Kadın-erkek fark etmeden birçok kişiyi yazın aldıkları kiloları verme ve kışı fit karşılama telaşı sardı. Çünkü kış demek, kilo almak demek. Uzman Diyetisyen Gamze Şanlı Ak bu süreçte neler yapılmalı konusuna önerileri ile ışık tutuyor.
Kahvaltı aşkına!
Güne sağlıklı bir kahvaltıyla başlamanın ne kadar önemli olduğunu birçok kez duymuşsunuzdur. Kahvaltı, metabolizmayı hızlandırmanın yanı sıra kan şekeri seviyenizi dengeleyerek öğlen yemeğinde fazla yemenizi engeller. Yapılan çalışmalar kahvaltı yapan bireylerin günün diğer saatlerinde daha sağlıklı beslendiklerini ve daha az kalori aldıklarını göstermektedir. Eğer özel bir davet öncesinde birkaç kilo kaybetmek istiyorsanız; kahvaltınızın kadınlarda 250 kalori- erkeklerde 350 kaloriyi geçmemesine ve vücudunuza yeterli enerjiyi vermesi için uzun süre tokluk hissi sağlayan protein (yumurta, peynir, süt, yoğurt) ile sağlıklı karbonhidratlar (tam tahıllar, meyve, sebze) kombinasyonunu içermesine özen gösterin.
Kalori bombası sıvı içecekleri bırakın!
Meyveli sodalar, şekerli-gazlı içecekler, meyve suları ve kremalı kahveler tanıdık mı geliyor? Yüksek kalori içeren bu içeceklerden uzak durup onun yerine ‘0’ kalori olan SU içmeye ne dersiniz? Düşünün; her gün içtiğiniz 2 kutu şekerli-gazlı içeceği kaldırmanız ay sonunda yaklaşık 7500 kalori kar etmeniz ve 1 kiloya elveda demeniz anlamına gelir. Ne kadar basit değil mi sadece içtiklerimize dikkat ederek ayda 1 kilo verilebilir. Aynı zamanda 1 kutu gazlı içecekte 12 küp şeker olduğundan yola çıkarsak iki kutu içtiğinizde ayda maalesef 720 küp şeker vücudunuza giriyor ve kilo aldırmanın dışında hücrelerinizi yaşlandırıyor demektir.
Nişastayı azaltın!
Makarna, ekmek ve pirinç gibi besinleri doğal olarak yemeye eğilimliyiz çünkü karbonhidratlar mutlu olmamızı sağlayan serotonin kimyasalının artmasını sağlarlar. Ancak forma girmek istiyorsanız biraz daha özen göstermeniz ve nişasta alımında ölçülü olmanız gerekir. Yapılan bir çalışmada; karbonhidrat isteği yüksek olanların diğer bireylere oranla günde 800 veya daha fazla kalori aldığı ve fazla kilolu ya da obez bireyler olduğu ortaya çıkmıştır. Favori sandviçinizi tek ekmekle tercih ederek, ana yemek olarak koca bir tabak kremalı makarna veya risotto yemek yerine yağsız etinizin yanına kadınlar için 2-3 kaşık, erkekler için 4-5 kaşık makarna/pilav alarak, nişasta alımınızı azaltabilirsiniz.
İncelmek için pişirin!
Tufts Üniversitesi’nde yapılan çalışmalar, evde yemeğini kendi yapıp yemek yerine restoranlarda yemek yemeği seçenlerin %33 daha fazla kalori aldığını gösteriyor. Restoran yemekleri çoğu zaman oldukça büyük porsiyonlarda ve yağ içerikleri yüksek olduğundan sandığınızdan daha çok kalori yüklüdür. Modern hayatın getirileri içinde evde yemek pişirmek zor olabilir ancak öğle yemeğinizi restoranlarda yeme zorunluluğunuz varsa en azından akşam yemekleri için evi tercih edin.
Gerçek ya da tatlandırıcı – Şekeri hayatınızdan uzaklaştırın!
Kesin olan bir gerçek var ki şekeri hayatınızdan çıkardığınızda kilo vermek için önemli bir adım atmış olacaksınız. Tatlandırıcılar iyi bir alternatif olarak gözükse de yapılan bazı çalışmalar, diyet içecekler içmenin ya da yemenin fazla kilolu olma riskini arttırdığı yönünde. Şeker tüketimi kalıcı mutluluk vermez aksine etkisi geçtikten sonra kendinizi daha yorgun hissetmeniz kaçınılmazdır.
