Sağlık Bakanı Koca, Avrupa Bölgesi Göç ve Sağlık Yüksek Düzeyli Toplantısı kapanışında konuştu:

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye'nin, mülteci ve göçmenler konusunda "merhamet ve ahlaki otorite fonksiyonunu icra eden bir ülke"

"Türkiye, mülteci ve göçmenler konusunda adeta merhamet ve ahlaki otorite fonksiyonunu icra eden bir ülke oldu. Pasaportunun rengine bakmadan, herkese bu anlamda, ahlaki otorite noktasındaki yardımını gösterdiğinin altını çizmek istiyorum"

"Sayın Schinas (Avrupa Birliği Komisyonu Başkan Yardımcısı), Türkiye'ye 6 milyar avro gibi bir destekten bahsetti mülteci ve göçmenlerle ilgili. Türkiye'de doğan doğumlara harcanan masrafı, Avrupa rakamlarıyla ifade ettiğimizde bu rakamların çok ötesinde bir rakam olduğunu ifade etmek istiyorum. Diğer hizmetleri daha saymadım, yani, ameliyat, poliklinik ve diğer hizmetler ve hastane hizmetleri gibi"

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye'nin, mülteci ve göçmenler konusunda "merhamet ve ahlaki otorite fonksiyonunu icra eden bir ülke" olduğunu belirterek "Pasaportunun rengine bakmadan, herkese bu anlamda, ahlaki otorite noktasındaki yardımını gösterdiğinin altını çizmek istiyorum." dedi.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Sağlık Bakanlığı iş birliği ile İstanbul'da bir otelde düzenlenen Avrupa Bölgesi Göç ve Sağlık Yüksek Düzeyli Toplantısı'nın kapanış oturumu kapsamında basın toplantısı gerçekleştirildi.

Burada konuşan Bakan Koca, 55 ülke ve 10 uluslararası kuruluşun üst düzey temsilcileri ile AB'nin komisyon başkan yardımcısı düzeyinde katılımlarla iki gün boyunca göç ve sağlık konusunda verimli istişareler gerçekleştirdiklerini anlattı.

DSÖ'nün Avrupa Bölgesi dışında Afrika ve Doğu Akdeniz Bölge Ofisi Direktörleri seviyesinde katılımların toplantıya ayrı bir önem kazandırdığını belirten Koca, konuklara katılım ve destekleri için teşekkür etti.

Göçün ve insanlar üzerindeki etkisinin insanlık tarihi kadar eski olduğuna işaret eden Koca, göç sorununun tek bir ülke veya bölgenin meselesi olamayacağını vurgulayarak şöyle konuştu:

"Nasıl ki sorun ortaksa çözüm de ortak akıldan ve ortak hakkaniyetli yük paylaşımından geçer. Türkiye'nin Suriye krizine bağlı olarak 10 yıldır üstlendiği emsalsiz yük sadece bu toprakların sorunu değildir ve olmamalıdır da. Bu nedenle özellikle sağlık alanında yaptığımız çalışmalardaki iş birliğini çok önemsiyoruz. Krizin başlangıcında olmasa da zaman içerisinde gelişen ve miktarı artan ortaklıkları, olumlu gelişmeler olarak değerlendiriyoruz. Sizlerin de bildiği gibi Türkiye, bulunduğu coğrafi konumun yanı sıra toplum tarafından yabancıların benimsenmesini kolaylaştıran kabul kültürü nedeniyle asırlar boyunca birçok göç akınına sahne olmuştur. Mağdur insanlara kucak açan ülkemiz, 2011'den beri hemen yanı başında gerçekleşen olaylara seyirci kalmamıştır."

Bakan Koca, Suriyelilere "açık kapı politikası" izlenerek "geçici koruma" statüsü verildiğini, sağlık ve eğitim gibi temel hizmetlerden yararlanabilmelerine imkan sağlandığını anlattı. Bakanlığa bağlı sağlık kuruluşlarında Suriyelilere de Türk vatandaşlarına sunulduğu gibi sağlık hizmeti sunulduğunu ifade eden Fahrettin Koca, "Son 10 yıldır Suriye krizine bağlı olarak yaşadıklarımız nasıl geçmişin ve günümüzün en önemli konularından biriyse bugün de hemen yanı başımızda Ukrayna'da meydana gelen gelişmeler günümüzün ve geleceğin çözüm üretilmesini bekleyen sorunu olarak masamızda duruyor. Tüm bu gelişmelerin merkezinde insan vardır ve dolayısıyla bireyin ve toplumların sağlığı söz konusudur." dedi.

