"Perinatal Döneme Yaklaşım; Sorunlar-Çözüm Önerileri Kongresi" sonuç raporu

"Perinatal Döneme Yaklaşım; Sorunlar-Çözüm Önerileri Kongresi" 10– 13 Şubat 2010tarihlerinde Antalya’da gerçekleştirilmiştir.

T.C. Sağlık Bakanlığı, Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü, Yükseliş İktisadi ve Stratejik Araştırmalar Vakfı ve Perinatoloji ve Endokrinoloji Derneği işbirliğinde “ Perinatal Döneme Yaklaşım; Sorunlar-Çözüm Önerileri Kongresi” 10– 13 Şubat 2010tarihlerinde Antalya’da gerçekleştirilmiştir.

Toplantıya T.C. Sağlık Bakanlığı Merkez Teşkilatı, Sağlık İl Müdürleri, Sağlık İl Müdür Yardımcıları, AÇSAP Şube Müdürleri, Bakanlığımıza bağlı Eğitim Hastanelerinin Başhekim ve Kadın Hastalıkları ve Doğum Klinik Şefleri, Kadın Hastalıkları ve Doğumevlerinin Başhekim ve klinik şef ve şef muavinleri, Üniversitelerin Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Başkanları, Sivil Toplum Kuruluşları, İlgili Kamu Kurum ve Kuruluşları, YİSAV temsilcilerinden oluşan yaklaşık 350 kişi katılmış olup kongre raporu aşağıda yer almaktadır.

PERİNATAL DÖNEME YAKLAŞIM- SORUNLAR-ÇÖZÜM ÖNERİLERİ KONGRESİ
(10-13 ŞUBAT 2011) SONUÇ RAPORU

Üreme sağlığı dünya gündemine 1994 Kahire Konferansı ile girmiştir. Bugün ülkemiz dahil pek çok ülkede, konferansta kabul edilen Eylem Programı doğrultusunda üreme sağlığı hizmet bütünlüğü içinde programlar uygulanmaktadır. Bilindiği üzere anne ve bebekler sağlık hizmetleri açısından risk altında bulunan ve öncelik tanınması gereken iki önemli grubu oluşturmaktadır. Kahire’de 1994 yılında yapılan Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansı sonrasında ülkemizin de resmen kabul ettiği ülke eylem planları uyarınca, sağlık kuruluşlarında nitelikli ve bütüncül yaklaşımla üreme sağlığı hizmetlerine evrensel erişimin sağlanmasını hedeflemiştir.

Sağlık Bakanlığı Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü olarak Ocak 1996’da kadının statüsü ve üreme sağlığı konularının öncelikli olarak ele alındığı “Kadın Sağlığı ve Aile Planlaması Ulusal Strateji Planı hazırlanmış” ve 2000 yılına kadar konan hedefler çerçevesinde uygulanmıştır. Söz konusu planın uygulanması konusunda elde edilen durumu gösteren Mevcut Durum Değerlendirmesi ve Türkiye Nüfus Sağlığı Araştırmalarından yola çıkarak 2005-2015 yılları için Cinsel Sağlık Üreme Sağlığı Ulusal Stratejiler ve Eylem Planı geliştirilmiş, belirlenen öncelikli müdahale alanları kapsamında, bölgeler arası farklılıkları da gidermek üzere çeşitli programlar başlatılmış ve sürdürülmektedir.

Bakanlığımız, Stratejik yönetim modeli uygulamasının ilk aşaması olan Stratejik Planlama çalışmalarını 2007 yılında başlatmıştır. Söz konusu çalışma sonucunda, “Sağlık Bakanlığı 2010-2014 Stratejik Planı” oluşturulmuştur. Belirlenen stratejik amaçlar ve hedefler, insan odaklı bir yaklaşımla, hakkaniyet, bilimsellik, ekip çalışması, çevre dostluğu, iş ahlakı, kalite, rehberlik ilke ve değerleri dikkate alınarak hazırlanmıştır.

Coğrafi olarak geniş bir bölgeye yayılmış olan ülkemizin önemli bir sorunu da bölgeler arasındaki farklılıklardır. Dolayısıyla, ülke geneli için tek bir mevcut durumdan ve hizmet ihtiyacından bahsetmek mümkün olamamaktadır. Sorunların önceliği coğrafi bölgeler ve yerleşim birimleri (kent, kır, gecekondu) açısından değerlendirilip, stratejiler buna uygun olarak geliştirilmektedir. Bu nedenlerle stratejiler ve hedefler öncelikli bölgelerde öncelikli sorunlara odaklanmıştır.

