Sağlık turizmi 8 milyar dolar getirecek

Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı ile Bayındır Sağlık Grubu işbirliğinde düzenlenen 4. Avrasya Tıp Günleri,..

Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı ile Bayındır Sağlık Grubu işbirliğinde düzenlenen 4. Avrasya Tıp Günleri, 20-22 Mayıs 2010 tarihleri arasında, 15 ülkeden 150 doktorun, üst düzey sağlık yöneticilerinin ve sağlık bakanlarının katılımı ile İstanbul’da gerçekleştirildi.

TİKA Başkan Yardımcısı Mustafa Şahin ve Bayındır Hastaneleri Genel Müdürü Dr. Cengiz Babacan’ın da açılış konuşmalarını yaptığı 4. Avrasya Tıp Günleri’nde, sağlık alanında, uygulama ve tedavide önemli başarılar gerçekleştiren Türkiye’nin bilgi ve tecrübesi aktarıldı.

2020'DE HEDEF 1 MİLYON HASTA
Türkiye’nin öncelikli konusu sağlık hizmetleri ve 2020 yılında hedeflenen 1 milyon sağlık turisti ile Türk ekonomisinin gelecek vaad eden sektörü Türkiye sağlık turizmi, etkinlik kapsamında ele alınan konular arasında yer aldı.

Sağlık turizminin öneminden yola çıkarak basın toplantısında söz alan Dr. Cengiz Babacan, sempozyumun yapılış amacı hakkında şu ifadelerde bulundu: “Küresel siyasi ve teknolojik gelişmeler ile her alanda gerçekleşen globalleşme eğilimi, sağlığı, sınır tanımayan bir konu olarak dünya gündeminin ilk sıralarına yerleştirmiştir. Öyle ki, herhangi bir ülkede görülen hastalık, ulaşımın da artmasıyla çok kısa sürede dünyanın her tarafına hızla yayılabilmektedir. Dolayısıyla, ülkeler kendilerine özgü sağlık sorunlarıyla değil, genel dünya sağlık sorunlarıyla da ilgilenmek durumunda kalmaktadır. Bu noktadan hareketle, ülkeler özellikle sağlık alanında ortaya çıkan hastalıkları yok etme, herkesin sağlık seviyesini yükseltme gibi konularda bir araya gelerek, bu alandaki bilgi ve birikimlerini bilimin süzgecinden geçirdikten sonra insanlığın hizmetine sunmaktadırlar.”

Son yıllarda, değişen dinamiklerle birlikte dünya toplumlarının insan sağlığına olan bakışının değiştiğini vurgulayan Babacan, “Günümüzde sağlık kavramı eskisine oranla çok daha fazla unsur içermektedir. Sağlık kavramı, hasta haklarından çevre sağlığına kadar uzanan geniş bir perspektifi karşımıza çıkartmakta, bunun doğal bir sonucu olarak da sağlık alanında yapılan uluslararası işbirliği de çeşitlenip derinleşmektedir.” dedi.

SURİYE TABİPLER ODASI İLE İŞBİRLİĞİ PROTOKOLÜ
Uluslararası işbirliği çalışmaları çerçevesinde sağlıkla ilgili tüm konularda edindikleri bilgi ve deneyimleri yurt dışındaki doktorlarla ve sağlık yöneticileriyle en üst seviyede paylaşma amacında olduklarını vurgulayan Babacan, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu çerçevede, birçok ülke ile kapsamlı ve yoğun bir işbirliği içindeyiz. Sözkonusu işbirliği faaliyetlerine hukuki zemin kazandırılması adına, geniş bir coğrafi yelpazede çeşitli ülkelerle “Sağlık Alanında İşbirliği Protokolleri” imzalıyoruz.

Örneğin, yakın zamanda Suriye Tabipler Odası ile imzaladığımız işbirliği protokolü ile, her iki ülke doktorları arasında bir iletişim kanalı kurduğumuza inanıyorum” dedi.

Bayındır Hastaneleri’nin, tıp bilimi alanında özellikle ilişkide oldukları ülkelerdeki sağlık personellerin karşılıklı eğitimini ve işbirliğini teşvik edici projeleri önemsediklerini ifade eden Dr. Cengiz Babacan: “Bugüne kadar ülkemizin değerli kurumu TİKA ile koordinatörlüğünü yaptığı 37 ülkeden gelen 86 doktorla çeşitli branşlarda bilgi paylaşımı gerçekleştirdik” şeklinde konuştu.

