Reflünün görülme sıklığı artıyor mu?

Reflü, sık görülen bir hastalık olmakla birlikte, ülkemizdeki tanınma oranı oldukça düşüktür.

Hastalık sıklığı ülkemizde, diğer ülkelere benzer şekilde erişkinler arasında %20 oranındadır; yani her beş kişiden birisinde reflü hastalığı görülmektedir.

İletişim olanaklarının artmasıyla birlikte, reflü hastalığının adı son yıllarda oldukça sık duyulmakta ve görülme sıklığı da giderek artmaktadır.

Reflü hastalığının her yaş grubunda karşılaşılabilen bir hastalık olduğunu belirten Özel BSK Eskişehir Anadolu Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Baybora Kırcalı, reflü hastalığı ile ilgili önemli bilgiler verdi.

Reflü Neden Olur?

Bu sorunun tek bir cümle ile yanıtlanmasının kolay olmadığını belirten Dr. Baybora Kırcalı, "Hastalığın kalıtımdan-beslenme alışkanlıklarına, yemek borusunu döşeyen hücrelerdeki bozukluklardan mide fıtığına kadar uzanan geniş bir neden listesi vardır. Eğer reflünün ortaya çıkış nedenlerini toparlarsak genetik yükü olan bir kişide yemek borusuna zararlı dış faktörlerin katkısıyla (alkol, sigara, kolalı içecekler, aşırı sıcak yiyecek ve içecekler, bazı ilaçlar vs) yemek borusu hücrelerindeki bozulma ile başladığı söylenebilir. Zamanla bu bozukluk yemek borusu kaslarını etkiler ve diğer faktörlerin (yemek borusu kasılma bozuklukları, alt uçtaki kapağın yetersizliği ve açık kalması, mide fıtığı gibi) de devreye girmesiyle hastalık ilerler." dedi.

Reflü Hastalığında Tanı Yöntemleri Nelerdir?

Dr. Baybora Kırcalı, reflü hastalığındaki tanı yöntemlerini şöyle sıraladı:

• Yakınmaların varlığı / deneme tedavisi
• İlaçlı mide filmi
• Üst sindirim sistemi endoskopisi ve biyopsi
• 24 saat boyunca yemek borusuna kaçan asidin ölçülmesi
• Yemek borusu kasılmalarının değerlendirilmesi
• Sintigrafi ( Sadece çocuklarda kullanılan bu yöntem erişkinlerde kullanılmamaktadır)
• Yemek borusuna asit verilerek yanma oluşup oluşmadığının testi

Dr. Baybora Kırcalı, “Reflü yakınmalarında tipik ve özel durumlar söz konusu değilse, hekimin doğrudan ilaç tedavisine başlayıp sonucu değerlendirmesi, kabul görmüş genel bir yaklaşımdır. Bu amaçla proton pompası inhibitörleri denilen ilaçların günde iki kere kullanılıp 2-4 hafta sonunda, yakınmaların kaybolduğunun görülmesi tanı koydurucudur”dedi. Reflü de iki haftalık bu tedavi ile yakınmaların ortadan kaybolduğunu belirten Dr. Baybora Kırcalı, sürenin kısa olması nedeni ile yakınmaların nerdeyse her zaman tekrarladığını da vurguladı. Dr. Baybora Kırcalı “ yakınmalar tekrarladığında hekimin tanıdan emin olması ve artık daha uzun süreli tedaviye başlaması gerekir.” dedi.

Manşetler

YENİ SAĞLIK BAKANI KEMAL MEMİŞOĞLU OLDU
SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA İSTİFA MI ETTİ?