Bazı hukuk sistemlerinde cezada indirime bile neden olan adet dönemi, kadının bütün davranışlarını değiştirebilir.Uzman Diyetisyen Serkan Tutar kadınların bu özel döneminde yeme krizleri ile ilgili önemli bilgiler verdi.
Regl dönemlerinde yaşanan kramplar, tatlı isteği ve barsak sorunları birçok kadının bitmek bilmeyen sorunudur. Eğer bu dönemde nasıl besleneceğinizi iyi yönetebilirseniz kilo almadan bu dönemi atlatabilirsiniz. Ama hormonlarınıza yenilirseniz düzenli olarak her ay az miktarda da olsa kilo almanız kaçınılmaz olacaktır.
Menstrüel kanama olarak adlandırılan adet dönemlerinde 80 ml’den fazla kan kaybı yaşanıyorsa adet dönemlerinin düzenli olması halinde bile kadının ağır menstrüel kanama geçirdiği anlamına gelir ki bu dönemde besine karşı olan istek daha yoğun olarak yaşanır.
Ağır menstrüel kanamaların beslenmeye bağımlı ve beslenmeye bağımlı olmayan çeşitli sebepleri olabilir. Beslenmeye bağımlı olmayan sebepler; uygun olmayan rahim içi araç kullanılması, miyom ve polipler, iltihaplı hastalıklar ve kansere yatkın hücrelerin bulunması olabilir. Beslenme ile ilintili olan sebeplerin başında ise demir eksikliği anemisi, A vitamini eksikliği, hipotiroid hastalığı gelir.
Kadınların rahminde araşidonik asit isimli yağ asidinin fazla bulunduğu durumlarda regl dönemlerinde yoğun kan kaybı yaşandığı yapılan bilimsel çalışmalarda gösterilmiştir. Araşidonik asit artışı, rahmin iç bölgesinde çeşitli hormona benzer maddelerin fazla üretimine sebep olarak ağrı ve krampların şiddetinin yükselmesine neden olur.
Kadınların menstrüel kanamaları yoğun ise vücutlarındaki demir seviyelerine baktırmaları önemlidir. Çünkü kronik demir yetersizliği olan kadınların menstrüel kanamalarının daha fazla olduğu bilinmektedir. Kan demir seviyesinin düzenli olarak doktor kontrolünde bakılması gereklidir.
Kan demir seviyesi düşük olan kadınların dikkat etmesi gereken noktalar;
Her gün 60-90 gram “3-4 köfte – 1 hamburger köftesi – 2 tavuk but” kadar et/tavuk veya balık tüketmesi gereklidir. Kırmızı etin demir yetersizliği olan kadınlarda tüketilmesi gereken ilk besin olması gerektiğini unutmayın.
Demir seviyeniz düşük ise pekmez ve siyah kuru üzüm diğer alternatifler olabilir. Sabah kahvaltıda tüketeceğiniz 1 yemek kaşığı pekmez, ara öğünlerde tüketeceğiniz 1 avuç siyah kuru üzüm kan demir seviyesinin yükselmesine katkı sağlayacaktır.
Yumurta ve koyu yeşil yapraklı sebzelerde yer alan demir mineralinin vücutta kullanılabilmesi için C vitamininin desteğine ihtiyaç vardır. Bu nedenle yumurta veya sebze yemeği tüketildiğinde yanında bir miktar karışık salata, söğüş yeşil biber, maydanoz, közlenmiş kırmızı biber gibi besinlerin yer alması veya taze sıkılmış meyve suyu içilmesi yararlı olacaktır.
Ispanak gibi koyu yeşil yapraklı sebzelerde yer alan demirin vücutta kullanılabilmesi için, bir miktar et veya tavuk veya balıkla birlikte tüketilmesi gereklidir. Bu nedenle koyu yeşil yapraklı sebzeler, et ürünleri ile birlikte etli sebze olarak pişirilebilir veya ızgara et yemeklerinin yanına bir miktar zeytinyağlı sebze yemeği olarak tüketilebilir.
