Sağlık Bakanlığı Sağlığın Geliştirmesi Genel Müdürlüğü ve Sağlık-Sen SASAM Enstitüsü tarafından düzenlenen ve teması ''Kronik Hastalıkların Yönetimi'' olarak belirlenen "3. Halk Sağlığı Günleri", Hilton Garden Inn Otel'de gerçekleştirildi.
Demircan, AK Parti iktidarı ile sağlıkta önemli bir zihniyet dönüşümünün yaşandığını söyledi. ''İnsanı yaşat ki devlet yaşasın'' anlayışı ile yola çıktıklarını ifade eden Demircan, zihniyet dönüşümünün sağlıkta çok önemli adımların atılmasına vesile olduğunu kaydetti.
Sağlığın finansmanında 15 yıl önce büyük sıkıntılar olduğunu anlatan Demircan, memurlar için emekli sandığı, işçiler için SSK, kendi hesabına çalışanlar için de Bağ-Kur olan sağlık güvencesindeki parçalanmışlığın ortadan kaldırıldığını anımsattı.
Hastanelerdeki yoğunluğun da sağlık alanında yapılan yatırımlar sayesinde büyük oranda azaldığına işaret eden Demircan, "Biz sağlığı bulunduğu yerde bırakamayız. Sağlık hizmetlerindeki dönüşümleri sağlık çalışanlarıyla birlikte yapacağız. Güzel, büyük mekanlar yapıyoruz. Çok daha büyük hastanelerimiz olacak. Donanımlarımızı geliştiriyoruz. Bu alanda önemli adımlarımız olacak. Yerlileşmeyi sağlıyoruz. Türkiye'de sadece sağlık alanında tüketici şeklinde olmamalı. Teknoloji üreten, ürün üreten, pazara sürebilen ülke olmalı." dedi.
Konuşmasında sağlık çalışanlarının yıpranma taleplerine de değinen Bakan Demircan, şunları ifade etti:
"Sağlık hizmetindeki sürdürülebilirlik ve kalite yükselmesi gelişme sürecini devam ettirebilmemiz için sağlık çalışanlarıyla ilgili önümüzdeki günlerde inşallah sizlerle paylaşacağımız düzenlemeler yapacağız. Bu konuda sendikamızın rolü, bize çalışma ortağı olup sağlık çalışanlarımızın taleplerini en doğru şekilde ve kendi açılarından gördükleri çözüm önerilerini rahatlıkla getirsinler. Biz de ülkenin kendi imkanları içerisinde neler yapabileceğini birlikte görüşürüz. Bunları hayata geçiririz."
Bakanlık görevine başlamasının üzerinden iki ay geçtiğini hatırlatan Demircan, sağlıkta yapılanları incelediklerini ve birtakım tespitlerde bulunduklarını söyledi.
Demircan, sağlık kuruluşlarında özellikle illerde çok başlılık görüntüsü olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Orkestra sahneye dizilmiş, önüne üç tane şef koymuştuk. Üç şefin çubuk salladığı orkestradan senfoni beklenemezdi. Bu verimsiz bir durumdu, arzulanan bu değildi elbette. Bunu düzeltmek gerekiyordu. Bizden önce de bu niyetler oluşmuştu. Biz geldik, bu düzenlemeyi yaptık. Bayramdan önce kanun hükmünde kararname yayımlandı. Bu KHK'yı önümüzdeki günlerde uygulayacağız. Daha önceden yetki ve görev verdiğimiz arkadaşlarımızın endişesi, sıkıntısı olmasın. Sağlıkta zaten yeterli sayıda eleman ihtiyacımız tamamlanmış değil. Herkese ihtiyacımız var. Onlar da bu büyük mekanizmanın içinde yerlerini alacaklar ve görevlerini yerine getirecekler. İşleyişte yetki ve sorumluluk illerde tek elde Sağlık Müdürlüğünün çatısı altında toplanacak."
