Oyuncak ambalajından çıkartıldıktan sonra, referans bilgiler saklanıp, ambalaj kesinlikle çöpe atılmalıdır" dedi.
2007 yılında hizmete giren Oyuncak Güvenliği Laboratuvarı basına açılarak, yapılan testler hakkında bilgi verildi. Oyuncak Güvenliği Laboratuarı Şefi Atilla Saka, AB Oyuncak Güvenliği'nin 2002 yılında iç mevzuata uygulandığını belirterek, 18 aylık geçiş sürecinden sonra piyasa gözetim ve denetim faaliyetinin başladığını söyledi. 0-14 yaş grubuna hitap eden oyuncaklarda, yönetmeliğin ön gördüğü ve AB Standardizasyon Komitesi'nin standartlarını uygun olarak testlerin gerçekleştirildiğini belirten Saka, kimyasal testlerde de önemli yol kat ettiklerini kaydetti. Saka, "Belirlenen ağır metallerin ve vitalatların tamamı, disfenol A, azo boyaların büyük bir kısmı laboratuarlarımızda yapılmaktadır. Bu konuda hem piyasa denetim faaliyetleri Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri'ne hem de İthalat Kontrollerini yapan Dış Ticaret Müsteşarlığı'na güvenlik testlerini yaparaktan hizmet vermeyle devam ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Yapılan testlerle ilgili bilgi veren Saka, oyuncakta en önemli unsurun çocuğun yaşı olduğuna dikkat çekti. 3 yaş altı çocuklar için standartların daha sıkı olduğunu söyleyen Saka, fiziksel ve kimyasal testlerin çocuğun davranışları belirlenerek yapıldığını belirtti. Saka, "Çocuğun boğazına ulaştığında, çocuğun boğulmasına sebebiyet verecek durumları önlemek üzere tasarlanmış test aletleridir" şeklinde konuştu.
Çocuğun el kuvveti ölçülerek yapılan testlerin mevcut olduğunu belirten Saka, germe, çekme, atma, vurma gibi testlerin oyuncağa yapıldığını ifade etti. Saka, ayrıca, çocuğun ağız, gırtlak ve boğaz ölçüsünde test aletlerinin olduğunu ve bu aletlerin içinden geçen oyuncakların testi geçemediğini belirtti. Çocuğun oyuncağı herhangi bir yükseklikten düşürebileceğini söyleyen Saka, bunun neticesinde küçük parçaların, sivri cisimlerin oyuncaktan çıkabileceğini ifade etti. Karar verici testlerin, küçük parçalar, sivri cisimler üzerine yapıldığını belirten Saka, "Her bir deformasyon testinden sonra çocuğun ağız, boğaz ve gırtlak boyutunda olan test aletleriyle yapılıyor. Oyuncak test cihazının altından sarkıyorsa, çocuğun küçük diline ulaşabilir. Bu testlerle bunları kontrol ediyoruz" diye konuştu.
Parça parça olan oyuncaklarda ayrı ayrı test yapıldığını belirten Atilla Saka, ürün bazında testlerin değişeceğini ifade etti. Saka, oyuncaklardaki, statik dayanıklılık, boya testleri gibi değişik testlerin yapıldığını belirtti. Saka, "Bir oyuncaktan öncelikli olarak 2 aşama gerçekleşir. 1. aşama, ürün piyasaya sürülmeden önce üretici ve ithalatçının kesinlikle güvenlikle ilgili teknik dosyasını oluşturması gerekir. Teknik dosyasını oluşturduktan sonra CE amblemini yapıştırabilir. CE işareti o ürünün Avrupa standartlarına uygun olduğunu gösterir. Bunu dikkate alarak, üretici ve ithalatçının isim ve adresleri kesinlikle olmalıdır. Herhangi bir risk varsa, uyarı kısmında mutlaka olmalıdır. Güvenlik tedbirleri bununla kalmasın" şeklinde konuştu.
Hiçbir yönetmeliğin anne ve babanın sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağını belirten Saka, "Anne ve baba her zaman dikkat etmek zorundadır. Oyuncak ambalajından çıkartıldıktan sonra, referans bilgiler saklanıp, ambalaj kesinlikle çöpe atılmalıdır. Çocuğun torbayı ağzına geçirmesi, esnek ise salya ile birlikte çocuğun nefessiz kalması sebebiyet verebilir. Çocukların atma, çarpma gibi birçok eylemi vardır. Bu sebeple oyuncakların belli periyotlarda kontrol edilmesi gerekir. Eğer oyuncakta küçük bir parça
kopmuşsa, sivri parça oluşmuşsa, o oyuncak, oyuncak sepetinden uzaklaştırılarak atılmalıdır. Ağza alınabilecek oyuncaklarda anne ve baba dikkatli olmalı, ucuz, piyasada satılan oyuncakları tercih etmemelidir" dedi.
ensonhaber