bir ek güç olarak devletinin yanındadır. Sektörün talepleri daha kârlı olmak için değil ayakta durmak içindir” dedi.
ÖZEL HASTANELER PLATFORMU DERNEĞİ BAŞKAN YARDIMCISI-KONYA ÖZEL AKADEMİ HASTANELERİ YK BAŞKANI DR. ESAT MEHMET ARSLAN:
Özel hastaneler salgınla mücadele etti ancak personel sıkıntıları ortaya çıktı
● Özel Hastaneler Platformu Derneği Başkan Yardımcısı ve Konya Özel Akademi Hastaneleri Yönetim Kurulu Başkanı Başkanı Esat Mehmet Arslan, özel sağlık kuruluşlarının salgın döneminde fedakarlık yaparak sağlık hizmeti sunduklarını söyledi.
Türkiye’nin gelişmiş ülkelerden daha başarılı bir salgın mücadelesi sergilediğini, bunda özel hastanelerin de önemli payı olduğunu belirten Arslan, “Bu başarıda tüm sağlık kurumları ve çalışanları gibi özel sağlık kurumları ve çalışanlarının da rolü büyüktür. Türkiye genelinde neredeyse COVID-19 hastalarının yüzde 25-30’u özel hastanelerde tedavi edilmişlerdir” dedi. Özel hastanelerin bu süreçte fedakarlık yaptığını belirten Arslan şunları kaydetti:
“Bu dönemde diğer hastalarının ciddi düzeyde azalması ve COVID-19 hastalarının tedavibakımının pahalı olması nedeniyle ciddi ekonomik sıkıntılar yaşandı. Çalışan personelin motivasyonunda sorunlar çıktı. 5 aylık dönemde personelin yaklaşık yüzde 20’si enfekte oldu. Yaklaşık yüzde 15-20 personel istifa etti ve yerlerini doldurmak ilave zorluklar doğurdu. Gerek İŞKUR’un kısa çalışma ödeneği, gerekse diğer destekler net biçimde ortaya konulması gerekirken, SGK’nın salgın bedelleri konusundaki kararsızlığı ayrı bir problem olarak ortaya çıktı ancak tüm bunlara rağmen hastanelerimiz milli görev şuuruyla hizmetlerini aksatmadan sürdürmektedir.”
"2016'dan beri zarar ediyoruz"
Özel hastane gelirlerinin SUT ile belirlenen hizmet ücretleri ile ilave ücretler olduğunu hatırlatan Esat Mehmet Arslan, 15 yıl içinde bu ücretlerin aşındığını, 2019 sonundaki yüzde 10’lar düzeyindeki artışın da soruna çözüm getirmediğini belirtti.
Sağlık Bakanlığının kadro yatak ve özellikli birim planlaması nedeniyle hizmet sayısı artırmanın da çok zor olduğunu belirten Arslan, “Dolayısıyla gelirlerimiz aynı kalırken personel ve sabit giderler her yıl arttığından, özel hastaneler ciddi ekonomik sıkıntı yaşıyor. Bazı hastaneler borçlanarak, bazıları ise kredi ile finanse edip kadro veya hastane ruhsatı satın alarak ayakta kalmaya çalışıyor. 2016’dan bu yana tüm sağlık kuruluşları zarar ediyor. Neredeyse tüm sağlık kuruluşları pasif toplamları kadar borç yükü altındadır” dedi.
ÖZEL HASTANELER PLATFORMU DERNEĞİ YÖNETİM KURULU ÜYESİ / BURSA DORUK SAĞLIK GRUBU YKB DR ÖMER YAVUZ NAMLI:
SUT fiyat tarifesi sektörün ihtiyacını karşılamaktan uzak
• Bursa Doruk Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Yavuz Namlı, “Her ne kadar 2020 yılında SUT fiyatlarında revizyon yapılmış olsa da yapılan artışın sektörün ihtiyaçlarını karşılamaktan ne kadar uzak olduğu görülmektedir” dedi. Ömer Yavuz Namlı, SUT fiyatlarına yönelik yaptığı değerlendirmede, 2007 yılında belirlenen tarifenin o günün koşullarında gerçekliğe yakın olduğunu hatırlattı.
Geçen zaman içinde ise güncellemenin yapılmaması yanında, ilave maliyetlerin bir kısmının hastalardan alınması anlamına gelebilecek şekilde hastadan alınabilecek ücret oranlarının yükseltildiğini belirten Namlı, 2007 yılından 2019 sonuna kadar dolar kurunda 6 kat, enflasyonda ise kümülatif 3 kat artış gerçekleşmesine karşılık, kısmi yapılan iyileştirmelerin bunun çok altında kaldığının altını çizdi.
Son 5 yılda özel hastane sayısında azalma görüldüğünü hatırlatan Ömer Yavuz Namlı, “Bunun da en önemli nedeni sürdürülebilir finansal yapının kurulamamasıdır. Banka kredisi ile personel maaşını ödemek zorunda kalan çok sayıda özel hastane olduğunu biliyoruz. Ciro içindeki kamu ödeme paylarının giderek artıyor. Başvuran sayısı azalıyor. Tekrar ödeme başlansa da, salgın döneminde SGK tarafından pandemi bakım ücretlerinin iptal edilmesi kamunun özel sektöre bakış açısını anlatmak için yeterlidir” diye konuştu.
