Açıklamada şu noktalara dikkat çekildi:
Son on yılda sağlık alanında “yapılamaz” denilen pek çok önemli proje başarı ile hayata geçirilmiştir. Bu sebepledir ki bugün Türkiye sağlık alanında diğer Avrupa ülkelerinin model aldığı bir ülke olmuştur.
OECD Sağlık Sistemleri İncelemeleri raporunda “Sağlıkta Dönüşüm Programı, hem Türkiye’nin sosyal yardım sisteminde önemli bir iyileşme kaydettiğini yansıtmakta hem de aynı meselelerle mücadele etmekte olan diğer ülkelere iyi bir uygulama örneği teşkil etmektedir” deniliyor.
Zaman içerisinde katkı payları artarken ana teminat paketlerinde kısıtlamalar ortaya çıkacağı iddiası ise gerçek dışıdır. Dönüşümün diğer basamaklarında da buna benzer (hastanelerin tek çatı altında toplanamayacağı, aile hekimliğine geçilemeyeceği vb.) ifadelerde bulunulmuş fakat bunların tamamı asılsız çıkmıştır.
Bunun yanı sıra özel hastanelerde yanık, kanser , yeni doğan, organ nakilleri, doğumsal anomaliler, diyaliz ve kalp damar cerrahisi işlemlerinden ilave ücret alınmamasını sağladık. Böylece vatandaşımızın sağlık hizmetine ulaşımını koruma altına aldık. Tüm bu uygulamalar sonucunda daralmaya gidileceğini öngörmek bilimsel bir yaklaşım değildir.
Tam zamanlı çalışma ile vatandaşın mağduriyeti ortadan kalktı. Vatandaş daha kolay erişime, hakkaniyete ve kaliteye ulaştı.