Atıştırın, açlığınızı yatıştırın!
Sık ara öğün yapmak metabolizmayı canlı tutar ancak hızlı çözümler arıyorsanız üç ana öğün ve acıktığınız herhangi bir saatte tek bir ara öğün de yeterli gelebilir. Diyet programlarının kişiye özel hazırlanmasının esas sebeplerinden biri de budur. Her bireyin farklı metabolizması, özellikleri vardır ve bireye bağlı çözümler geliştirmek, hayatı karmaşıklaştırmanın aksine kolaylaştırmak önemlidir. Ara öğün seçimleri kadınlar için 150-200 kalori, erkekler için 200-250 kalori sihirli etki göstermektedir. Atıştırmaya ihtiyaç duyarsanız; dilimlenmiş ve limonlanmış salatalık, havuç, kuşkonmaz imdadınıza yetişecektir.
Mutfak sizi mi çağırıyor!
Akşam yemeği sonrasında gece yaşanan yeme ataklarının asıl suçlusu duygularımız! Sıkıldınız, üzüldünüz yada sevindiniz… Duygularınız sizi yemeğe teşvik edebilir. Bazen su içmek için bile olsa mutfağa gitmek tezgahın üzerinde size göz kırpan bir parça çikolatayı mideye indirmek anlamına gelebilir bu nedenle en iyi sonuç için su şişenizi yanınıza alın. En geç 22.00 itibariyle de mutfağınızın ışıklarını söndürün ve sabaha kadar uğramayın. Rahatlamaya mı ihtiyacınız var?Çubuk tarçın ilaveli rezene, beyaz çay ve melisa çayını deneyin.
Yağ yakan çözüm!
Özel bir davet için Küçük Siyah Elbisenizi & İtalyan Kesim Takımınızı giymeye sayılı günler mi kaldı? O zaman yürümeye başlayın böylece metabolizmanız yediklerini yak komutunu alacak ve harekete geçecek. Egzersiz aynı zamanda enerji seviyenizi de yükseltecek. Haftada beş gün bir saat egzersiz yapmanın vücudunuzda gerçekleştireceği değişikliği eminim sizde şaşıracaksınız.
Sodyum takibi!
Katılmanız gereken önemli gün geldiyse sodyum alımınıza ekstra özen gösterin. Sodyum, vücutta su tutulumunu sağlayarak ödem yapar ve kendinizi şişmiş hissedersiniz. Paketlenmiş ve işlem görmüş ürünlerden uzak durup, yemeklerinizi pişirirken tuz yerine baharat kullanın. Gün içinde ananas, semizotu, kabak, maydanoz tüketin.
Erkekler mi Kadınlar mı Diyete Daha Sadık?
Kadınlarda durum daha zor. Zayıflama takıntısı ve medya baskısı çok küçük yaşta etkiliyor. Çok korkutucu ancak 3 yaşındaki kızlar, şimdiden zayıf olmak düşüncesindeler. Güncel araştırmalar, bazı kızların 6 yaşına geldiklerinde kilolarını kontrol etmek için yediklerini kısıtladıklarını gösteriyor. Bu durum, kadınlar üzerinde ciddi baskılar yaratarak adölesan ve yetişkinlik döneminde sağlıklı beslenmek yerine sürekli kısıtlayıcı diyetler yapıp kilo alıp-verme şeklinde devam ediyor.
Erkeklerde ise 20’li yaşlardan 30’lu ve 40’lı yaşlara geçişte kilo alma süreci hızlanıyor. Sağlığı ve fiziksel görüntüsü için telaşa kapılan erkekler, internet-gazete ve dergilerden ulaştıkları düşük kalorili diyetlerle, fazla egzersizle veya yanlış bilgilerle kilo vermeye çalışıyorlar.
Erkekler ve kadınlar üzerinde ortak olarak yapılan çalışmalar, erkeklerin diyete uyma konusunda daha iradeli olduklarını gösteriyor. Dönemsel olarak değişen hormon seviyeleri, daha önce yapılan diyetler, duygusal dalgalanmalar, kadınlarda diyeti bozmaya teşvik edici etmenler arasında yer alıyor.