Hep yaşlıların hastalığı olarak biliriz onu. Anneanneler, dedeler, "Yağmur yağacak sanırım, eklemlerim ağrıyor" derler; biz de o yüzden onu yaşlılarla bağdaştırırız. Ancak bu hastalık sadece yaşlıların çektiği bir durum değil.
Geçtiğimiz 15 Ekim onların günüydü... Dünya Artrit Günü... Tam da gününde İç Hastalıkları ve Romatoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Soy'la karşılaştık. Karşılaşmıken, "Yağmurlu havalardan önce belirti vermeye başladığını sandığım" romatizmayı konuşalım dedik. Hastalığın çocuk yaşlı, kadın erkek demeden herkesi vurabileceğini öğrendim...
İşte romatizma ile ilgili merak ettiklerim ve Prof. Dr. Soy'un yanıtları
Romatizma nedir?
Romatoloji veya romatizma denince insanların aklına hemen eklem iltihabı gelir. Oysa romatizmaların bir kısmı sadece eklemleri değil eklemlerle birlikte deri, kas, kemik ve iç organları etkileyebilir
Romatizma kimlerde görülür?
Kadınlarda, erkeklerde, çocuklarda. Yaşlılarda da gençlerde de görülebilir.
KADINLARDA DAHA SIK GÖRÜLÜYOR
Romatizma yalnızca kadınların hastalığı mıdır?
Romatizmal hastalıkların çoğunun kadınlarda daha sık sık görüldüğü doğrudur. Ancak birçok romatizmal hastalık erkekleri de bir o kadar oranda etkileyebilmektedir. Sitemik Lupus Eritematozus (SLE), Antifosfolipid Sendromu, Sjögren Sendromu ön planda kadınlarda sık görülürken bazı vaskülit türleri erkleri daha fazla etkilemektedir. Ayrıca erkeklerde bazı hastalıklar daha ağır seyretmekte. Örneğin Behçet Hastalığı ve Ankilozan Spondilit grubu hastalıklar erkeklerde daha ağır seyreder.
Sadece soğukta mı çıkar?
Osteoartrit gibi bazı romatizmaların soğuk ve yağışlı havalarda hastayı daha fazla rahatsız ettikleri doğrudur. Muhtemelen dış ortamdaki basınç değişikliklerinin ekleme yansıması nedeni ile daha fazla yakınma olmaktadır. Öte yandan güneş bazı hastalıklara iyi gelse de, örneğin SLE gibi romatizmaları ise alevlendirebilir. Yani romatizmalar sadece soğukta ya da kışın ortaya çıkmaz, her mevsimde ortaya çıkabilir.
Romatizmanın türleri nelerdir?
OSTEOARTRİT (eklemlerde kireçlenme): En sık görülen eklem hastalığıdır. Eklem kıkırdağının yapısının bozulması ve zamanla kaybolması bu hastalığa yol açar. Kanda iltihap göstergelerinde artışa yol açmadığından halk arasında iltihaplı olmayan romatizma olarak bilinir. 40 yaşından önce görülmesi nadirdir. 70 yaş üstü bireylerin dörtte üçünde bu hastalığa ait bulgular görülür. En sık diz, kalça, el parmak eklemlerinde görülür. Hastalarda ağrı, hareket kısıtlılığı ve el-ayak parmaklarında şekil bozukluğuna yol açar. İdeal bir tedavisi yoktur. Zaman zaman ağrı kesici ilaçlardan yararlanılabilir. Ancak kilo alınmaması, düzenli egzersiz yapılması, süt ve süt ürünlerinin düzenli tüketilmesi bu hastalığın önlenmesinde son derece önemlidir.
ROMATOİD ARTRİT: Halk arasında iltihaplı romatizma olarak da bilinir. Erişkin insanlarda görülme sıklığı %1 dir. Hastalık eklemler dışında iç organları da etkileyebilir. Hastalık en sık her iki el bileği ve el eklemlerini eşzamanlı olarak etkiler. Hastalarda el bileği ve el parmaklarında ağrı, şişlik, sabah ellerini kullanamama (sabah tutukluğu), ellerde şekil bozukluğu görülür. Eller dışında ayak bilekleri, dirsek, omuz ve dizler de sıklıkla hastalıktan etkilenir. Hastalığın tanısında hastanın şikâyetleri dışında fizik muayene bulguları, kan testleri ve eklem grafilerinden yararlanılır.
Erken tanı son derece önemlidir. Çünkü erken tanı konup tedavi başlanırsa şekil bozukluğu ve fonksiyon kaybı gelişme riski azalır. Tedavide öncelikli seçeneğimiz haftada bir defa kullanılan metotreksat, kinin ve kortizon dahil bağışıklık sistemini baskılayan bir çok ilaç kullanılır. Ayrıca yeni geliştirilen TNF alfa blokeri gibi biyolojik ilaçlarla seçilmiş hasta grubunda hastalık daha kolay kontrol altına alınabilmektedir.