TBMM Sağlık Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Başkanı Vural Kavuncu, Türkiye'de 65 yaş üzeri insanların, nüfusun yüzde 7,7'sini temsil ettiğini belirterek, yaşlı nüfusun sağlık harcamalarının hızla arttığını söyledi.
Kavuncu, kronik hastalıkların başında diyabet, obezite, kanser, kardiyovasküler ve solunum yolu hastalıkları geldiğini ifade etti.
- "Sağlık çalışanlarına yıpranma payı istiyoruz"
Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş, sağlık çalışanlarına her yönüyle hak ettikleri değerin verilmesi gerektiğini söyledi.
Sağlık çalışanlarının yaşadıkları sorunlarla artık karşılaşmak istemediklerini belirten Memiş, "Ücret dağılımındaki adaletsizlikler, aile ve sosyal hayatını bitiren iş yükü, nöbetler, başta şiddet olmak üzere sağlığı ve güvenliğini tehdit eden riskleri tekrar yaşamak istemiyoruz." dedi.
Yaptıkları araştırmalarda, sağlık çalışanları arasındaki tükenmişlik sendromunun yüksek oranda çıktığına dikkati çeken Memiş, şunları söyledi:
"Araştırmalarımız sonucunda gördük ki yeniden olsa 'bu mesleği seçmem' diyenlerin oranı yüzde 60,8'dir. Sağlık çalışanlarının yüzde 44,1'i mesleklerinden dolayı psikolojik sorun yaşamakta, yüzde 68,6'sı ailesi ile yeterince zaman geçirememektedir. Yine araştırma sonuçlarımıza göre, sağlık çalışanlarının yüzde 62,2'si genel olarak hayatlarından, yüzde 72,4'ü yaşam kalitelerinden, yüzde 79,3'ü çalışma koşullarından memnun değil. Aynı zamanda sağlık çalışanlarının yüzde 82'si görevlerini yerine getirirken şiddetle karşılaşmaktan korkarken, yüzde 86,8'i de meslek hayatlarında en az bir kez şiddete maruz kaldıklarını belirtmektedir."
Memiş, sağlıkta gelişim ve kalite döneminin sağlam bir temele oturtulmak isteniyorsa, önce sağlık çalışanlarının sorunlarının çözülerek işe başlanması gerektiğine vurgu yaparak, sağlık çalışanları olarak hakları olmayanı talep etmediklerini, sağlık hizmetlerinin yüksek riskli meslek grubunda olduğundan diğer meslek mensuplarına verilen yıpranma payının sağlık çalışanlarına da verilmesini istediklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın verdiği talimata rağmen yıpranma payı konusunda sürecin hızlı işletilemediğini dile getiren Metin Memiş, "Sağlık çalışanlarının tümüne yıpranma payı verilmesini istiyoruz." dedi.
Lisans tamamlama konusuna da değinen Memiş, 120 bin sağlık çalışanının bu hak kapsamına alındığını, 80 bin sağlık çalışanının lisans tamamladığını, 40 bin sağlık çalışanının da 2 yıl içinde mezun olacağını belirtti. Memiş, 2015 ve sonrası mezun olanlara da bu hakkın verilmesi gerektiğini söyledi.
Dünya Sağlık Örgütü Temsilcisi Pavel Ursu ise her yıl 40 milyon kişinin kronik hastalıklar nedeniyle hayatını kaybettiğine değinerek, Türkiye'deki ölümlerin yüzde 87,5'inin kronik hastalıklara bağlı gerçekleştiğini dile getirdi.
Kronik hastalıların önleme faaliyetlerine önem gösterilmesi gerektiğine dikkati çeken Ursu, Türkiye'nin tütün kontrolünde başarılı çalışmalara imza attığını, bu konuda da önleme faaliyetlerine ağırlık vermesi gerektiğini kaydetti.
Duygu YENER