Kamu özel ortaklığı ile şehir hastaneleri kampüsü kurulmasını içeren yasa tasarısı Meclis’ten geçti. Sağlıkta özelleştirmenin tamamlanması anlamına gelen yasa ile parası olmayan sağlık hizmeti alamayacak, sağlık hizmeti veren emekçilerin ise iş güvencesi ortadan kaldırılacak, devlet gelirleri şirketlerin kasasına akacak.
Meclis’te bugün kabul edilen Kamu Özel İşbirliği Modeli ile Tesis Yaptırılması, Yenilenmesi ve Hizmet Alınması Hakkında Kanun ile kamuya ait hastaneler 30 yıllığına özel şirketlere devredilebilecek. Bu sistemin maliyeti ise 26.5 milyar lirayı bulacak.
ŞİRKETLER İHYA EDİLECEK
Sağlık kampüslerinin kurulacağı arazi, şirketlere devlet tarafından bedelsiz verilecek. Yapılan hastane 30 yıllığına şirketlere devredilecek. Ancak bu süre daha sonra uzatılabilecek. Mevcut hastaneler kapatılarak buralara taşınacak. Taşınan hastanelerin kullanım hakkı da şirketlere verilecek. Hekimlerin, hemşirelerin, sağlık teknisyenlerinin verdiği sağlık hizmetleri şirketlere devredilecek. Kampüs içine taşınan hastanelerin çalışanlarının statüleri değişecek ve iş güvenceleri ortadan kaldırılacak. Bu hastanelere devlet milyarlarca liradan fazla da kira ödeyecek. Örneğin bir hastane için sadece yatırım tutarı bir milyar 97 milyon lira gözüküyor. Ama buraya devlet 25 yılda sadece kira için yedi milyar lira para ödeyecek. Yani şirketler sadece kira gelirlerinden 6 milyar lira kâra geçecek. Devlet 3 yıllık kira bedeli karşılığında yapılabilecek bir yer için 25 yıl kira ödeyecek. Ayrıca bu şirketler, döviz borçlanmaları durumunda döviz kuru farkından doğacak zararları da kiraya yansıtacak. Yine ihale alan şirketlerin alacakları kredilere ve bunların her türlü ek masrafına doğrudan Hazine garantisi verilecek. Bu kapsamda her türlü Damga Vergisi ve Harçtan ve KDV’den şirketler muaf tutulacak.
Şirketlere verilecek para bununla da sınırlı değil. Hizmet bedeli adı altında yaklaşık 260 milyon lira yıllık para ödenecek. Otel, otopark, kantinler, hastane içerisinde verilen güvenlik, bilgi işlem, temizlik gibi gelir getirici tüm hizmetler de bu şirketlere veriliyor.
Şehir hastanelerini yapacak olan şirketlere kredi veren uluslararası finans kuruluşları, kredi ödemelerinin geri verilmemesi halinde bu hastanelere el koyabilecek. Kamu özel ortaklığıyla ilgili ihaleler kamu ihale denetiminden ayrılarak denetim dışı tutulacak.
PARASI OLMAYAN KAPI DIŞARI
Kamuyu sağlık hizmeti veremez hale getiren bu sistemle sadece parasını ödeyen sağlık hizmetinden yararlanabilecek. Yatılan odadan, kullanılan hizmete kadar her şeyin bedeli olacak, vatandaş cebinden para ödemek zorunda kalacak. Sadece GSS kapsamında prim ödeyenler buralardan ücretsiz hizmet alamayacak. Tamamlayıcı sağlık sigortası kavramı da burada devreye girecek. Vatandaş gerekli hizmeti alabilmek için bir de ek pirim ödemek zorunda kalacak. Örneğin devlet hasta için “pansiyon parasını öderim” diyecek ancak şehir hastaneleri 5 yıldızlı otel kapsamında tutulacağı için aradaki farkın vatandaş tarafından ödenmesi istenecek. Bunun için de "tamamlayıcı sigorta yaptır" denecek. Bunun üç çocuklu bir aileye ek yükü ise aylık 500 lira olacak. Bu aile sigorta primleriyle birlikte aylık 1100 lira ödemeden sağlık hizmetinden tam yararlanamayacak.
YARGIYA BAŞVURULACAK
Evrensele konuşan TTB Genel Sekreteri Bayazıt İlhan, kamu özel ortaklığının sağlık çalışanlarına ve hastalara zararlar vereceğini vurguladı. Kamu özel ortaklığıyla kamu zararına yol açan ihalelerin söz konusu olduğuna dikkat çeken İlhan, “Normal ihale yöntemiyle yapılacak hastaneler şimdi daha pahalıya mal olacak. İhalelerde şeffaflık da yok. Dünya örneklerinde de bu böyle” dedi. İlhan, “Sağlık alanında örgütlü kurumlar olarak şimdiye kadar yürüttüğümüz mücadeleyi yürüteceğiz. Yargısal süreci de başlatacağız” diye konuştu.
Evrensel.net