GÜÇ GÖNEL SAĞIROĞLU - Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur, Türkiye'nin sağlıkta "know-how"ın peşinde olduğunu belirterek, "Bizim en büyük hedeflerimizden biri, ileri teknolojinin transfer edilmesi, anlaşılması, onun Türkiye'de uygulanması. Bütün bunların yapılabilmesi için ciddi boyutta genç bilim insanı popülasyonuna ihtiyacımız var." dedi.
Keleştemur, AA muhabirine yaptığı açıklamada, TÜSEB'in Ar-Ge projeleri yapmak ve desteklemek üzere kurulduğunu, başkanlık bünyesinde kanser, biyoteknoloji, anne, çocuk ve ergen sağlığı, halk sağlığı ve kronik hastalıklar, geleneksel ve tamamlayıcı tıp, sağlık hizmetleri kalite ve akreditasyon ile sağlık politikaları alanlarında enstitülerin faaliyet gösterdiğini söyledi.
Merkezi İstanbul'da olan ve 2015 yılından bu yana faaliyet gösteren TÜSEB'de bilim ve teknoloji alanında, serbest rekabete dayalı, şeffaf ve eşitlik ilkeleri çerçevesinde, bilimsel araştırmaların yapılıp destekleneceğini belirten Keleştemur, özellikle üniversite ve sanayi iş birliği modeli ile bilginin ürüne dönüştürülerek, planlı ve sürdürülebilir kalkınmaya destek sağlanmasının amaçlandığını vurguladı.
Sağlık alanında dünyada yaşanan teknolojik gelişmenin Türkiye'de anlaşılması ve yerli olarak uygulamaya geçilebilmesini çok önemsediklerinin altını çizen Keleştemur, "Türkiye sağlıkta know how'un peşinde. Bizim en büyük hedeflerimizden birisi, ileri teknolojinin transfer edilmesi, anlaşılması, onun Türkiye'de uygulanması. Bütün bunların yapılabilmesi için ciddi boyutta genç bilim insanı popülasyonuna ihtiyacımız var." ifadelerini kullandı.
- "Proje desteklerine başlıyoruz"
TÜSEB olarak sağlık teknolojisi alanında genç bilim insanlarının yetiştirilmesini sağlamak üzere kısa süre içinde proje desteklerini başlatacaklarını vurgulayan Keleştemur, "Yurt dışındaki ve içindeki bilim insanlarının aynı projede buluşmaları bizim için çok önemli. Üniversitelerde ortaklaşa yürütülecek projeleri destekleyeceğiz. Bu projeler sayesinde yurt dışındaki hocalarımızın, Türkiye'ye gelmeden bilgi ve tecrübelerini buradaki genç bilim insanlarımıza transfer etmesini sağlamaya çalışacağız." diye konuştu.
Prof. Dr. Keleştemur, projeler kapsamında laboratuvarların Türkiye'deki üniversitelerde kurulacağını, yurt dışında görev yapan akademisyenlerin de alanlarındaki bilgilerini yurt içindeki genç bilim insanlarıyla bu yolla paylaşabileceğini ifade etti.
İnsanlar fiziksel olarak bir araya gelmeseler de bilgi ve tecrübelerin Türkiye'ye aktarılmasını sağlamış olacaklarına değinen Keleştemur, şunları söyledi:
"Özellikle sağlık bilimi ve sağlık biyoteknolojisi alanındaki projeleri çok önemsiyoruz. Bu projelere maddi destek de vereceğiz. 2018'den itibaren bu çalışmalar yoğun bir şekilde başlayacak. Hangi üniversitenin teknik altyapısı daha müsaitse diyelim ki aşı konusunda, hangi üniversite daha fazla tecrübeli bilim insanına sahipse bu üniversiteleri belirleyeceğiz."
- Dünyanın ilk KKKA aşısı Türkiye'den
Prof. Dr. Keleştemur, sağlık alanında yerli aşı üretimine de büyük önem verdiklerini, Erciyes Üniversitesi Aşı Geliştirme Merkezi'nde bu alanda çok önemli çalışmalar yapıldığını hatırlattı.
Bu merkezde, dünyada ilk kez Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına yönelik aşının geliştirildiğini vurgulayan Keleştemur, "Bu aşı tecrübesi, ülkemizin büyük bir başarısıdır. Dünya da bunu yapmaya çalışıyor. Bizim gerimizdeler. Bizim daha hızlı olmamız lazım ki ürünü ticarileştirelim. Kullanabilecek duruma getirelim." dedi.
Keleştemur, KKKA aşısından elde edilen tecrübenin, viral aşıların üretilmesine de aktarılacağını sözlerine ekledi.