ÖZEL HASTANELER PLATFORMU DERNEĞİ YÖNETİM KURULU ÜYESİ/ UŞAK ÖZEL ÖZTAN HASTANESİ YK BAŞKANVEKİLİ DR. NAİL BURAK ÖZTAN:
Özel sağlık sigortaları ile özel hastane anlaşmaları regüle edilmeli
• Uşak Özel Öztan Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanvekili Nail Burak Öztan, sağlık sektörü düzenlemelerinde, sektörün gelişme alanlarının dikkate alınmasını önerdi. Özel sağlık sigortaları anlaşmalarının sektör için önemli rolü olduğunu belirten Öztan, kamunun sigortaları yakından izlemesi gerektiğini vurguladı. Öztan, iyi regüle edilmemiş bir ortamda sigortaların kâr baskısı nedeniyle fiyat güncellemesi yapmadığını belirterek, “Devletimizin yerli sermaye ile kurulan özel hastanelere sahip çıkacağı inancındayım” dedi.
Sağlık Bakanlığının kadro planlamasının amacından uzaklaştığını anlatan Öztan, “Hastanelere her sene tek bir kadro alma imkânı dahi verilse, sorun ciddi anlamda çözülebilirdi ancak halen geç kalınmış değil” dedi.
Özel sektör için ayrı genel müdürlük ve maliyet muhasebesi
Öztan, basamaklandırmanın yeterli istişare olmadan yapıldığını, nicel yaklaşım yerine nitel kıstasların baz alınması gerektiğini belirtti. Sevk zincirinde pilot uygulamanın başarısızlıkla sonuçlandığını hatırlatan Yılmaz, hastane ve hekim seçme özgürlüğünü kısıtlamanın memnuniyeti azaltabileceğini anlattı. Sık değişen kurallar sorununa değinen Nail Burak Öztan, “Mevzuat yapılırken sektörle görüşülmesi hizmet sunumunda olası sorunların önüne geçecektir. İstişarenin devamında hassasiyet gösterilmeli. Sağlık
Bakanlığı’nda Özel Hastaneler için ayrı bir Genel Müdürlük oluşturulması fayda sağlayacaktır” dedi.
SUT fiyatlarının her yıl en az enflasyon kadar güncellenmesi gerektiğini belirten Öztan, maliyet muhasebesi önererek, “Sağlık işlemleri için maliyet muhasebesi ile reel giderlerimizi ortaya koyarak, derdimizi her ortamda anlatarak sesimizi duyurmaya çalışacağız” dedi.
Şehir hastanelerine destek
Nail Burak Öztan, şehir hastanelerine ilişkin “Kamu-Özel işbirliği modeli Şehir Hastanelerini destekliyorum. Kamu-özel işbirliği, sadece büyük yatırımlarda değil, her ilde ortaklık ve ölçek gerektiren hizmetler için de kurgulanabilir. Kamunun gücü ve özel sektör verimliliği bir araya gelebilir” dedi.
ÖZEL HASTANELER PLATFORMU DERNEĞİ YÖNETİM KURULU ÜYESİ / İZMİR TINAZTEPE SAĞLIK GRUBU GENEL MÜDÜR YARDIMCISI DR. SERAP ULUIRMAK:
Salgında özel sağlık sektörü kamu kurumları gibi çalıştı
● Tınaztepe Sağlık Grubu Genel Müdür Yardımcısı Serap Uluırmak, salgın döneminde özel sağlık kuruluşlarının sorumluluk alarak kamu kurum ve kuruluşları gibi çalıştığını belirterek, “Sağlık personeli özveriliydi, risk alındı, hastalar sevk edilmedi. Bu nedenle rutin hasta kaybına uğrandı” dedi. Maddi kayıp yanında, malzeme temininde zorluk ve bulunan malzemede de yüksek bedel sorunu çıktığını açıklayan Uluırmak, “Herkes kendi başının çaresine bakmaya çalıştı. Birçok sektör teşviklerden yararlandı. Sağlık sektörü en çok yararlanması gereken sektörken teşvik göremedi” dedi.
Sektör faaliyetini sürdürerek başarı gösteriyor
Özel sağlık sektörünün faaliyetine devam edebilmesini “finansal başarı” olarak niteleyen Uluırmak, “Kamu kurumu gibi çalışıyoruz. Serbest ekonomiye tabi değiliz; fiyat belirleyemiyorsun, ceza oranları yüksek. Kısa vadede, teşviklerden yararlanmalıyız. KDV oranları indirilmeli. Personel maliyetleri yüksek olduğu için stopaj da düşürülmeli” diye konuştu. Özellikle salgın döneminde özel sağlık kuruluşlarının kendisini yalnız hissettiğini belirten Serap Uluırmak, geleceği etkileyeceği için şehir hastaneleri ve sağlık yatırımlarında planlamaya özel sektörün de dâhil edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Sektörün güncel sorunları
Özel hastanelerin güncel bir dizi sorunu olduğunu belirten Uluırmak, SUT fiyatlarının düşüklüğünün en önemli konulardan biri olduğunu, güncellemenin yanında fark ücretinin de serbest olması gerektiğini kaydetti. Uluırmak, kadro planlamasında da az sayıda branşta yapılması gerektiğini savundu. Basamaklandırma ve sevk zincirinin mevcut ortamda uygun olmadığını belirten Uluırmak, başta fiyat olmak üzere çok köklü değişikliklere yol açacağının altını çizdi.
Tamamlayıcı sigortanın geleceği yok
“Tamamlayıcı sigortanın geleceği yok” diyen Serap Uluırmak, “Çok düşük poliçeler satıyorlar. Bu poliçelere hizmet vermek mümkün değil. Tamamlayıcı sigorta aslında kurtarıcı bir yöntem ama trafik poliçesi gibi zorunlu hale getirilmeli. Özel sigortalı hastalar belli hastane gruplarına gidiyor. Pasta 3 ya da 4 hastanene grubunun oluyor, yaygınlaştırılmalı” dedi.
Kaynak: DÜNYA