Genel olarak sağlık hizmetlerinin, özelde üreme sağlığı hizmetlerinin, aile planlaması hizmetleri dahil, din, dil, ırk, cins, yaş ayrımı yapmaksızın tüm insanlara eşit ve yaygın şekilde sunulması temel ilkemizdir.

Bu kapsamda “Sağlık Bakanlığı 2010-2014 Stratejik Planı” nda yer alan hedeflerimiz:

“Stratejik Amaç:  1           Sağlığa yönelik risklerden toplumu korumak

 Stratejik Hedef: 1. 2    Anne, çocuk ve ergen sağlığını geliştirmek, 2014 yılı sonuna kadar anne ölümlerini yüzbinde 10’un, bebek ölümlerini binde 10’ un altına indirmek

1.2.3 Türkiye genelinde riskli ve istenmeyen gebeliklerin önlenmesi için hizmette karşılanamayan ihtiyaç oranını 2013 yılı sonuna kadar %3’ün altına düşürmek.“olarak belirlenmiştir.

Üreme sağlığının tanımı ve üreme hakları dikkate alındığında “Aile Planlaması” nda hedef belirlemek uygun görülmemekle birlikte, aile planlamasına ihtiyaç duyan ve bu konuda irade beyan eden bireylerin ihtiyaçlarını karşılamak için hizmetlerimiz her yıl artarak devam etmektedir. Bilindiği üzere “Üreme Hakkı” bireylerin çocuk sahibi olup, olmamaya ve ne zaman çocuk sahibi olacağına karar verme hakkını, kadın ve erkeklerin kendi aile planlaması yöntemleri hakkında bilgi sahibi olma ve bunlara ulaşabilme hakkını, kadının gebelik ve doğumu güvenli koşullarda geçirmesini ve çiftlerin sağlıklı bir bebeğe sahip olabilecekleri en iyi koşulları sağlayacak, uygun sağlık bakım hizmetlerinden yararlanabilme hakkını da kapsar.

Çok boyutlu bir kalkınma göstergesi olarak anne ve çocuk ölüm düzeyi, üreme sağlığı hizmetlerinin yürütülmesi ve kalite seviyesi  ile  yakından  ilişkilidir. Gebelik,  doğum eylemi ve lohusalık esnasındaki komplikasyonlar, gelişmekte olan ülkelerde üreme yaşındaki kadınlar arasında önde gelen ölüm ve sakatlık nedenidir. Bin Yıl Kalkınma Hedefleri’nin  5. hedefi,  anne  sağlığının geliştirilmesi kapsamında,  anne ölümlerinin azaltılması(Hedef 5.A) ve üreme sağlığına evrensel erişimin sağlanması (Hedef 5.B)  olarak belirlenmiştir.

Bakanlığımızca, ülkemizde anne ve bebeklerin hayatının korunması, sağlık düzeyinde farklılıkların azaltılması, verilen hizmetlerin kalitesinin artırılması ve ihtiyacı olanlar tarafından gerektiği biçimde kullanılması için, iyi planlanmış bir sağlık sistemi geliştirilmiş ve güçlendirilmiştir. Bu kapsamda ana çocuk sağlığı ve aile planlaması hizmetlerini iyileştirmenin yanısıra ulaşılabilirliğinin arttırılması, hizmetlerin etkililiği ve sürekliliğini sağlamak amacıyla sağlık kuruluşlarımızda bir dizi program yürütülmektedir.

Öncelikle; yürütülmekte olan her bir program için oluşturulan bilim kurulları tarafından (Bilim kurulları kamu hastanelerinde görevli klinik şef veye şef muavinleri, üniversite öğretim üyeleri, kadın sağlığı konusunda çalışan uzman derneklerin temsilcileri ile özel sektör temsilcilerinden oluşmuştur) doğum öncesi bakım, doğum ve sezaryen, doğum sonrası bakım, acil obstetrik bakım yönetimi klinik rehberleri  oluşturulmuş ve ülke genelinde sağlık personeli tarafından standart ve güvenli hizmet verilmesi sağlanmıştır. Böylelikle doğum öncesi, doğum ve doğum sonrası bakım hizmetlerinin niteliğinin artırılması hedeflenmiş, mutlaka ve mutlaka hastanede doğum temel politikamız olmuştur.

Tüm bu çalışmalar sonucu, üreme sağlığı alanında önemli atılımlar yapılmış, anne ve bebek mortalite ve morbiditesi önemli oranda azaltılmıştır. Kısa süre önce T.C. Sağlık Bakanlığı AÇSAP Genel Müdürlüğünün AB ve sivil toplum örgütleri ile birlikte yürüttüğü Türkiye Üreme Sağlığı programıyla fiziksel, zihinsel ve sosyal bakımdan tam bir iyilik haline ulaşmak için bireylerin ve toplumun bütün olarak en yüksek üreme sağlığı / cinsel sağlık düzeyine ulaşmaları hedeflenmiştir.

