HATİCE ŞENSES
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Ürolojisi Anabilim Dalı ve Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Emir, robotik cerrahiyle çok sayıda ameliyatın başarıyla yapılabildiğini belirterek, "Erişkinlerin ardından çocukların ameliyatlarında da artık önem kazanmaya başladı. Bu yöntem, gelecekte ameliyat gerektiren hastalıkların tedavisinde birinci seçenek olma yolunda" ifadelerini kullandı.
Emir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocuklarda görülen ürolojik sorunların genellikle anne karnında oluştuğunu, bunların da kalıtımsal olduğunun düşünüldüğünü ifade etti.
Ürolojik sorunların nadiren çevresel veya anneye ait hamilelik sırasındaki bazı etkenlere bağlı olarak geliştiğine dikkati çeken Emir, "Başka bir deyişle çocuklarda görülen ürolojik sorunların hemen hiçbiri anne ve babanın suçluluk hissi yaşamasını gerektiren sorunlar değildir" dedi.
Prof. Dr. Emir, bebek doğmadan bile bu sorunların birçoğunun belirlenip, takip altına alınabileceğini vurgulayarak, ürolojik hastalıkların tedavisinde ana ilkelerinin öncelikle hayati, daha sonra ise sosyal uyum için gerekli fonksiyonları korumak olduğunu söyledi.
Bunların sağlanmasının ardından çocuklarda iyi kozmetik görünüm elde etmeyi önemsediklerini aktaran Emir, şunları kaydetti:
"Endoskopik girişimler, açık cerrahi yöntemlerle elde ettiğimiz sonuçları daha küçük kesilerden veya doğal yollardan girilerek elde edebildiğimiz yöntemlerdir. Böylece daha az yara izi bırakarak kozmetik olarak daha iyi bir sonuç elde edilir. Endoskopik işlemler sonrası hastalar genellikle daha hızlı iyileşir. Çocuklar evlerine ve okullarına, ebeveynler de işlerine daha erken dönebilir. Günümüzde birçok hastalığın tedavisinde bu yöntemler açık cerrahinin yerini almış ve almaya devam etmektedir. Çocuk yaş gurubunda, ürolojik hastalıkların tedavisinde endoskopik yöntemler hem tanı amaçlı hem de tedavi amaçlı yaygın olarak kullanılmaktadır. Birçok merkezde karmaşık ameliyatlar bile endoskopik yolla yapılmaktadır."
- "Robotik Cerrahi Merkezi kurmayı hedefliyoruz"
Prof. Dr. Emir, bu yöntemle "karın içerisinde yerleşimli inmemiş testis", böbrek çıkışı ya da mesane girişi darlığı, idrarın böbreğe geri kaçışı, çalışmayan böbreğin çıkarılması veya bir böbreğin çalışmayan yarısının çıkarılması gibi sorunların tedavi edilebildiğini anlatarak, laparoskopik cerrahinin geldiği en son noktanın ise robotik cerrahi olduğunu dile getirdi.
Cerrahi tedavi yöntemlerinin endoskopik girişimlere doğru kaydığını aktaran Emir, robotik cerrahinin de gelecekte ameliyat gerektiren hastalıkların tedavisinde birinci seçenek olacağını öne sürdü.
Emir, Türkiye'deki bazı devlet, özel ve üniversite hastanelerinde robotik sistemin kurulduğuna ve özellikle erişkin hastalarda kullanılmaya başlandığına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ancak robotik cerrahi sisteminin hem kurulması hem de kullanımı günümüzde oldukça maliyeti artırıcı niteliktedir. Bu nedenle biz kliniğimizde öncelikle laparoskopik cerrahiyi hastalarımızın tedavisinde yaygın olarak kullanmakta ve kliniğimizden yetişen uzmanlarımıza öğretmekteyiz. Ancak yakın gelecekte bu sorunların aşılacağı düşüncesiyle alt yapımızı hazır hale getirmekteyiz. Önümüzdeki yıl bu konuyla ilgili fakültemizde uluslararası katılımlı bir çalıştay yapmak üzere hazırlıklara başladık. Yine fakültemizde tüm ilgili birimlerin kullanabileceği bir 'Robotik Cerrahi Merkezi' kurmak üzere gerekli çalışmaları da başladık. Tüm hedefimiz, bir dolu olumsuz koşulla rağmen, hem sağlık hizmetinde hem tıp eğitimi öncü konumda olan İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'ne yakışır bir şekilde hastanemizin günün gereği teknolojik alt yapısını güçlendirmektir. Böylece hastanelerimizde daha yetkin doktor meslektaşlarımız yetişecek, hastalarımız da en üst düzeyde sağlık hizmetine ulaşamaya devam edeceklerdir."