Günümüzde bireylerin değişime ve gelişime daha açık olması destekleyici psikiyatri hizmetlerine ilgiyi artırdı. Psikiyatri merkezlerine ve ruh sağlığı profesyonellerine gitmek için kişinin hasta olması gerekmiyor. Üsküdar Üniversitesi'nden Uzman Klinik Psikolog Seliyha Alten'e göre bu durum; eğitim ve kültür seviyesinin artmasına paralel olarak, tedavi yöntemlerinin sadece psikiyatrik rahatsızlıkları odak alan yaklaşımından çıkıp insanın işlevselliğini ve tam iyilik halini bozan durumları da ele almaya başlamasının bir sonucu.
Psikiyatrinin çalışma alanının hastalıktan öteye geçtiğini, hedefin koruyucu ruh sağlığı hizmeti olduğunu belirten Alten, "Psikiyatri; panik atak, şizofreni, depresyon, obsesif kompulsif bozukluk gibi psikiyatrik hastalıkların yanı sıra ilişki problemleri, çocuk eğitimi, ebeveyn-çocuk çatışmaları, boşanma, aldatılma, terk edilme, evlilik öncesi danışmanlık, farkındalık geliştirme, yaşam koçluğu gibi günlük hayatta maruz kaldığımız yaşamsal sorunları da kapsayan geniş bir çalışma alanıdır. Amaç; psikiyatrik hastalıkların tedavisinin yanı sıra, koruyucu ruh sağlığı çalışmalarıyla olası psikiyatrik hastalıkların gelişmesini önlerken, fiziksel, ruhsal ve sosyal açıdan tam iyilik haline erişebilmektir" diyor.
"İYİLİK HALİNİ BOZAN TETİKLEYİCİLER ARTTI"
Eskiden yaygın olan "Ben deli miyim de psikoloğa gideceğim" algısının kişiyi tedaviden uzaklaştırdığını belirten Alten, bu algının da artık kırıldığını ifade ediyor. Bu algının, ülkemizin psikiyatrik hastalık yükünü de arttıran en temel etkenlerden biri olduğunu belirten Alten, günümüzde insanların fizyolojik, sosyal ve psikolojik açıdan tam iyilik halini bozan tetikleyicilerde artma olduğunu söylüyor: "Bundan 10 sene önce varlığından bile haberimizin olmadığı birçok şey şu anda ruh sağlığını tehdit eden stresörler olarak karşımıza çıkıyor. Örneğin teknolojik gelişmelerin bağımlılık riski yaşatması gibi. Sanıyorum bundan 20 yıl önce internet bağımlılığı, seks bağımlılığı, alışveriş bağımlılığı gibi riskler çok daha azdı. Bu nedenle günümüzde psikolojik destek almak koruyucu ruh sağlığı çalışmalarının en önemli kısmını oluşturuyor."
RUH SAĞLIĞININ 3 ÖNEMLİ KRİTERİ
Alten'e göre, ruh sağlığının en önemli üç kriteri; kişinin hem kendisiyle, hem ailesi ve sosyal çevresiyle hem de iş çevresiyle uyumlu olması. Buradaki uyum kelimesi; kişinin görev ve sorumluluklarını yerine getirebilmesini, bir yandan da psikolojik olarak iyi bir duygulanım içerisinde olabilmesini ifade ediyor.
"Kişinin uyumunun bozulması yaşamının gidişatından memnuniyetini düşürürken, görev ve sorumluluklarını yerine getirmede zorlanmayı ve insan ilişkilerinde sorunları da ifade ediyor. Dolayısıyla kişinin işlevselliğini ya da kendinden memnuniyetini bozan böyle dönemlerden geçerken psikolojik desteğe başvurması önemlidir" diyen Uzman Klinik Psikolog Seliyha Alten, aksi takdirde erken müdahale ile hızlıca çözümlenecek problemlerin, katlanarak daha büyük sorunlara yol açmasının kaçınılmaz olduğunu söylüyor