Bu amaçla; savunmasız grupların ihtiyaçlarına öncelik verilmiş, tüm düzeylerde (politika belirleyicile­rin, yöneticilerin, sağlık hizmeti sunucularının ve toplumun) davranış değişimi teşvik edilmiş, mezuniyet öncesi ve hizmet içi eğitimleri kurumsallaştırılmış, başvuranların ihtiyacına yöne­lik üreme sağlığının tüm komponentlerinde hizmet sunulması hedeflenmiş ve uygun ekipmanlar sağlanmıştır. Uygulanan hibe programıyla STK’ların toplumsal katılım dahil olmak üzere CS/ÜS ile ilgili tüm alanlarda etkinleşmesi ve SB ile sürdürülebilir iş birliği teşvik edilmiş, tüm paydaşların katılımı ile toplumsal cinsiyet eşitsizliğini azaltmak ve kadının statüsünü yükseltmek hedeflenmiştir. CS/ÜS sistemi bakış açısından araştırma, izleme ve değerlendirme yoluyla politika yapıcılar ile yöneticilere doğru ve ilgili bilgiler sunulmuş, eşit, ulaşılabilir ve kabul edilebilir stan­dartlarda kaliteli, CS/ÜS hizmetlerinin sunulması ve paydaşların da katılımı ile hastalık ve ölümlerin azaltılması hedeflenmiştir.

Sağlık Bakanlığı olarak ülkemizde anne ve bebeklerin hayatının güvenceye alınması, sağlık düzeyinde farklılıkların azaltılması, toplumun tüm kesimlerinde anne adaylarını daha fazla destekleyecek çabaları artırarak hizmet sunumun bütüncül bir yaklaşım ile gerçekleştirilmesini sağlamaktayız.

Ülkemizin sağlık alanında bölgesinde komşu ülkeler ve küresel sağlığa en iyi şekilde katkı sağlaması tüm sektörlerin sağlık alanındaki sorumluluklarını üstlenmeleri ve bu konuda çalışmalar yapmaları ile sağlanacaktır. Bu düşünceden hareketle çalışmalarımızın ivmesini artırarak sürdürmekteyiz.  Stratejik amaç ve hedeflerimiz bu yaklaşımla belirlenmiş olup tüm sektörlerin sağlık sorumluluğu konusunda farkındalıklarını artırmaya yönelik çalışmalarla desteklenmektedir.

Bu düşünceden hareketle; sürdürülen başarılı çalışmaların sonuçlarını ve sonraki çalışmalara yol gösterecek deneyimleri paylaşmak, bilim camiası üyelerinin bilgi birikimi ve tecrü­belerinin hizmet sunuculara aktarılmasını sağlamak amacıyla T.C. Sağlık Bakanlığı, Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü, Yükseliş İktisadi ve Stratejik Araştırmalar Vakfı ve Perinatoloji ve Endokrinoloji Derneği işbirliğinde “ Perinatal Döneme Yaklaşım; Sorunlar-Çözüm Önerileri Kongresi10–13 Şubat 2010tarihlerinde Antalya’da gerçekleştirilmiştir. Toplantıya T.C. Sağlık Bakanlığı Merkez Teşkilatı, Sağlık İl Müdürleri, Sağlık İl Müdür Yardımcıları, AÇSAP Şube Müdürleri, Bakanlığımıza bağlı Eğitim Hastanelerinin Başhekim ve Kadın Hastalıkları ve Doğum Klinik Şefleri, Kadın Hastalıkları ve Doğumevlerinin Başhekim ve klinik şef ve şef muavinleri, Üniversitelerin Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Başkanları, Sivil Toplum Kuruluşları, İlgili Kamu Kurum ve Kuruluşları, YİSAV temsilcilerinden oluşan yaklaşık 350 kişi katılmış olup kongre programı ekte yer almaktadır.

Perinatal Döneme Yaklaşım; Sorunlar-Çözüm Önerileri Kongresi, Bilimsel Programı  11 Şubat 2011 tarihinde  Bakanlığımız AÇSAP Genel Müdürü Dr.M.Rifat Köse ve  Kongre Eş Başkanı Doç.Dr.Ferit Saraçoğlu’nun açılış konuşmaları ile başlamıştır.

