Sağlık Bakanlığı tarafından "Özel sağlık kurum ve kuruluş yatırımları hakkında karar" yayınlanmıştır. Kararda; "2008 yılı özel sektör yatırım listesinin, geçiş hükümleri kapsamında yatırım ve işlemleri devam eden özel sağlık kurum ve kuruluşlarının faaliyete başlama zamanları ve kapasiteleri ile ilgili belirsizliklerin ortadan kalkmasına kadar bunlarla sınırlandırılmasına, yeni yatırım listesinin bundan sonra değerlendirilmesine karar verilmiştir." denilmektedir.
2008 YILI
ÖZEL SAĞLIK KURUM VE KURULUŞ YATIRIMLARI HAKKINDA KARAR
Hukuki Durum
Anayasamızın 56 ncı maddesi, 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununun 3 üncü maddesi ve 181 sayılı Sağlık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 1 ve 2 nci maddeleri gereği ülke düzeyinde özel sektör dahil sağlık hizmetleri ile ilgili planlama yapmak Sağlık Bakanlığının görevidir. Buna dayanarak yürürlüğe konulan 27.3.2002 tarihli ve 24708 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özel Hastaneler Yönetmeliğinin Ek Madde 4 ile 15.2.2008 tarihli ve 26788 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmeliğin 9 uncu maddesi daha detaylı hükümler içermektedir. Buna göre faaliyetine ihtiyaç duyulan sağlık kurum ve kuruluşları ile bunlara ait sağlık insan gücü, tıbbi hizmet birimleri ve nitelikleri ile teknoloji yoğunluklu tıbbi cihaz dağılımı alanlarında kamu ve özel sektörü kapsayacak şekilde planlama yapılacaktır.
Temel Amaç ve Hedefler
Söz konusu yönetmeliklerde planlamanın genel amaçları şu şekilde belirlenmiştir;
a) Sağlık hizmetlerinin, demografik yapı ve epidemiyolojik özellikler de göz önünde bulundurulmak suretiyle kaliteli, hakkaniyete uygun ve verimli şekilde sunulması,
b) Sağlık kurum ve kuruluşlarının hizmet kapasiteleri, sağlık insan gücü ile çağdaş tıbbi bilgi ve teknolojinin ülke düzeyinde dengeli dağılımının sağlanması,
c) Koruyucu sağlık ve acil sağlık hizmetleri gibi işbirliği halinde hizmet sunumunun gerekli olduğu alanlarda uygun kapasitenin oluşturulması,
ç) Kaynak israfı ve atıl kapasiteye yol açılmaması.
Bakanlık sosyal devlet ve hakkaniyet ilkeleri gereği sağlık hizmetlerini ülkenin en ücra köşelerine kadar götürmek zorundadır. Vaka sayısı çok az olsa bile, köy ve daha alt yerleşim birimlerini kapsayacak şekilde sağlık tesisi ve sağlık çalışanı planlaması yapmak, ulaşım güçlüğü çekilen yerlerde gerekirse hekim bulundurmak kamu için bir görevdir. Diğer taraftan, koruyucu hekimlik, sağlığın geliştirilmesi programları, çevre sağlığı, afet halleri, bulaşıcı ve salgın hastalıklarla mücadele, halkın sağlık eğitimi, çalışan sağlığı, sınır aşan sağlık sorunları gibi birçok alanda sağlık hizmetlerinin kamu tarafından sunulması zorunludur.
Yine aynı çerçevede her gelir düzeyindeki vatandaşların, kabul edilebilir sürede sağlık hizmetlerini alabilmelerinin sağlanması gereklidir. Ekonomik düzeyi yüksek olan ve otelcilik hizmeti başta olmak üzere daha kısa sürede veya daha özel hizmet talebinde bulunan vatandaşların ise ağırlıklı olarak özel sektörden bu hizmetleri talep etmeleri de doğaldır. Gelir düzeyi orta ve düşük kesimde olan vatandaşların, kaliteli ve hızlı hizmet alabilmeleri için kamu sağlık hizmetlerinin güçlü ve yaygın olarak sunulması gerekmektedir. Dengenin özel sektör lehine bozulması halinde ise vatandaşlar, ‘’Cepten Ödeme’’ suretiyle hizmet almak zorunda kalabileceklerdir.
