Recep Akdağ: Tıp eğitimi hastalık yüküne göre şekillenmeli

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, "Eğer tedbir almazsak yeni bir hastalık yükü profili ile karşı karşıyayız. Biz artık anne ve bebeklerin önlenebilir ölümlerinin önlenemediği bir ülkede değiliz." dedi.

Bakan Akdağ, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü binasında gerçekleştirilen "Ulusal Hastalık Yükü Çalışması Sunumu"nda yaptığı konuşmada, 2000'li yıllarda Türkiye'de yüz binde 70 anne ölümü, binde 30'ların üzerinde de bebek ölümleri gerçekleştiğini söyledi. Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın hayata geçmesiyle anne ölümlerinde yüz binde 15, bebek ölümlerinde ise yüz binde 7,6'ya ulaşıldığını ifade eden Akdağ, hedefin bu rakamları aşağıya çekmek olduğunu aktardı.

Türkiye'nin sağlık sistemciliğinde sağlıkta dönüşüm açısından da büyük bir başarıyı yakaladığını ancak gelinen noktada beklentilerin de değiştiğini dile getiren Akdağ, şöyle devam etti:

"Eğer tedbir almazsak yeni bir hastalık yükü profili ile karşı karşıyayız. Biz artık anne ve bebeklerin önlenebilir ölümlerinin önlenemediği bir ülkede değiliz. Türkiye, bugün bulaşıcı hastalıklar açısından dünyanın birçok ülkesinden hatta Avrupa ile kıyaslanırsa daha iyi bir durumda. Her yıl karşılaştığımız veremli hasta sayısı, Avrupa ortalamalarından daha iyi bir durumda."

Bakan Akdağ, Türkiye'nin artık yüksek gelirli ülkelerin problemleriyle karşı karşıya olduğuna işaret ederek kalp damar hastalıkları, kanser, felç, kalp krizi, şeker hastalığı gibi problemlerin ilk sıralara yerleştiğini söyledi.

- "Yeni bir yaklaşıma ihtiyaç var"

Toplumun korunması açısından farklı bir yaklaşım ve bakış açısına ihtiyaç olduğunu aktaran Akdağ, şunları söyledi:

"Hastalıkların takibi ve kontrolü açısından başka bir yaklaşıma ihtiyacımız var. Şu anda içinde bulunduğumuz gibi fazla kilolu ve şişman bir toplum olmaya devam edersek işimiz çok zor. Toplumun yüzde 20'sinden daha azı düzenli egzersiz yapıyorsa işimiz yine çok zor. Toplumun çok önemli bir bölümü bütün çabalarımıza rağmen sigara içiyorsa işimiz yine çok zor olacak. Çalışacağımız konular belli, Ulusal Hastalık Yükü Çalışması da politikalarımızı belirlemek, yeni strateji açısından yol gösterecek önemli bir araç olacak. Bu önemli aracı sadece Sağlık Bakanlığının kullanması yetmez. Üniversitelerimiz ve tıp fakültelerimiz tarafından eğitim biçimlerimize yön verilmeli, kullanılmalıdır. Bu çalışmaları üniversitelerimize, eğitim müfredatlarımıza, öğrencilerimize nasıl yetiştirmeliyiz, hangi hastalık yüklerine karşı onları hazır kılmalıyız? Tıp fakültesinden çıkan bir öğrenci aile hekimliğine gittiğinde birinci derecede neyle karşılaşacağını bilen bir öğrenci olmalıdır."

Sağlık Bakanı Akdağ, gereksiz antibiyotik kullanımının önlenmesi konusunda da çalışmalar yürüttüklerini hatırlatarak bu konuda müfredatın zenginleştirilmesi gerektiğini de vurguladı.

- "Toplam hastalık yükü yüzde 4 azaldı"

Türkiye'de 2000'de 72,5 olan doğumda beklenen yaşam süresinin 2015'te 78'e yükseldiğini anlatan Akdağ, Türkiye'nin bu hususta en zengin ülkelerin ortalamasına yaklaştığını söyledi.

Hizmetleri, kaynakları verimli kullanarak gerçekleştirdiklerinin altını çizen Akdağ, şöyle konuştu:

"Vatandaşlarımızı finansal açıdan korumayı başardık. Halkımızın da sunulan hizmetlerden memnun olduğunu görüyoruz. Sağlık hizmetlerinden memnuniyet oranı yüzde 39'lardan yüzde 72'lere çıktı. Memnuniyet oranlarını bu kadar kısa sürede ve bu kadar fazla artıran başka bir ülke, sektör yok. Bugün sonuçları sunulacak olan Hastalık Yükü Çalışmasında öne çıkan en önemli sonuçlardan birisi de bulaşıcı hastalıklar, anne ve bebek ile ilgili hem ölüm yükünün hem de hastalık yükünün çok ciddi azalmış olmasıdır. 2000 ile 2013 yılları arasında toplam hastalık yükünü azaltmayı başarabilen nadir ülkelerden birisiyiz. Toplam hastalık yükünde yüzde 4,4'lük bir azalma sağlanmıştır."

Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın ikinci fazını hazırlamaya başladıklarını bildiren Akdağ, sahada geniş bir çalışma yaptıklarını, ihtiyaçları yeniden belirlediklerini ve politika laboratuvarları kurduklarını söyledi. Akdağ, gelecek bir ay içinde 10 ayrı alanda politika laboratuvarları kurarak akademisyenlerle birlikte burada çalışmalar yürüteceklerini söyledi.

- "Bulaşıcı olmayan hastalıkların yükü arttı.

Sağlık Bakanlığı Sağlık Araştırmaları Genel Müdürlüğünün talebiyle Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü ile Washington Üniversitesi Sağlık Ölçümleri Değerlendirme Enstitüsü işbirliğinde hazırlanan Ulusal Hastalık Yükü Çalışması Sunumunda yer alan sonuçlara göre, Türkiye'nin toplam hastalık yükü yüzde 4 azaldı.

Türkiye'de bulaşıcı hastalıklar, anne, yenidoğan ve beslenmeyle ilgili hastalıkların yükü de azaldı. Araştırmaya göre, bulaşıcı olmayan hastalıkların yükü ise arttı. 2013 için yapılan hesaplara göre, Türkiye'de bulaşıcı olmayan hastalıklar, ölümlerin yüzde 88'ine ve toplam hastalık yükünün yüzde 81'ine sebep oldu.

Bulaşıcı olmayan hastalıklarda toplam hastalık yükünü artıran başlıca rahatsızlıklar, iskemik kalp hastalığı, bel ve boğun ağrısı, KOAH, diyabet ve konjenital olarak sıralandı.

Manşetler

DUYURU-5
EBELİK YÖNETMELİĞİ
HASTANE KOORDİNASYON KURULU YÖNETMELİĞİ