Renkli meyveler her derde deva!

Birçok renkli meyvede bulunan flavonoidlerin eklemlerdeki kirişler, bağlar ve kıkırdak yapıda bulunan kolajen üzerindeki faydalı etkisi, romatoid artrit gibi eklem hastalıklarında önem taşıyor

Açan havalarla birlikte ilkbaharın süsleri renkli meyveler, tezgahları doldurmaya başladı. Birçok meyveye rengini, flavonoid denen maddeler veriyor. Sadece bitkilerde sentezlenen flavonoidler, aslında bitkilerin kendilerini parazitlere, bakterilere ve hücre hasarına karşı korudukları maddeler. Bunlar güçlü anti-oksidan etkileriyle serbest radikal denen vücutta oluşan zararlı maddelerle savaşarak, bunların dokulara zarar vermesini önlüyor. Diyetisyenimiz Müge Başer’le sizler için bugünlerde sık görülecek renkli meyveler yani zengin flavonoid kaynaklarıyla ilgili bazı bilgiler hazırladık.


Yaban mersini, böğürtlen, ahududu, siyah üzüm, kırmızı erik, çilek, elma ve kiraz gibi meyvelerin hem kabuğunda, hem de etinde bulunan flavonoidler, hücrelerdeki C vitamini düzeyini yükseltiyor. Serbest radikal hasarına karşı korunma sağlıyor ve eklem yapılarının sağlamlığını artırıyor. Flavonoidlerin eklemlerdeki kirişler, bağlar ve kıkırdak yapısında bulunan kolajen üzerindeki faydalı etkisi, romatoid artrit gibi eklem hastalıklarında önem taşıyor.

Damar sertliğinde etkili

Aynı zamanda kanser hücreleriyle savaşmada ve tümör hücrelerinin etkilerinin yavaşlatılmasında yardımcı mekanizmaların harekete geçmesinde flavonoidlerin adı ön sıralarda geçiyor. Çilekte bulunan kateşin, brüksel lahanasıyla elmada bulunan kampeferol, fasulye, soğan ve elmada bulunan quercetin, kansere karşı koruyucu etkisi en güçlü olan flavonoidler.
Flavonoidlerin damar sertliği üzerindeki etkisi de biliniyor. Damarlardaki plak oluşumunu etkiliyor. Bu süreci yavaşlatıyor, korun- ma sağlıyor ve hatta durumu tersine çeviriyor. Serbest radikallerle meydana gelen LDL kolesterol (kötü huylu) oluşma mekanizmasını da etkiliyor.


Birçok meyve ve sebzede (özellikle soğanda) bulunan quercetin gibi flavonoidlerse alerjiyi tetikleyen başka maddelerin salınmasını önlemeye yardımcı anti-alerjik bileşikler. Alerji yanıtının bütün evrelerinin şiddetini düşürüyor. Alerjik durumlara karşı kullanılan ilaçların molekül yapısıyla flavonoid moleküllerinin yapısı arasındaki yakın benzerlik de ilginç bir konu.


İşiniz çok kolay

Besin kaynaklarından günde 300 mg.civarında flavonoid alınması öneriliyor. Bir orta boy elmada, bir bütün soğanda, 15 tane kadar siyah üzümde 30 mg., bir su bardağı kadar yaban mersini, böğürtlen veya ahududunda 150 mg., bir orta boy portakalda 100 mg., bir demet maydanozdaysa 250 mg. flavonoid bulunuyor. Hepsi güçlü anti-oksidan deposu olan bu besinlerin farklı etkileri var.
Yaban mersini gibi koyu renkli meyvelerin maküler dejenerasyon gibi göz hastalıklarında destek, çekirdeğiyle yenen siyah üzümünse kalp hastalıklarında yardımcı olduğu biliniyor.


Turunçgil çeşitleriyse kırılma, incinme ve yaralanmalarda kolay toparlanmaya yardımcı oluyor. Manavınızdan alabileceğiniz çilek, ahududu, böğürtlen, yaban mersini ve siyah üzüm gibi taze mevsim meyveleri, portakal, greyfurt, mandalina, limon gibi turunçgillerle her mevsimde bulunan maydanoz ve soğan tüm ihtiyaçlarını karşılayacaktır.


Herhangi bir nedenden dolayı burada saydıklarımızdan yeterince yemiyorsanız, bazı flavonoid desteklerini doktorunuza veya eczacınıza danışarak alabilirsiniz. Tabii doğrusu ve arzu edileni, bu tabiat hazinelerini taze taze yemeniz. Memleketimiz sebze ve meyve cenneti olduğundan, işiniz çok kolay. Bunların yanı sıra çay (özellikle yeşil çay), ginko biloba ve kakao bitkilerinin de flavonoid içerdiklerini hatırlatmakta fayda var.

Manşetler

DUYURU-4