- "SIHHAT Projesi göç sağlığı alanında başat bir proje oldu"

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, göç sorununun uluslararası iş birliği çerçevesinde çözüleceğine inanan ve bu yöndeki tüm küresel gelişmeleri yakından takip eden Türkiye'nin, AB ve DSÖ ile ortak çalışmalar yürüttüğünü ifade etti. Bu anlamda, DSÖ teknik desteğiyle yürüttükleri projeler ve Avrupa Birliği fonlarıyla yürüttükleri SIHHAT Projesi'nin öneminin altını çizen Koca, "AB tarafından, 2016'dan bu yana uygulanan mali destekler aracılığıyla ülkemizde bulunan geçici korunanlara sunulan sağlık hizmetleri geliştirilmekte ve güçlendirilmektedir. Halihazırda ikinci fazını başarı ile yürüttüğümüz SIHHAT Projesi, göç sağlığı alanında başat bir proje olmuş ve çok sayıda kazanımlar sağlamıştır." diye konuştu.

Bakan Koca, göç ve sağlık konusunun geniş bir alan olduğu, çok daha fazla iş birliğine müsait bir zemin oluşturduğunu belirterek "Önümüzdeki dönemde AB ve DSÖ ile göç sağlığı hizmetlerinin geliştirilmesi amacıyla daha birçok projeye imza atacağımıza inanıyor, iş birliğimizin artarak devam edeceğinden şüphe duymuyorum." değerlendirmesini yaptı.

- Ukrayna'ya yönelik yardımlar

DSÖ'den üst düzey temsilcilerle soruları yanıtlayan Bakan Koca, Azerbaycan'da, TURKOVAC'ın hatırlatma dozunun Faz-3 klinik çalışmasının başlaması ve bunun sonuçlarının sorulması üzerine, sonuçların neticelendirildiğinde bildirileceğini aktardı.

Türkiye'nin Ukrayna'dan gelen ailelerin sağlık ihtiyaçlarını karşılamak için neler yaptığının sorulması üzerine Koca, şunları kaydetti:

"Türkiye, mülteci ve göçmenler konusunda adeta merhamet ve ahlaki otorite fonksiyonunu icra eden bir ülke oldu. Pasaportunun rengine bakmadan, herkese bu anlamda, ahlaki otorite noktasındaki yardımını gösterdiğinin altını çizmek istiyorum. Ukrayna'da da benzer şekilde bu sorun gündeme geldiğinde mültecilere ve göçmenlere erken dönemde hem iki tır dolusu ilaç ve tıbbi malzeme hem TSK'nın uçağıyla gönderdiğimiz malzeme oldu. Bunun dışında, erken dönemde hızla sahra hastanesi açtık UMKE üzerinden. UMKE ilk günden itibaren yoğun şekilde hekim desteğiyle birlikte ilaç ve malzeme desteği dahil olmak üzere sınırdan geçenlere ilk günden itibaren hizmetini verdi. Bundan sonraki süreçte de benzer şekilde sağlık hizmeti anlamında ihtiyaç olduğunda her türlü hizmeti vereceğimizi söylemek istiyorum. Sayın (Avrupa Birliği Komisyonu Başkan Yardımcısı) Schinas Türkiye'ye 6 milyar avro gibi bir destekten bahsetti mülteci ve göçmenlerle ilgili. Ben sadece şunu söyleyeyim, Türkiye'de doğan doğumlara harcanan masrafı, Avrupa rakamlarıyla ifade ettiğimizde bu rakamların çok ötesinde bir rakam olduğunu ifade etmek istiyorum. Diğer hizmetleri daha saymadım, yani ameliyat, poliklinik ve diğer hizmetler ve hastane hizmetleri gibi... O nedenle Türkiye'nin gerçekten üzerine düşeni, pasaportuna bakmadan merhamet damarını ve ahlaki otorite fonksiyonunu herkese gösterdiğini özellikle söylemek istiyorum. Ukrayna'da da ihtiyaç olduğunda bu hizmetin aynı şekilde devam edeceğini söylemek istiyorum."

 

Manşetler

DUYURU-5
EBELİK YÖNETMELİĞİ
HASTANE KOORDİNASYON KURULU YÖNETMELİĞİ