Kirli havanın yanı sıra ısı ve nem oranının uygun olmaması, orta kulak iltihabına zemin hazırlayan faktörler arasında yer alıyor.
KBB Uzmanı Doç. Dr. Göçer, ateş ve ağrı olmaksızın gelişen orta kulak iltihabında en önemli belirtinin işitme kaybı olduğuna dikkati çekerek, "Hayatın ilk 4 yılında çocukların yüzde 70’i en az bir defa orta kulak iltihabı geçirir. Bu durumda bir an önce hekime başvurulmalıdır." uyarısında bulundu.
Çocuğun özellikle konuşanın yüzünü görmeden yapılan konuşmaları az duyduğundan şüphelenilmesi gerektiğini belirten Dr. Göçer, "Çocuğun özelikle düşük şiddetlerdeki sese tepki vermemesi, uyurken ses olduğunda uyanmaması şüphe uyandırmalıdır." dedi. Üst solunum yolları mukozalarının alerji, enfeksiyonlar gibi etkenlerle ödemlenmesi orta kulakta sıvı birikmesi ile birlikte görülebiliyor. Geniz eti ve bademciklerin normalden büyük olması da orta kulak iltihaplarında önemli risk faktörleri arasında.
Ateşli orta kulak iltihabına göre ateşsiz ve ağrısız seyreden orta kulak iltihabının teşhisinin kısmen zor ve kulak muayenesinde daha tecrübeli olmayı gerektirdiğini anlatan Dr. Göçer, orta kulakta sıvı tespit edildiğinde öncelikle çocuğun işitme seviyesi ve lisan gelişmesinin değerlendirilmesi gerektiğini de hatırlattı.
Dr. Göçer, çocukluk çağında en sık görülen hastalıkların başında, orta kulakta sıvı birikmesiyle birlikte ortaya çıkan orta kulak iltihaplanması olduğunu belirterek, "Orta kulak iltihabının ateş, kulak ağrısı, huzursuzluk gibi genel enfeksiyon bulguları ile seyreden formunda teşhis kolaydır." dedi.
Altı aylıktan küçük çocuklarda ateş ve ağrının daha az olması, teşhiste gecikmeye sebep olabiliyor. Orta kulak iltihabında yaş grubuna uygun antibiyotikler ve ağrı kesicilerle kısa sürede iyileşme sağlanabiliyor.
Bazı genetik özellikler ile çevresel etkenler de orta kulak iltihabının gelişmesini kolaylaştırıyor.