Çay veya kahve tiryakisi iseniz yemekten hemen sonra içmemeye özen göstermelisiniz. Ayrıca gün içerisinde içmiş olduğunuz çayın açık olmasına, kahvenin ise bol sütlü olmasına dikkat etmelisiniz.
Demir yetersizliği kan bulguları yardımı ile belirlenmiş ve doktorunuz demir desteği veya demir iğnesi kullanmanızı önermişse, lütfen doktorun talimatları doğrultusunda tedavinizi aksatmadan devam ettiriniz. Demir anemisi tespit edilen kişilerde, demir mineralinden zengin beslenme programının destek tedavi olduğunu, birincil tedaviyi aksatırsanız aneminin düzelmeyeceğini unutmayınız.
Demir mineralinden sonra diğer önemli konu kan A vitamini düzeyleridir. Yapılan bilimsel çalışmalarda, periyotlarında ağır kanama yaşayan kadınların kan A vitamini düzeylerinin düşük olduğu saptanmıştır. A vitamini yetersizliğinde görülen deri ve ağız çevrenizde kuruluk, pullanma vs. gibi şikâyetleriniz varsa en kısa zamanda bir doktora başvurmanız gerekir.
A vitamininden zengin yiyecekleri beslenmenizde ihmal etmemeniz de size destek olacaktır. Sarı, turuncu meyveler vücutta A vitaminine dönüştürülen aktif bileşenleri içerir. Süt ürünleri ve balıkta A vitamininin direk besinsel kaynaklarıdır.
Ayrıca ağır menstrüel kanaması olan kadınların beslenmesinde hayvansal kaynaklı yağları sınırlaması gerekir. Bu konuda uygulanması gereken beslenme stratejileri ise şunlardır;
— Yağsız kırmızı et ve yağsız kıyma tercih edilmeli, koyun eti gibi yağlı etler kullanılmamalıdır.
— Tereyağı, sadeyağ, iç yağı gibi hayvansal yağlar tüketilmemelidir.
— Süt ürünlerinin yarım yağlı veya light olanlarının tercih edilmesi daha sağlıklıdır.
— Krema, mayonez gibi yağlı soslar minimum miktarda tüketilmeli ve eğer yemeklere eklenmesi gerekiyorsa yağı azaltılmış olanları tercih edilmelidir.
— Kızartmaların içerisinde yer alan yanmış yağlar, rahim içinde serbest radikal oluşturarak ağrıların artmasına yol açabilir. Bu nedenle fırında, düdüklü tencerede, ızgarada pişirme gibi sağlıklı pişirilmelidir.
-Bu döneme özel hissetmiş olduğunuz açlığı bastırmak için üc ana, iki-üç ara öğün yapmak doğru seçim olacaktır.
-Tatlı tüketimini azaltmanın en doğru yolu ekmek tüketimini arttırmaktır. Özellikle tam buğday, çavdar ekmeği tercih etmeniz daha uzun sure kan şekerinin dengeli kalmasını sağlayacağı için tatlı krizini daha az yaşamanızı sağlar.
-Ara öğünlerde gün Kurusu, kuru erik, siyah kuru üzüm gibi kuru meyvelerden atıştırmalık yapmanız krizlerinizi bitirecektir.
-Çok zor durumlarda ise şerbetli tatlı yerine sütlü tatlılardan bir porsiyon tüketip günlük ekmek tüketiminizi bir miktar azaltabilirsiniz.
-Kabızlıktan kurtulmak için, sebze, meyve ve kurubaklagil tüketiminizi arttırın. Her gün yapacağınız yarım saatlik yürüyüşler ve içeceğiniz bol miktarda su kabızlığı yenmede en büyük destekçiniz olacaktır.
-Bu dönemde şişkinlik hissedilmesinin bir nedeni de, vücudun su tutmasıdır. Bu nedenle vücutta su tutulumunu arttırabilecek olan; salamura besinler, turşu ve konserveler gibi tuz içeriği yüksek besinlerden bu dönemde uzak durmalısınız.
elmaelma.com