ANKİLOZAN SPONDİLİT: Genellikle omurgayı tutan ağrılı, ilerleyici bir kronik romatizmal hastalıktır. Hastanın belini büken ve onu öne doğru eğen bir hastalıktır. Esasen omurgayı etkilemekle beraber diğer eklemleri, kiriş ve tendon denilen kasların kemiklere yapıştığı bölüm olan yerleri de etkiler. Bazen göz, akciğer ve kalp de etkilenir. Hastalık genellikle 20 li yaşlarda başlar. Erkeklerde daha sık görülür. Hastalar genellikle sabah çok şiddetli bel ve/veya kalça ağrısıyla uyanırlar. Ağrının gün içinde hareketle azalması karakteristiktir. HLAB27 isimli bir genin pozitifliği tanıda yardımcıdır. Erken tanı ve tedavi çok önemlidir. Tedavide ağrı kesici ilaçlar veya bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlardan yararlanılır. Yeni geliştirilen biyolojik ilaçlar, seçilmiş hastalarda mükemmel sonuçlar alınabilmektedir. Ankilozan spondilitli hastalarda egzersiz, özellikle yüzme sporu omurganın eğilmemesi için son derece önemlidir. Ankilozan spondilitli hastalar mümkün olduğunca hareket etmeli ve yüzmelidir.
BEHÇET HASTALIĞI: Ağızda ve cinsel bölgede ağrılı ülserler (yaralar; aftlar), göz iltihabı (Üveit) ve deri bulgularıyla seyreden bir hastalıktır. Hastalık sıklıkla sadece deriye sınırlı zannedilir. Ancak, özellikle genç erkeklerde bacaklarda ve akciğerlerde başta olmak üzere damar tutulumu ve beyin tutulumu yaparak hayatı tehdit edebilir. Hastalık her yaşta görülebilmekle birlikte en sık 20-30 lu yaşlarda ortaya çıkar. Tedavi edilmezse görme kayıpları, beyin ve damar tutulumları ile eklemlerde tutuluma yol açması nedeni ile önemlidir.
AİLESEL AKDENİZ ATEŞİ (FMF): Birkaç ayda bir tekrarlayan ve birkaç günde kendiliğinden sona eren karın ağrısı, ateş, göğüs arısı, eklem ağrısı ve şişmeleri ile karakterizdir. Hemen daima çocukluk ve genç yaşlarda ortaya çıkar. Genetik geçişli bir hastalıktır. Sıklıkla aile bireylerinin bir ya da bir kaçı daha aynı hastalıktan etkilenmiştir. Tanısı öncelikle klinik bulgulara göre konur. Yardımcı olarak MEFV gen analizi yapılabilmektedir. FMF tanısı konduktan sonra kişinin ömür boyu kolşisin (Colhicium) adlı ilacı kullanması gereklidir. Aksi takdirde böbreklerde bozukluk ve zamanla yetersizlik söz konusu olabilir.
KALPTE CİDDİ SORUNLAR OLABİLİR
AKUT ROMATİZMAL ATEŞ (ARA): Özellikle çocuk ve gençlerde ortaya çıkan; A Grubu Beta Hemolitik Streptokakalar (Beta Mikrobu) ile üst sonlum yolu iinfeksiyonunu takiben gelişen, eklemler, kalp zarı ve kası, beyin gibi organlarda tutulum yapabilen bir hastalıktır. Eklem ve diğer organlardaki sorunlar genelde önemli bir hasar bırakmadan iyileşirken kalpte ciddi sorunlar yaratması nedeni ile ciddiye alınmalıdır. Bu hastalık eklemleri yalayan kalbi ısıran hastalık olarak bilinir. Kalpte daha sonraki yıllarda kendini gösteren romatizmal kapak hastalığına neden olur. Aort, mitral gibi kalp kapaklarında darlık ya da yetersizlik yapar. Bu hastalığı geçirenlerin aylık depo penisilin (Penadur gibi) yaptırmaları gereklidir. Hastalığın tanısında beta mikrobu ile infekiyon geçirdiğinin gösterilmesi önemlidir. Bu amaçla boğaz kültürü ve ASO denilen bir kan testinden yararlanılır. Ancak her boğaz enfeksiyonu geçirende ARA gelişmez ve her ASO yüksekliği ARA anlamına gelmez. O nedenle hastaların mutlaka diğer klinik belirtilerle birlikte değerlendirilip bu tanı konmalıdır.
SİSTEMİK LUPUS ERİTEMATOZUS (SLE): Özellikle genç - orta yaşlı bayanlarda görülen bir hastalıktır. Yüzde güneşe maruz kalmakla artan kızarıklar, eklem ağrısı ve şişmesi, ateş kilo kaybı, akciğer-kalp zarında sıvı birikmesi, anemi, böbrek ve diğer organlarda tutulum yapabilen, tedavi edilmezse ölümcül olabilen bir hastalıktır. Bir grubunda tekrarlayan düşükler ve tekrarlayan derin ven trombozu, beyin damarlarında tıkanmalara yol açabilir. Anti nükleer antikorların (F-ANA) pozitifliği tanıda oldukça yararlıdır.