Kongrenin ilk oturumu olan  “Yaşam Boyu Kadın ve Çocuk Sağlığı” oturumunda mevcut durum Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü’nün 1968 yılından beri ülke çapında 5 yıl ara ile gerçekleştirdiği Nüfus ve Sağlık Araştırmaları’ndan elde edilen veriler üzerinden yıllar itibari ile karşılaştırılarak incelenmiştir. Oturum sonunda 1998 ve 2008 TNSA sonuçlarının karşılaştırılması ile kadın, çocuk ve üreme sağlığı konularında ülkemizde gelinen nokta hakkında kapsamlı bir bilgi platformu oluşmuştur. Oturumda ayrıca sağlığı etkileyen pek çok faktörün paylaşılmış olmasının yanı sıra medyanın sağlığa etkileri de Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri’nin katılımı ile yapılan Sağlık-Medya İlişkisi sunumunda irdelenmiştir. Aynı gün öğleden sonra erken evlilikler ve sağlığa ilişkin sonuçları, adolesan gebeliklerin riskleri tartışılmıştır. Günün son oturumunda ise çoğul gebelikler ve prematürite konularında bilgi paylaşımı gerçekleştirilmiştir. Oturumda çoğul gebeliklerin sonuçlarından prematüreliğin yenidoğan ölümlerine etkisi, sağ kalım oranları,  uzun dönem sorunlar, izlemlerine ilişkin bilgiler paylaşılmış oturum sonunda saha hizmet sunucularının bu tür bebeklerin izlemlerinde dikkat etmeleri gereken hususlar ayrıntıları ile tartışılmıştır.

Kongrenin ikinci günü Riskli Gebelikler oturumu ile başlamıştır. Riskli gebeliklere yaklaşım ve gebelik taramalarının sunulduğu oturumda; çoğul gebelik sıklığında ve ileri yaş ikizlerinde artış olduğu, bu konudaki kayıtların ve epidemiyolojik verilerin önemi tartışılmıştır. Riskli gebeliklere yaklaşımda risklerin, maternal, fetal ve hekime ait(sosyal, etik, hukuki) boyutları üzerinde durulmuştur. Uygun prenatal bakımla, perinatal mortalite ve maternal mortalitenin anlamlı azaldığı, doğum öncesi bakımın önemi ve sağlık personeli yaklaşımları konusunda görüşler paylaşılmıştır. Aynı gün diğer oturumlarda; Genel Müdürlüğümüzce yeni başlatılan programlarımızdan Anne Dostu Hastane Programı katılımcılara tanıtılmıştır. Ayrıca kadın sağlığı sürveyans programları, sezaryen, kanamaların anne ölümlerine etkisi ve doğum sonu bakım hizmetleri hakkında pek çok sunum ve bilgi paylaşımı olanağı ile anne sağlığını geliştirmeye yönelik yürütülen çalışmalar,  dünyada ve ülkemizdeki güncel gelişmeler aktarılmıştır.

Kongrenin üçüncü ve son gününde ise ilk oturum; Abortuslarda ve Gebelikte Abortus Dışı Misoprostol Kullanımı konularının sunumu ile başlamıştır. Daha sonraki oturumlarda ise Genel Müdürlüğümüz programları hakkında gelişmeler ve beklentilerimiz il yöneticileri, üreme sağlığı eğitimcileri ve hizmet sunucular ile paylaşılmıştır. Bu bölümde dinleyicilere Perinatal Döneme Yönelik Sağlık Personeli Eğitimleri, Perinatal Merkez Organizasyonu, Yenidoğan Yoğun Bakım Merkez Organizasyonu hakkında bilgi aktarımı sağlanmıştır. Son oturumda ise Son 5 Yılda Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Near Miss (Kurtarılan Anneler) ve Maternal Mortaliteler sunumu aktarılmıştır. Genel Müdürlüğümüzce başlatılması planlanan yeni programlardan Gebelikte D Vitamini Desteği Programı hakkındaki, son oturumla kongre bilimsel programı sona ermiştir. Kongre süresince sahada her aşamada görev yapan personelin akademik temsilcilerle bilgi ve deneyim paylaşımı gerçekleştirilmiş, gelecekte atılacak ortak adımlar ve planlamalar için yöntemler üzerinde verimli ve yararlı bilimsel tartışmalar yürütülmüştür.

Yukarda belirtilen yoğun bilimsel program ve içerik, gerek üniversite temsilcileri gerekse sağlık personeli ve diğer kongre katılımcıları tarafından kongre süresince tam katılımla takip edilmiştir. Kongre Bakanlığımızın sivil inisiyatifin koordine edilmesinde ve güçlenmesinde, kamu-üniversite-sivil toplum kuruluşlarının işbirliğinin gelişmesinde üstlendiği rol açısından önemli bir kilometre taşı olarak başarı ile sonuçlandırılmış ve katılımcılara kongre katılımına dair sertifika verilmiştir.

Manşetler

DUYURU-4