20-22 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşen 4. Avrasya Tıp Günleri’nde Türkiye ve dünya sağlık turizmi hakkında detaylı açıklamalarda bulunuldu. Konuyla ilgili çarpıcı rakamlara değinen Bayındır Hastaneleri Medikal Turizm Yurtdışı Koordinatörü Levent Uyanıker, “Bir turist, Türkiye'ye 6-8 bin dolar kazandırırken, buna karşılık normal bir turist, 608 dolar kazandırıyor. Yılda 40 bin tıp turistinin karşılandığını öngörürsek, tedavi için ödenen fatura ve refakatçilerin masraf gelirleri ile yarım milyar dolar olduğunu görüyoruz. Tıp turizmine öncelik verilirse ve Hükümet destekte bulunursa 2020'de 1 milyon hasta ile 8 milyar dolara ulaşılabiliriz” dedi.

Türkiye’nin kendi hastalarının yanı sıra yurt dışından gelen hastalara da hizmet verecek yüksek nitelikli sağlık yatırımlarına sahip olduğunun belirtildiği sempozyumda, Levent Uyanıker: “Türkiye’nin, öncelikli olarak hasta aldığı bölgeler sadece Balkanlar ve Avrasya değil, Avrupa ve ABD'den de hasta kaynağı sağlanmaktadır. Yurt dışından hasta kabul eden hastane sayısı açısından İstanbul önemli bir sağlık merkezidir. Adana, Ankara ve İzmir'e de çok sayıda yabancı hasta gelmektedir. 4-5 yıl önce daha çok estetik cerrahi ve tüp bebek vakaları gelirken, şimdi ise özellikle onkoloji olmak üzere pek çok riskli hastalık grubunda tedavi için Türkiye tercih edilmektedir.” dedi.

EN YAKIN RAKİP ÜRDÜN
4. Avrasya Tıp Günleri’nde, Türkiye’nin sağlık turizmindeki hedefinin Orta Asya sağlık endüstrisinde yer almak olduğunun altını çizen Bayındır Hastaneleri Medikal Turizm Yurtdışı Koordinatörü Levent Uyanıker: “Yaşadığımız bölgede özellikle, Orta Asya’da ve Araplar arasında sağlık hizmeti alanı popülerleşmektedir. Ürdün’ün bugün yıllık gelirler listesinde sağlık turizmi gelirleri 1 milyar dolara ulaşmıştır. Sağlık turizmi Ürdün ekonomisinin en önemli destekçileri arasında yer almaktadır.” dedi.

Ürdün’ün 1970’lerden bu yana Orta Asya sağlık endüstrisinde önde geldiğini ve Dünya Bankası tarafından sağlık turizmi alanında bölgenin en popüler, dünya çapında ise beşinci lokasyon olarak öne çıktığını belirten Uyanıker, “Oysa, Türkiye’nin özel sağlık hizmetleri altyapısının Ürdün’den eksik hiç bir yanı yoktur. Ürdün’ün 60 özel sağlık kuruluşundan 4 tanesi sağlık endüstrisinde uluslararası akreditasyonda altın standart olarak benimsenen ABD bazlı JCI akreditasyona sahip iken, Türkiye’de JCI akreditasyonuna sahip olan sağlık kuruluşu sayısı 37’dir.

Ayrıca, Türkiye’de verilen özel sağlık hizmetleri ücretlerini göz önüne aldığımız dünyanın geri kalan ülkeleri ile karşılaştırıldığında son derece mütevazi sayılacak bir fiyatlama sisteminin olduğu farkedilecektir. Özel sağlık kuruluşlarımızdaki bir çok doktorumuz ingilizce konuşabilmekte ve sağlık hizmetleri en yüksek kalitede verilmektedir. Ancak tüm bu olumlu gelişmelere rağmen Ürdün’ün sağlık hizmetleri gelirlerinin altında yer almaktayız.” diyerek görüşlerini aktardı.
 

Manşetler

DUYURU-4