Rastgele check-up gereksiz risk demek

Sağlıklı olduğu halde hastalıkların erken teşhisi için sık sık görüntüleme yöntemlerini kullananlar bir başka riskin farkında değil.

Sağlıklı olduğu halde hastalıkların erken teşhisi için sık sık görüntüleme yöntemlerini kullananlar bir başka riskin farkında değil. Nükleer tıp uzmanı Yrd. Doç. Dr. Erol Ergüler, rastgele check-up'ın gereksiz yere radyasyon alınımına yol açacağını söylüyor. İhtiyaç olmadan çektirilen film ve tomografiler bazı kanser türlerini de beraberinde getirebiliyor.

Görüntüleme yöntemleri ile hiçbir belirti vermeyen birçok hastalığın erken teşhisi ve tedavisi mümkün hale geldi. Ancak bu incelemelerin gereksiz yere yapılması da ciddi riskleri beraberinde getiriyor. "Her tetkik yaptırdığınızda iade edemeyeceğiniz bir radyasyonu bünyenize alıyorsunuz." diyen nükleer tıp uzmanı Yrd. Doç. Dr. Erol Ergüler, rastgele check-up'ın gereksiz risk demek olduğunu söylüyor. Ergüler, görüntüleme alanında tetkik yaptıracak kişilerin tetkikin kendisine ne fayda sağlayacağını ve ne kadar radyasyon zararı görebileceğini mutlaka sorması gerektiği uyarısında bulunuyor.

Akciğer filmi, göğüs röntgeni, ultrason ve tüm vücut tarama tomografisi ülkemizde yoğunlukla uygulanan görüntüleme yöntemleri. Mamografi ve çift kontrastlı kolon grafisi gibi bazı yöntemlerin de belirli bir yaştan sonra birkaç yılda bir tekrarlanması öneriliyor. Ancak bu işlemlerden sonra vücut büyük ölçüde radyasyona maruz kalıyor. Yrd. Doç. Dr. Erol Ergüler, günde 10 sigara içen kişi 3,4, 20 sigara içen 6,1, 40 sigara içen 11,4 ve 40 üzerinde sigara içenin ise 14,1 mSv radyasyon aldığını belirtiyor. Ergüler, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun verilerine göre bir kişinin göğüs röntgeni 0,14, mamografi 0,5, kalp sintigrafisi 8, anjiografi 12, beyin sintigrafisinde 6 mSv radyasyon aldığını vurguluyor. Her tetkikte iade edilmeyecek bir radyasyonun bünyeye alındığını ifade eden Ergüler, Türkiye'de hastanın tetkikten ne kadar radyasyon alındığının hesaplandığına dair Sağlık Bakanlığı bünyesinde bir sistemin olmadığını belirtiyor.

Ergüler'e göre başı ağrıyan, tansiyon ve kalp rahatsızlığından şikâyet eden romatizmalı bir hastaya nöroloji uzmanı beyin tomografisi, kardiyolog anjio ve myokard sintigrafisi, fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı da kemik sintigrafisi veya boyun ve bel ya da diz, kalça tomografisi isteyebiliyor. Hasta, uzmanların birbirinden haberi olmaması nedeniyle bu tetkikleri yaptırmak için farklı yerlerden randevu alıyor. Oysaki tomografide verilen madde sintigrafiyi etkiliyor, belli bir süre sonra yapılması gerekiyor. Bunları ayarlayan bir sistemin olması, ilgili doktorların hastayı birlikte konsülte ederek öncelikli tetkikleri sırasıyla yaptırmaları ve hastanın tetkiklerden doğacak risklerinin azaltılması gerekiyor.

Yrd. Doç. Dr. Erol Ergüler, check-up kavramının içine sığdırılacak standart sayıda tetkik olmadığını belirtiyor. Rastgele check-up yaptıran herkes kendisi için gereksiz tetkik yaptırıyor ve riski üstleniyor. Erol Ergüler şunlara dikkat çekiyor: "30'lu yaşlarda bir kadın akciğer ve meme için sürekli yıllık check-up yaptırıyormuş. Hasta bana başka bir nedenle akupunktur için geldiğinde, gözle görülebilir bir tiroit nodülü fark ettim. Ameliyata yönlendireceğimizde tiroit kanseri olduğu anlaşıldı. Bu da bize gösteriyor ki her hastaya ancak bütüncül bakış açısıyla yaklaşılması ile gerçek anlamda check-up yapılabilir."

Hangi işlem ne kadar radyasyon?

Bel omurga röntgeni: 1,8

Göğüs omurga röntgeni: 1,4

Üst sindirim sistemi röntgeni: 3,7

Alt sindirim sistemi röntgeni: 6,4

Safra kesesi röntgeni: 2

Mamografi: 0,5

Bilgisayarlı tomografi: 8,6

Anjiyografi: 12

Girişimsel cerrahi işlemler: 20

Kemik sintigrafisi: 4,5

Kalp sintigrafisi: 8

Beyin sintigrafisi: 6


ZEYNEP KAÇMAZ

Manşetler

DUYURU-5
EBELİK YÖNETMELİĞİ
HASTANE KOORDİNASYON KURULU YÖNETMELİĞİ