Sağlık hizmetlerinin temelde kamu sektörü tarafından sağlanması zorunlu olmakla beraber, özel sektörün de hizmet sunmasının;
- Vatandaşların sağlık kuruluşu ve hekim seçme alanının genişlemesi,
- Sağlık çalışanlarının tercih alanlarını artırması,
- Hizmet sunumunda rekabeti artırması, kaliteyi geliştirmesi gibi birçok olumlu katkısı bulunmaktadır.
Sonuç olarak planlama ile sağlık hizmetlerinin kamu ve özel sektör dengesi gözetilerek tüm ülkemize adil bir şekilde yaygınlaştırılması hedeflenmektedir.
Mevcut Durum
Ülkemizde başta hekim olmak üzere sağlık personeli sayısının yetersizliği bilinmektedir. Aşağıdaki grafikler bu hususu göstermektedir.
Türkiye, Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesi ve Avrupa Birliği ülkelerinde 100.000 nüfusa düşen uzman hekim sayıları;
Türkiye, Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesi ve Avrupa Birliği ülkelerinde 100.000 nüfusa düşen hemşire sayıları;
Bunun yanı sıra 2008 yılı Programındaki verilere göre 100.000 nüfusa düşen hekim mezun sayısı Avrupa Birliğinde 9,3 iken ülkemizde 6, hemşire mezun sayısı ise Avrupa Birliğinde 28 iken ülkemizde 5,6’dır. Bir başka ifade ile sağlık çalışanı açığımız emsal aldığımız ülkelere göre artmaktadır.
Bu rakamlar sağlık insan gücü planlamasının önemini ortaya koymaktadır. Planlama yapılırken hizmetin bütünlüğü, sağlık meslekleri ve uzmanlık alanları arasındaki ilişkiler göz önünde bulundurulmak suretiyle personelin en verimli şekilde istihdamı sağlanmalıdır. Bu kapsamda sağlık personelinin ülke düzeyinde dengeli dağılımını sağlamak tüm ülkelerde sorun olmakla beraber, insan gücünün yetersiz olduğu bizim gibi ülkelerde kritik önem arz etmektedir.
Bakanlığımızca son 5 yılda uygulanan personel politikaları ile ülke düzeyinde kamu sektöründe dengeli dağılım büyük ölçüde sağlanmıştır.
Ancak özel sektörde sağlık çalışanı dağılımı dengesiz olup artma eğilimi göstermektedir. Özel sektör sağlık yatırımları doğası gereği belirli yörelerde toplanmaktadır. Uygun insan gücü planlaması yapılmaması halinde dağılımdaki dengesizlik derinleşecektir. İleride özel sektör,içinden çıkılması mümkün olmayan rekabet şartlarına düşebileceği gibi, kamu sektörü dahil sağlık insan gücü dağılımı da bozulacak ve vatandaşlarımızın sağlık hizmetine erişiminde ciddi adaletsizlikler oluşacaktır.
Planlama yapılırken göz ardı edilmemesi gereken diğer husus, özel sektörün sağlık hizmeti sunumuna katkı oranıdır. Özel sektör doğası gereği tüm ülkelerde hasta ve hastalık konularında “seçici” davranmaktadır. Yatırım ve istihdam politikalarında getirisi düşük, komplike, kronik ve riskli vakalara yönelmekten genellikle kaçınmaktadır. Özel sektörün seçici davranma temayülünden dolayı bu tip vakaları kamu hastaneleri üstlenmek zorunda kalmaktadır. Diğer taraftan özel sektöre geçen hekimlerin sağlık hizmeti iş yükünü paylaşma oranı yatan hasta gibi bazı göstergelerde önemli ölçüde azalmaktadır. Mevzuat ve planlama çalışmaları yapılırken, bir taraftan iş yükünün dengeli ve adil dağılımına yönelik tedbirler geliştirilmeli, diğer taraftan kamu hastanelerinin sosyal yükümlülükleri göz önünde bulundurulmalıdır.