DİĞERLERİ: Bunlar dışında daha çok sayıda ve türde romatizmal hastalıklar bulunmaktadır. Skleroderma (Ellerde soğukta morarma-kızarma, deride gerginlik, akciğerde tutulma); Dermatomiyozit (kaslarda zayıflama, güçsüzlük, deride kızarıklıklar, akciğer tutulumu); Erişkin Başlangıçlı stil Hastalığı (özellikle akşamları artan ateş, deri döküntüsü ve bazen ciddi organ tutulumları..); Vaskülitler (çok çeşitli ve türde olup damarlarda iltihaplanma ve bunun sonucunda organlarda fonksiyon bozukluğu ile karakterizedir. Wegener Granulomatozusu, temporal arterit, Poliarteritis Nodosa (PAN)) başlıca örnekleridir.
BEL AĞRISINA DİKKAT
Peki nedir belirtileri?
Eklemlerde ağrı, şişlik, hareket kısıtlılığı. Sabah eklemlerde sertlik olması. Özellikle sabahları daha belirgin bel ağrısı. El parmaklarında soğukta beyazlaşma, morarma
Cilt altında bezeler. Güneşte ciltte aşırı duyarlılık ve yaralar gelişmesi. Ellerde veya vücudun herhangi bir yerinde deride sertlik. Güçsüzlük, merdiven inip çıkamama, oturup kalkamama ve kaslarda ağrı. Ağızda yara çıkması, genital bölgede yara. Gözlerde sık sık iltihaplanma (Üveit). Tekrarlayan karın ağrıları... Ağız- göz kuruluğu. Açıklanamayan ateş
Açıklanamayan kilo kaybı. Açıklanamayan deri döküntüleri
Romatizmanın tedavisi yok mudur?
Eskiden romatizma hastalarının tedavisi kısıtlı idi. Gerek romatizmal hastalıklar uzmanı sayısının yetersizliği gerekse de tedavi imkânlarının kısıtlı olması nedeni ile birçok romatizmal hastalık yeterince tedavi edilemiyordu. Günümüzde birçok romatizmal hastalık için modern tedavi yöntemleri geliştirilmiştir. Özellikle romatoid artrit, Ankilozan Spondilit gibi hastalıklarık tedavisinde önemli başarılar sağlanmıştır.
KORUNMA YOLLARI
Romatizmadan nasıl korunuruz?
Romatizmaların önemli bir kısmının gerçek nedeni henüz tam bilinmemekle beraber bazı önemli bilgilere sahibiz. Mesela fazla kilo ile osteoartrit arasında ilişki vardır. Ayrıca diğer romatizma türlerinde de ekleme binen yükün azaltılması hastalığın kontrolünü kolaylaştıracağından ve verilecek kortizon gibi ilaçların yan etkilerinin azaltılması için kilo verilmesi önemli. Sigara ve tütün ürünleri romatoid artrit oluşumundan sorumlu tutulmuştur. Özellikle ailesinde romatoid artrit olanların sigara içmemesi gerekir. Ankilozan spondilit olgularında da sigara içilmesi daha ağır bir hastalık tablosuna yol açabilir.
Diş eti iltihaplarında romatoid artrit oluşumundan sorumlu olabileceğinden diş sorunlarının en kısa zamanda giderilmesi gereklidir. Düzenli egzersiz yapılması, eklem sağlığı için de zorunludur. Tempolu yürüyüş, yüzme gibi sporlar kemik, eklem ve kas sağlığı için faydalıdır. Genel sağlık kuralları dahilinde davranılarak besslenmek gerekir. Sık sık balık (Uskumru, somon, ton, sardalya, lüfer, morina, ringa) yemek, A vitamin, ve omega 3 türü maddeleri almanızı sağlar. Bunlar hem trigliseridleri düşürür hem de romatoid artriti baskılar. Alkol, gut oluşumuna ve kemik metabolizmasındaki bozukluklara yol açabilir. Genel olarak yeterince sebze, tahıl ve meyve tüketilmelidir. Yeterince güneş görmek ve kalsiyumdan zengin beslenmek kemik sağlığı için elzemdir. Günde 5- 6 fincandan fazla kahve, bir bardaktan fazla soda içmek kemik metabolizmasına zarar verebilir. Sonuç olarak bize emanet edilen sağlığımızı korumak için biraz gayret etmek gerekir. Kendimize uygun bir egzersiz programı uygulamak, bize zarar verebilecek sigara gibi alışkanlıklardan, gereksiz kalori alımından kaçınmak ve zamanınfa bir hekime başvurmakla pek çok sorunun daha kolay halledilebileceğine inanıyorum.
Begüm ÇELİKKOL