Sağlık çalışanları İsrail'in saldırılarına tepkisiz kaldığı gerekçesiyle DSÖ'yü protesto etti

Ankara'da toplanan sağlık çalışanları, Dünya Sağlık Örgütü'nü (DSÖ) İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarına sessiz kaldığı gerekçesiyle protesto etti.

KBB Uzmanı Prof. Dr. Celil Göçer: "Dünya Sağlık Örgütü'ne Türk hekimleri olarak sesleniyoruz: Lütfen yaşanan insanlık dramının karşısında daha aktif olun. Yaşamdan yana olarak, sesinizi yükseltin"

Ankara Filistin Dayanışma Platformu üyesi ve aralarında hekimlerin de bulunduğu beyaz önlüklü sağlık çalışanları, DSÖ'nün Türkiye Ofisi önünde toplandı.

İsrail aleyhine çeşitli sloganlar atan grup adına basın açıklaması yapan KBB Uzmanı Prof. Dr. Celil Göçer, yeni doğan bebeklerin olduğu, yaralı çocukların yattığı, yoğun bakım servislerinde solunum cihazına bağlı insanların yaşama tutunma mücadelesi verdiği hastanelerin hedef alınmasının, insanlığa karşı yapılmış bir saldırı olduğuna dikkati çekti.

Göçer, hekimler olarak ırk, din, dil cinsiyet, milliyet olarak hiçbir ayrım gözetmeksizin sivillere, bebeklere, çocuklara, yaşlılara ve savunmasız insanlara yapılan her türlü saldırıyı kınayarak, "Birleşmiş Milletler teşkilatı ve Dünya Sağlık Örgütü için yaşama hakkı anlamında her insan eşit mi? Biz hekimler olarak uluslararası tüm örgütleri ölümün karşısında yaşamı, kötülüğün karşısında iyiliği, yoksulluğun karşısında refahı, cehaletin karşısında eğitimi tüm insanlar için koşulsuz istemeye ve aktif tavır almaya davet ediyoruz." dedi.

- "Salgın hastalıkları kapıda beklemekte"

DSÖ verilerine göre Gazze'de son 18 günde ölenlerin sayısının 2022 yılında hayatını kaybedenlerden daha fazla sayıya ulaştığını aktaran Göçer, bombardıman sonucunda ölenlerin sayısının da çok yüksek olduğunu söyledi.

Göçer, savaş sırasındaki tıbbi sarf malzemelerin günlük kullanım miktarının savaş öncesindeki aylık tüketime eş değer olduğunu dile getirerek, "350 bin diyabet, kalp hastası, kanser ve benzeri bulaşıcı olmayan hastalık hastası var. Bin civarında diyaliz hastası var. 50 bin hamile kadın var. Günde ortalama 183 doğum gerçekleşiyor. 130 prematüre bebek hayatta kalabilmek için elektriğe ihtiyaç duyan kuvözlere bağlı durumda." diye konuştu.

Salgın hastalıkların kapıda olduğunu belirten Göçer, bombardıman ve kuşatma altındaki savunmasız insanların ruh sağlığının da önemli ölçüde olumsuz etkilendiğini söyledi.

- "Burada olmamızın sebebi, Hipokrat yeminine olan sadakatimiz nedeniyledir"

Göçer, şunları kaydetti:

"Dünya Sağlık Örgütü'ne Türk hekimleri olarak sesleniyoruz: Lütfen yaşanan insanlık dramının karşısında daha aktif olun. Yaşamdan yana olarak, sesinizi yükseltin. Gönderilen yardımların ihtiyaç sahibi bebeklere, yaşlılara, gebelere ve yaralılara ulaştırılmasının İsrail tarafından engellendiğini haykırın. Yardımlar geciktiğinde değerli kardeşlerim her gün siviller ölüyor, ilaçla dirilmeyecekler. Ölü bebekler mama yemezler. Bugün hekim olarak Filistin dostları platformuyla birlikte burada olmamızın sebebi, hekimlik mesleğine adım attığımız gün ettiğimiz Hipokrat yeminine olan sadakatimiz nedeniyledir."

Basın açıklaması, Arapça ve İngilizce de okundu.

Manşetler

DUYURU-5
EBELİK YÖNETMELİĞİ
HASTANE KOORDİNASYON KURULU YÖNETMELİĞİ