Sağlık çalışanlarının iş yükü fazla

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Avrupa'da her 100 bin kişiye 350 doktor, Türkiye'de ise her 100 bin kişiye 150 doktorun düştüğünü söyledi.

Mardin'de bulunan Bakan Akdağ, AK Parti İl Başkanlığı'nı ziyaretinde yaptığı konuşmada, partisinin ayrım yapmadan hizmet ürettiğini ifade ederek, ''Fakir- zengin, Kürt, Türk, Arap demeden insana hizmet etmek... AK Parti'yi öyle tarif etmek gerekir. Biz 8 yıldır iktidar olduğumuz halde yıpranmıyorsak, aksine kuvvetlenerek yolumuza devam ediyorsak, insanlar yapılan hizmeti gördüğü içindir''dedi.

Bakan Akdağ, yaptıkları çalışmalar sayesinde Türkiye'de çok büyük değişiklikler gerçekleştirdiklerini belirterek, şöyle konuştu:

''Yaptığımız birçok hizmeti, yeni nesil geçmişteki durum ile kıyaslamayı bilmiyor. 8 yıl önce insanların neler çektiğini bilmezler. İzmir'de hayatını kaybeden bir kişinin böbreği bağışlandı. Böbrek nakline ihtiyaç olan çocuğun evine telefon açılıyor. Helikopter ambulans ile alınıyor, götürülüyor ve böbrek nakli oluyor. Ailenin bir masrafı yok. AK Parti işte bu... Bunu insanlarımıza, gençlerimize iyi anlatmalıyız. Bizim içimizde gençler daha çok bulunmalı. İktidara geldiğimiz dönemden beridir açılımı başlattık. Milli Birlik ve Kardeşlik açılımının altını hizmetlerle dolduruyoruz. Sadece insanların yaşantılarını, kültürlerini, dillerini geliştirmek anlamında değil, hizmeti geliştirme anlamında da ve ayrım yapmadan bu açılıma devam ettiriyoruz. 13 yıl sonra Cumhuriyetin 100. yılında dünyanın ekonomisi en iyi olan ülkeler açısından ilk 10 gireceğiz. Bunun olması daha fazla zenginlik, refah ve çocuğumuzun rahat yaşamasıdır. Bu bize yansıyacak. Evimize ekmeğimize yansıyacak.''

Daha sonra Yay Grant Otelinde düzenlenen ''Mardin İli Sağlık Değerlendirmesi Toplantısına'' katılan Bakan Akdağ, buradaki konuşmasında ise AK Parti hükümetlerinin ciddi değişim hamlesi sayesinde ''Sağlıkta Dönüşüm Programının'' uygulandığını belirterek, ''Biz buna 'sağlık reformu programı' adını vermedik. Çünkü, Türkiye reform kelimesinden 2002 yılında biz geldiğimizde adeta bıkmıştı. Sözü edilen ama hiçbir şeyin değiştirilemediğini uzun yıllar yaşadık. Onun için reform kelimesini kullanmadık'' dedi.

SAĞLIKTA ORTA ÇAĞI KAPATTIK, YENİ ÇAĞA GEÇTİK
Bakan Akdağ, yaptıkları işin ciddi bir reform olduğunu, bu dönüşümün Türkiye'de ciddi bir devrim olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Sağlıkta orta çağı kapattık, yeni çağa geçtik. Bunu sağlık çalışanları ile birlikte yaptık. Ayrıca bu konu ile ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yaptıkları kanunların çok önemli bir değeri var. Türkiye'de sağlık personeli sayısı, nüfusumuza göre yetersiz. Hemşire, doktor sayısından bahsediyorum. Yıllarca meslek örgütleri, hatta bazı sendikalar bu sayıların artmasına karşı koydular. Bunu üniversitelerimiz, YÖK, hatta yerine DPT bu ihtiyacı fark edemedi. Neden bir Avrupa ülkesinde nüfusuna kıyasla Türkiye'dekinin 5 misli olsun? Avrupa ortalamasında her 100 bin kişiye 700 hemşire düşerken, Türkiye'de her 100 bin kişiye 180 hemşire düşüyor. Doktorda da böyleyiz. Avrupa ortalamasının yarısından daha az doktor sayımız. Avrupa'da her 100 bin kişiye 350 doktor düşerken, Türkiye de her 100 bin kişiye 150 doktor düşüyor. Bunun anlamı nedir? Doktor, ebe ve hemşirelerimizin üzerindeki iş yükü fazla. Çözüm, sayıyı artırmaktır. Biz her yıl çok sayıda eleman almaya devam ediyoruz. Ama bu sefer Üniversite ve özel sektör şikayetçi. 'Ebe ve hemşire bulamıyoruz' diyorlar. Bakın Türkiye'de bir mesleği olan ve diploma alan meslekler arasında işsizliğin hemen hemen hiç yaşanmayan alan 2010 yılında sağlık alanıdır. Sağlık diploması olanlar asla Türkiye de işsizlik çekmezler. Aile hekimliğini günde 40 kişiye bakacak şekilde kurduk. Eskiden bir SSK hastanesinde doktor 150 kişi ile karşılaşırdı. Bir doktorun karşısına günde 40 kişi çıksa fazla değildir. Ne yapalım Türkiye'deki hastaları Yemen'e, Afrika'ya da gönderemeyeceğiz. Burada bakacağız. O zaman bu sayıların mutlaka artması lazım.''

Bakan Akdağ, Tam Gün Yasası'ndaki amaçlarının, bu sistemi iyice yerli yerine oturtmak ve vatandaşın işini kolaylaştırmak olduğunu söyledi.

Manşetler

DUYURU-4