Sağlık Hizmetleri Daire Başkanı, Kovid-19'un organ nakline etkisini anlattı

"Bugüne kadar hiçbir kadavra donörden Kovid-19 bulaşması söz konusu değil. Bu da ülkemiz adına çok ciddi bir başarıdır"

Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Doku, Organ Nakli ve Diyaliz Hizmetleri Dairesi Başkanı Dr. Fatih Kacıroğlu: "Kovid-19 salgınında sağlık sistemi etkilendi. Organ naklinde de bir miktar düşüş yaşadık ama Allah'a çok şükür yüksek bir düşüş yaşamadık"

Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Doku, Organ Nakli ve Diyaliz Hizmetleri Dairesi Başkanı Dr. Fatih Kacıroğlu, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının organ nakli çalışmalarını çok yüksek oranda olmasa da bir miktar etkilediğini bildirdi.

Dr. Fatih Kacıroğlu, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Muhiddin Erel Amfisi'nde "Organ Bağışı Haftası" dolayısıyla düzenlenen etkinlikte, "Ülkemizde Organ ve Doku Naklinde ve Bağışında Mevcut Durum, Kovid-19 Pandemisinin Organ Bağışına Etkisi" başlıklı bir konuşma yaptı.

Kovid-19 sürecinde Türkiye'nin sağlık sisteminin iyi bir sınav verdiğini vurgulayan Kacıroğlu, "Allah'a çok şükür devletimiz ve sağlık sistemimiz çok güçlü. Dünyanın ileri ülkeleri bu süreçte sıkışırken biz çok şükür sağlık hizmetlerini aksatmadan devam ettirdik" ifadelerini kullandı.

Türkiye'de yaklaşık 30 bin hastanın organ nakli olmayı beklediğini aktaran Kacıroğlu, bu konuda organ bağışının büyük önem taşıdığını ifade etti.

- "Bağışçı sayısı düşüşe geçti"

Türkiye'de son verilere göre toplam bağışçı sayısının 607 bin 975 olduğunu kaydeden Kacıroğlu, şöyle deva etti:

"Bağış konusunda 2019 yılında bir zirve yaşadık. Ondan sonra ne yazık ki, 2020 yılında başlayan salgın nedeniyle bağışçı sayımız tekrar düşüşe geçtiğini görüyoruz. Bağış sayılarına bakıldığı zaman İzmir Bölge Koordinasyon Merkezi'nin zirvede olduğunu görüyoruz. 2020 yılında Kovid-19 salgını nedeniyle beyin ölümü tespitlerimiz de azaldı. 2019 yılında kadavra donörlerin yüzde 80'inin organları kullanılırken, bu rakam 2020 yılında yüzde 56'lara geriledi. 2021 yılında yüzde 52, 53 bandında. Bugüne kadar hiçbir kadavra donörden Kovid-19 bulaşması söz konusu değil. Bu da ülkemiz adına çok ciddi bir başarıdır."

Türkiye'de organ naklinin yapıldığı yıl olan 1975'den bugüne 66 binin üzerinde organ nakli gerçekleştiğini ve bunun 50 binin canlıdan canlıya yapılan organ bağışı olduğunu belirten Kacıroğlu, Türkiye'nin bu rakamlarla dünya ülkeleri arasında en çok canlıdan organ nakli yapan ülkeler arasında yer aldığını aktardı.

Kovid-19 salgınının sağlık sistemini etkilediğini hatırlatan Kacıroğlu, "Organ naklinde de bir miktar düşüş yaşadık ama Allah'a çok şükür yüksek bir düşüş yaşamadık. Kadavradan yaşadığımız organ nakli düşüşlerimiz oldukça keskin, canlıdan yapılan nakillerde ise düşüş var ama kadavradan olduğu kadar değil. İnşallah beyin ölümü tespitleri ve aile onaylarıyla birlikte bu rakamları üst düzeye çekeceğiz." diye konuştu.

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cemil Gürgün, üniversiteleri bünyelerinde bulunan Organ Nakli Uygulama ve Araştırma Merkezi'nin önemli işlere imza attığını söyledi.

Hastanelerinde tüm branşlarda organ nakli yapıldığını hatırlatan Gürgün, "Üniversitemiz organ nakli dışında organ naklini yapan hekimler ve sağlık çalışanlarını da yetiştiriyor. Organ bağışı konusunda sağlık çalışanlarının mücadelesi kadar, vatandaşların da destek vermesi şart." diye konuştu.

Ege Üniversitesi Organ Nakli Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Murat Zeytunlu organ nakli olmayı bekleyen hastaların sağlığına kavuşması için bağış oranlarının çok önemli olduğunu, bu konuda herkesin sorumluluk alması gerektiğini anlattı.

Organ Nakli Koordinatörleri Derneği Başkanı Dr. Rahmi Baykan da Kovid-19 nedeniyle verdikleri 1,5 yıl aradan sonra halkı organ nakli konusunda yüz yüze bilgilendirmeye yeniden başladıklarını ifade etti.

- İngiliz anne ayakta alkışlandı

Törende 14 yıl önce Bodrum'da beyin kanaması sonucu hayatını kaybeden oğlunun kalbini Tayfun Erdem'e bağışlayan İngiliz anne Julie Beston da bir konuşma yaptı.

Oğlunun organlarıyla bir çocuk, 2 erkek ve bir kadına hayat verdiğini anlatan Julie Beston, "Oğlumun kalbi nakledilen Tayfun 5 yıl sonra bizimle iletişime geçti. Benimle ve ailemle tanıştı. Tayfun çok iyi. Bu yüzden yılda 2-3 kere bir araya geliyoruz. Bağışın arttırılması için çalışma yapıyoruz. Benim artık Türk ailem de var. Bu yüzden organ bağışı çok önemli. Günün sonunda ben oğluma sahip olamadım ama başka bir aile sahip oldu." ifadelerini kullandı.

Anne Beston'u etkinliğe katılanlar ayakta alkışladı.

Manşetler

DUYURU-5
EBELİK YÖNETMELİĞİ
HASTANE KOORDİNASYON KURULU YÖNETMELİĞİ