Özel sektör sağlık insan gücünün dağılımındaki dengesizlikler doğal olarak tıbbi hizmet birimleri ve nitelikleri ile teknoloji yoğunluklu tıbbi cihaz dağılımı alanlarında da dengesizliklere yol açmaktadır. Planlama yapılırken tüm bölgelerde vatandaşların özel sektör sağlık hizmetlerine de adil bir şekilde erişimi sağlanmalıdır. Aksi takdirde bazı yörelerde vatandaşlar tercih etmeseler bile erişim kolaylığı gibi nedenlerle özel sektöre gitmek zorunda kalacak, bazı yörelerde ise erişim imkânı bulamayacaklardır. Belli yörelerde özel sektör için kaynak israfı ve atıl kapasite de oluşabilecektir.
“Hukuki Durum” bölümünde bahsi geçen yönetmeliklerde 15.2.2008 tarihi itibariyle planlama ile ilgili düzenleme yapılmış ve “kazanılmış haklar”, “yönetimde istikrar” ve “güven” gibi ilkeler gereği geçiş hükümlerine yer verilmiştir. Bu suretle 15.2.2008 tarihinden önce müracaatı bulunan özel sağlık kurum ve kuruluşlarına, işlemlerini tamamlayabilmeleri için imkân sağlanmıştır. Ancak bu kapsamda ülkemiz ölçeğinde sağlık insan gücü, tıbbi hizmet birimi ve teknoloji yoğunluklu tıbbi cihaz dağılımını ciddi ölçüde etkileyecek sayıda müracaat bulunmaktadır. Bunlardan hangi illerdeki müracaat sahiplerinin ne ölçekte faaliyete geçebileceği bilinemediği gibi, hizmete geçecek özel sağlık kurum ve kuruluşlarının hangi sektörden ve hangi illerden insan kaynağı çekeceği de belirsizdir. Bu nedenle mevcut durumda planlamaya esas olacak veriler yetersizdir. Bu haliyle planlama yapılması özellikle bölgeler arası dengesizliğin ciddi boyutlara ulaşmasına yol açabilecektir.
Türkiye Genelinde Mevcut ve İşlemleri Devam Eden Özel Sağlık Kurum ve Kuruluşları;
KURUM |
KURUM SAYISI |
UZMAN SAYISI |
YATAK SAYISI |
İŞLEMİ DEVAM EDEN ÖZEL KURUM VE KURULUŞ SAYISI |
ÖZEL HASTANE |
390 |
8.907 |
21.175 |
218 |
POLİKLİNİK/TIP/ DAL MERKEZİ |
1.845 |
6.273 |
--- |
70 |
Sonuç
27.3.2002 tarihli ve 24708 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özel Hastaneler Yönetmeliğinin Ek Madde 4 ile 15.2.2008 tarihli ve 26788 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmeliğin 9 uncu maddelerinde “yatırım listesinin” her yıl Ekim ayında Bakanlık internet sitesinde ilan edileceği düzenlenmiştir.
“Mevcut Durum” bölümünde belirtildiği üzere, geçiş hükümleri kapsamında işlemleri devam eden özel sağlık kurum ve kuruluş sayısının çokluğu ve bunun tüm ülkede gerek kamu gerekse özel sektör hizmet dağılımını ciddi ölçüde etkileyecek boyutta olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle 2008 yılı özel sektör yatırım listesinin, geçiş hükümleri kapsamında yatırım ve işlemleri devam eden özel sağlık kurum ve kuruluşlarının faaliyete başlama zamanları ve kapasiteleri ile ilgili belirsizliklerin ortadan kalkmasına kadar bunlarla sınırlandırılmasına, yeni yatırım listesinin bundan sonra değerlendirilmesine karar verilmiştir.
Planlama çalışmaları ve geçiş sürecinde ortaya çıkan sorunları tespit etmek ve istişari görüş oluşturmak amacı ile Planlama ve İstihdam Komisyonu oluşturulacaktır.
Planlama ve İstihdam Komisyonu; Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Hukuk Müşavirliği, Strateji Geliştirme Başkanlığı ve Personel Genel Müdürlüğü ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin sektörle ilgili iki temsilcisinden teşkil olunacaktır. 31.10.2008
T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI