Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alpay Azap: "Maymun çiçeği asla Kovid-19 gibi günler içinde yüzlerce kişiye bulaşacak bir hastalık değil, çünkü çok yakın temasla bulaşıyor"
"Bağışıklığı baskılanmış kişiler, çok küçük çocuklar ve gebeler açısından risk var. Bunun haricindeki kişilerde tedavisiz 2-4 haftada kendiliğinden iyileşiyor"
Türkiye'de ilk maymun çiçeği vakasının tespit edildiği bu sabah Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından duyuruldu. Koca, bağışıklık sistemi yetersizliği olan 37 yaşındaki hastanın tecrit edildiğini bildirdi.
Hastalığa ilişkin AA muhabirine açıklama yapan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve KLİMİK Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Azap, maymun çiçeğinin çok yakın temasla bulaşması nedeniyle Kovid-19 gibi bir salgına dönüşme riskinin bulunmadığını vurguladı.
Azap, şunları söyledi:
"Maymun çiçeği asla Kovid-19 veya grip gibi günler içinde yüzlerce, binlerce kişiye bulaşacak bir hastalık değil çünkü çok yakın temasla bulaşıyor. Sadece hasta ve enfekte olan kişilerle aynı evde yaşayanlar veya yakın fiziksel teması olanlar risk altında. Bu nedenle telaşlanacak bir durum yok. Kovid-19'da dünyada günde 1 milyonun üzerinde yeni vaka görülürken maymun çiçeğinde iki aylık sürede Afrika dışında 5 bin civarında vaka bildirildi. Tek başına bu veri bile çok hızlı yayılmadığını gösteriyor."
- "Olgu sayılarında bir miktar artış olabilir"
Azap, buna karşılık maymun çiçeğinin artık Afrika ile sınırlı bir enfeksiyon olmadığına işaret ederek, "Maymun çiçeği Kovid-19 gibi korkutucu olmasa da daha önce görmediğimiz coğrafyalarda yayılıyor. Batı dünyasının nur topu gibi yeni bir hastalığı oldu. DSÖ de hastalıkla ilgili küresel acil durumun söz konusu olmadığını ama virüsün yayılmasının engellenmesi gerektiğini açıkladı. Türkiye açısından hastalığın görüldüğü İngiltere, Almanya, İspanya, Portekiz gibi ülkelerle benzer bir süreç yaşanabilir. Ülkemizde de başka vakalar, olgu sayılarında bir miktar artma olabilir ama bu ülkelerdeki kadar yüksek bir oranda olmayacağını düşünüyorum." değerlendirmesini yaptı.
Vaka sayılarının artmasının kişinin temaslı olduğu tüm kişilerin izolasyona alınmasıyla engellenebileceğini, hastanın virüsü kimden aldığının araştırılarak olası şüpheli kişilerin ve bunların yakın temaslılarının da karantinaya alınması gerektiğini söyleyen Azap, bu yapıldığında hastalığın artmasının da önlenebileceğini belirtti.
- "Ateş, lenf bezlerinde şişme, ciltte kabarcıklar gibi belirtiler gösteriyor"
Prof. Dr. Alpay Azap, maymun çiçeğinin belirtilerine ilişkin şu bilgileri paylaştı:
"Hastalık ateş, baş ağrısı, kas ağrısı gibi genel enfeksiyon belirtileri gösteriyor. Lenf bezlerinde şişme uyarıcı belirtiler arasında. Asıl şüphelendiren belirti ise ellerde, kollarda, avuç içinde, yüzde, el- ayak tabanlarında irin toplamış kabarcıkların olması. Fakat bu belirti ateşin ilk çıktığı dönemde değil birkaç gün sonra ortaya çıkıyor. Hastalıktan korunmak için maymun çiçeğinin görüldüğü ülkelere seyahat etmiş ve orada hasta kişilerle yakın teması olma olasılığı bulunan kişilerden uzak durmak önemli. Enfekte kişinin kullandığı havlu, çarşaf gibi malzemelerde de virüs olabiliyor. Bunlara temasla da ciltteki gözle görülemeyecek çatlaklardan virüs bulaşabiliyor. Şüpheli bir teması olup hastalık belirtilerini taşıyanların hızla sağlık kuruluşlarına başvurması çok önemli."
Azap, hastalığın ciltte oluşan kabarcıklardan örnek alınarak yapılan PCR testiye saptandığını aktardı.
- "Risk grubu haricindeki kişilerde tedavisiz, kendiliğinden iyileşiyor"
Hastalığın risk grubundaki kişiler haricinde herhangi bir tedaviye gerek olmaksızın kendiliğinden geçtiğini belirten Azap, "Bağışıklığı baskılanmış kişiler, çok küçük çocuklar ve gebeler açısından ağır hastalık ve ölüm riski var. Fakat bunun haricindeki insanlarda tedavisiz 2-4 hafta içinde kendiliğinden iyileşiyor." dedi.
Prof. Dr. Azap, maymun çiçeğine karşı geliştirilmiş, FDA tarafından onaylı bir ilacın bulunduğunu belirterek, sözlerini, "İlaç şu an ülkemizde yok ama dünyada da sadece hastalığın ağır seyretme riski bulunan kişilere uygulanıyor. Risk grubunda olmayan kişiler için ilaca bile gerek yok. Sadece kişinin bulaştırmasını önlemek için izolasyonu ve takibi yapılıyor." diye tamamladı.