Hayatımızın dörtte ya da üçte birini geçirdiğimiz, birçok işlevin yerine getirildiği uyku çeşitli evreleri içeren bir dönem. Evre I uyku; uykuya dalınan, 'tilki uykusu' olarak adlandırılan dönem ve uykunun yüzde 1-5'ini oluşturuyor. Evre II uykusu, uykunun %45-50'sini oluşturuyor. Evre III uykusu, derin dönem uykusu olarak adlandırılıyor ve uykunun yüzde 20-25'ini kapsıyor. Ayrıca hızlı göz hareketlerinin kaydedildiği, rüya görülen REM dönemi var ki, bu da uykunun yüzde 20-25'ine karşılık geliyor.
VÜCUDUMUZ ONARILIYOR
Derin uyku döneminde fiziksel tamir işleri yapılıyor; örneğin yıpranmış hücrelerin onarımında kullanmak üzere kolesterol sentezleniyor. Ayrıca hormonlar da bu dönemde salgılanıyor. Uykunun evreleri kadar süresi de oldukça konuşulan konular arasında... Anadolu Sağlık Merkezi Laboratuvarı Sorumlusu Nöroloji Uzmanı Dr. Ferda Korkmaz Özkanoğlu, herkesin uyku süresinin kişiye özel olduğunu, bunun genlerde belirlendiğini belirterek insanlarının çoğunun 6-8 saat uykuya ihtiyaç duyduğunu söylüyor. Gündüz uyunan yarım saatlik bir uykunun, gece ihtiyaç duyulan uyku süresinin bir buçuk saat kısalmasına neden olduğunun da altını çiziyor.
UYKU HİJYENİ ŞART
Dr. Özkanoğlu, sağlıklı ve kaliteli bir uyku için uykunun ihtiyaçlarına saygı gösterme olarak tanımlanan uyku hijyeninin büyük önem taşıdığını belirtiyor. Özkanoğlu; ''Uyku hijyeninin en temel kuralı, aynı saatte yatıp aynı saatte kalkmak. Uyku süresinin kaydırılması ya da azaltılması en sık yapılan hatalar arasında yer alıyor. Yatak odalarının basit ve sadece uykuya hizmet etmek için tasarlanmış olması; içinde televizyon, kitap, bilgisayar ya da kurutulan çamaşırlar olmaması gerekiyor. Ayrıca oda sıcaklığı da önemli rol oynuyor. Uyuyabilmemiz için vücut ısımızın yarım derece kadar düşmesi, yani vücudun ısı kaybetmesi gerekiyor. Bu nedenle yatak odalarının serin olması öneriliyor. Uykuya dalabilmek ve uykuyu sürdürmek için yatak odamızın karanlık olması da bir başka gereklilik. Akşamları yapılan spor, adrenalin seviyemizi yükselterek uykuya dalmamızı zorlaştırabilir. Bu nedenle sporu günün daha erken saatlerinde yapmayı tercih etmek gerekiyor. Uyumak üzere yatıldığında günün muhasebesini ya da ertesi günün planını yapmak da uykuya engel olabiliyor'' dedi.
Sık karşılaşılan uyku sorunları
Günümüzde birçok kişi uyku sorunlarıyla karşılaşsa da önemsemeyebiliyor. Oysa bu sorunlar ihmal edildiğinde ciddi sonuçlara yol açıyor. Özkanoğlu; 'Şimdiye dek tanımlanan 81 tane uyku hastalığı bulunuyor. En çok görülen uyku bozukluğu ise, insomnia yani uykusuzluk. Uykusuzluğun en büyük nedeni, uyku hijyeninin bozulması ve bunun kemikleşmiş hale gelmesi' dedi.
UYKU APNESİ BÜYÜK TEHDİT
Normal şartlarda kişiler uyanıkken solunumunu istediği gibi düzenleyebiliyor. Ancak uykuda nefes kontrolü otomatik olarak gerçekleşiyor. Gırtlağımızdan gelen hava akciğerlere doluyor, körük gibi çalışan göğüs kafesi havayı emiyor ve dışarı veriyor. Tıkayıcı tipte uyku apne sendromunda ise gırtlak tıkanmaya başladığı için hasta horluyor. Öyle bir noktaya geliyor ki, gırtlak tamamen tıkanıyor ve göğüs kafesi daha çok açılarak havayı emmeye çalışıyor. Bunu başarırsa gırtlak açılıyor. Ancak kişi 10 saniyeden daha uzun süre nefes alamıyorsa, apne olarak tanımlanıyor. Uyku apne sendromunda ise bu durum gece boyu defalarca tekrarlıyor.
NEFES ALMA ÇABASI VE HORLAMA
Nörolojİ Uzmanı Dr. Özkanoğlu, uyku apne sendromu ile ilgili de açıklayıcı bilgiler verdi; ''Uyku apne sendromunun tanısı için, kişiler uyku laboratuvarında polisomnografi testine tabi tutuluyor. Bu testle beyin dalgaları, göz hareketleri, horlama, nefes alma çabası, oksijen miktarı, kalp atışları, bacak hareketleri, yatış pozisyonu video monitorizasyonu bilgisayara kaydediliyor. Kimi zaman hastaların sadece sırtüstü yatarken sorunu olduğunu görüyoruz. Bu durumlarda hastayı uykusu bozulunca yan yatar halde tutacak aparatlar kullanıyoruz. Çoğu zaman kişinin zayıflaması da tedavi için önemli bir adımı oluşturuyor. Uyku apne sendromunun temel tedavisi CPAP denilen cihazlar ile oluyor. Cihaz; havayı hortum ve maske yardımı ile kişiye veriyor. Bu cihazlar, kişiye göre belirlenen bir basınçta hava vererek gırtlağın açık kalmasını sağlıyor. Hastalar daha ilk günden itibaren kaliteli bir uykunun sonuçlarını görüyorlar.'