Reform haklı ama yanlış üslup çatışmaya yol açtı

İşçi, memur ve emekliler hükümetin hazırladığı sosyal güvenlik reformuna karşı dün 2 saatlik iş bırakma eylemi yapıp, genel grev çağrısı yaptılar. Yıllardır konuşulan ve ülkenin geleceği açısından gerekli olduğu konusunda neredeyse herkesin hemfikir olduğ

İşçi, memur ve emekliler hükümetin hazırladığı sosyal güvenlik reformuna karşı dün 2 saatlik iş bırakma eylemi yapıp, genel grev çağrısı yaptılar. Yıllardır konuşulan ve ülkenin geleceği açısından gerekli olduğu konusunda neredeyse herkesin hemfikir olduğu reform, bizce içerik açısından değil, üslup nedeniyle toplumsal çatışmalara yol açıyor.

Çünkü geçen yıl bu zamanlarda sosyal güvenlik reformu yine gündemdeydi ve benzer bir metinle toplumsal taraflarla tartışılıyordu ve büyük ölçüde mutabakat sağlanmıştı. İşin en çarpıcı yönü ise reformun en tepki çeken maddelerinden biri olan emekli yaşının artırılması maddesi, mevcut düzeylerde korunuyordu ve toplumsal kesimler bu konuda ikna edilmişti.
Ancak seçimden sonra hükümetin genel olarak takındığı "Ben ne yaparsam kabul ettiririm" tavrı, sosyal güvenlik reformunda da geçerli oldu ve sağlanan mutabakat birden kayboldu.
Hemen hemen aynı metinle geçen yıl mutabakat sağlanmışken neden aynı reformun şimdi bu kadar tepki çektiğine gelince.. Konuyla ilgili bilgi veren uzmanlar kritik maddelerin neredeyse tümü kabul ettirilip reformun uzlaşmayla bir yere getirildiğini hatırlatıp, uzlaşma ortamının devam etmemesinin en önemli faktör olduğunu söylüyorlar. Bazı mesleklerin kazanılmış haklarının geçen yılki taslakta korunduğunu ama şimdi değiştirildiğini hatırlatan yetkililer, "Bu kadar küçük, sonuç olarak finansman dengesine önemli zarar vermeyecek maddeler" nedeniyle, durup dururken reforma karşı direnç yaratıldığını kaydettiler.
 
Çalışanla diyalog kaybedildi
Bunun da ötesinde, reform çalışmalarını yürüten yetkililerin başta işçi ve memur kesimi olmak üzere çalışanlarla diyaloğunu kaybetmiş olmasının, şu anda yaratılan çatışma ortamında çok etkili olduğu söyleniyor. Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu'nun hemen her maddeyi işçi, memur ve işveren kesimleriyle tek tek müzakere edip, sonuçta bir orta yol bulduğunu, teknik ekibin buna göre çalıştığını kaydeden yetkililer, bu yöntem sayesinde hiçbir çatışma yaratılmadan reformun son aşamaya kadar getirildiğini söylediler. Ancak bu yöntemin seçimden sonra değiştiği, yeni Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik diyalog arayışında olmadığı, altında çalışan teknik ekip dağıldığı ve bakanın konuya da hâkim olamadığı için reformun yönetiminin doğru yapılamadığı kaydediliyor.
Yani yeni bakan, eski bakandan yardım alıp, aynı uzlaşma ortamını sağlamış olsaydı, mevcut çatışma ortamı yaratılmayacak, dolayısıyla gerekliliği tartışılmaz olan bu reform da çok daha sancısız biçimde TBMM'den çıkabilecekti.
 
Başbakan tansiyonu artırdı
Bu arada TBMM'de komisyonlarda tartışılırken milletvekillerine dönük önemli ayrıcalıkların yasa tasarısına eklenmesi, tüm kesimlerde rahatsızlık yarattı. Bunun ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "hak kaybı" nedeniyle reformu eleştiren işçi ve memur kesimine "yalancı" demesinin tansiyonu iyice artırdığı da ortada. Sonuçta seçimle iş başına gelmiş olan sendika yöneticilerinin, Başbakan'ın bu tavrına karşı, hem de eski yöneticilere kıyasla iktidara daha yakın olmalarına rağmen, artık yumuşak yanıt vermesi düşünülemezdi. Yani Başbakan da bakanı gibi uzlaşma yolunu değil, çatışma yolunu seçmiş oldu. Özetle; Türkiye ekonomisinin geleceği açısından hayati öneme sahip, gerekliliği tartışılmaz bu reformda gelinen çatışma havası, büyük ölçüde "yanlış üslup" nedeniyle ortaya çıktı. Şimdi belirli tavizler vermeden, bu reformu geçirmek hiç de kolay olmayacak...
 
İki bakan, iki tarz
Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Başesgioğlu işçi, memur ve işveren kesimleriyle sürekli diyalog halindeydi. Reform maddelerini bu kesimlerle tek tek müzakere etti. Bu yöntem sayesinde hiçbir çatışma yaratılmadan reformu son aşamaya kadar getirdi.

Yeni Bakan Faruk Çelik ise taraflarla diyalog arayışına girmedi. Reform çalışmalarını yürüten yetkililer Çelik'in konuya da hâkim olmadığını buna rağmen Başesgioğlu'ndan yardım almadığı için de uzlaşma ortamının sağlanamadığını söylüyor.


Manşetler

DUYURU-4