Organ naklinde uluslararası işbirliği için düğmeye basılıyor

Avrupa Organ Bağışı Kongresi'nde, organ bağışı ve naklini artırmak, sağ kalım oranlarını yükseltmek ve bu konuda yasa dışı yolları ortadan kaldırabilmek amacıyla uluslararası işbirliği ağının oluşturulması kararlaştırıldı

Avrupa Organ Bağışı Kongresi'nde, organ bağışı ve nakil sayısını artırmak, sağ kalım oranlarını yükseltmek ve bu konuda yasa dışı yolları ortadan kaldırabilmek amacıyla, uluslararası işbirliği ağının oluşturulması için düğmeye basıldı.

Bu kapsamda öncelikle, nakil yapılabilmesi için tüm ülkelerde hukuki alt yapının oluşturması, gerekli özellikleri taşıyan sağlık merkezlerinin hazırlanması ve nitelikli sağlık personelinin yetiştirilmesi, güvenlik açığının oluşmaması amacıyla her türlü tedbirin alınmasına yönelik çalışmalar başlatılacak.

Türkiye Organ Nakli Vakfı (TONV) Başkanı ve Avrupa Organ Nakli Cemiyeti (ESOT-EDTCO) Ülke Temsilcileri Komitesi Başkanı Eyüp Kahveci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Avrupa Organ Nakli Cemiyeti çatısı altında düzenlenen Avrupa Organ Bağışı ve Nakli Koordinasyon Ajansı tarafından İspanya'nın Barselona kentinde gerçekleştirilen "Avrupa Organ Bağışı Kongresi"nde yeterli sayıda bağış yapılması, nakillerde başarı oranının artırılabilmesi ve uluslararası nakil ağının oluşturulabilmesi için tüm adımların masaya yatırıldığını söyledi.

Dünya genelinde her türlü farkındalık çalışmalarına karşın hala yeterli sayıda organ bağışı yapılamadığının belirlendiğini vurgulayan Kahveci, toplumlarda eğitim düzeyi arttıkça bağışçı sayısının da yükseldiğini ifade etti.

Her bireyin organ bağışçısı olduğunu sağlığında bildirmesinin önem taşıdığını dile getiren Kahveci, bunun için ilkokuldan üniversite yaşamına kadar her dönemde organ ihtiyacının ne kadar değer taşıdığının anlatılması gerektiğini bildirdi. Kahveci, organ bağışının artırılmasında din temsilcilerinin katkısının da büyük olduğunun altını çizerek, Türkiye'de Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in "Organ bağışı candan cana verilen en büyük sadakadır." açıklamalarının ardından bağışçı sayısında ciddi boyutlarda artış elde edildiğini kaydetti.

Organ bağışının artırılmasında medya temsilcilerine de görevler düştüğünü vurgulayan Kahveci, organ mafyasını içeren film ya da dizi senaryolarında daha hassas davranılması, gerçek olmayan bilgilerin aktarımından kaçınılması gerektiğini dile getirdi. Kahveci, basında yer alan ve doğruluğu olmayan haberlerin, bağış sayısını olumsuz etkilediğine dikkati çekti.

Organ ticaretinin her türlü tedbire karşın dünya genelinde hala olabildiğini ifade eden Kahveci, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dünya genelinde her yıl 120 binden fazla organ nakli yapılıyor. Bunun yaklaşık yüzde 10'unun yasa dışı yollarla gerçekleştiği öngörülüyor. Bunun insan ticaretinden hiç farkı yoktur. Bu kaçakçılığı önlemenin tek yolu da yeterli sayıda bağışçının bulunması ve nakil yapılabilmesidir. Öyle ki bir ülkedeki köydekilerin yüzde 40-50'si tek böbrekle yaşıyor.

Organ nakli artırılmadığı sürece, organ ticaretini sıfırlamak mümkün olamaz. Bunun tek yolu ise canlıdan nakil değil, kadavradan nakil sayısını artırabilmektir. Sağlığı yerindeyken herkesin organ bağışçısı olduğunu kayıt altına aldırması ve ölümün gerçekleşmesi durumunda ise yakınlarının organ bağışına izin vermesi gerekir. Bırakalım, organlarımız toprak değil can olsun."

Türkiye'de de kadavradan nakil oranlarının çok az, canlıdan canlıya nakil sayısının yüksek olduğunu vurgulayan Kahveci, organ kaçakçılığı konusunda da önemli adımlar atıldığını söyledi.

Kahveci, Türkiye'nin 2000'den sonra organ kaçakçılığının önlenmesinde önemli bir noktaya geldiği değerlendirmesinde bulunarak, "Yasal düzenlemeler tamamlanmış, organ ve doku nakli ulusal koordinasyon sistemi kurulmuş ve her türlü denetim yapılmaktadır. Nakil yapılacakların listeleri, belirlenmiş kriterlere göre oluşturulmakta ve tamamen gizlilik esasına göre çalışmaktadır. Denetim mekanizması ise tamdır. Bu sistemde, kaçakçılık yapılabilmesi mümkün değildir ancak ve ancak yasa dışı yollar söz konusu olabilir. Bu aşamada da emniyet yakın takiptedir." açıklamasında bulundu.

- Türkiye, yasal düzenleme bulunmayan ülkelere öncü olacak

Türkiye'nin yasal düzenlemesi bulunmayan ülkelerde gerekli adımların atılmasında da öncü olduğunu anımsatan Kahveci, Türkiye Organ Nakli Vakfının koordinasyonunda yürütülen, Asya, Afrika ve Doğu Avrupa'daki gelişmekte olan 70 ülkeyi kapsayan "Gelişmekte Olan Ülkeler İçin Uluslararası Organ Nakli Ağı Projesi" ile eğitimler verildiğini hatırlattı.

Kahveci, projenin organ bağışı ve organ nakli alanında teknik yardım ve iş birliği amacıyla hayata geçirildiğini ifade etti. Alanda, dünyanın en büyük projesi olduğunu ve beş yıl süreceğini aktaran Kahveci, proje için Türkiye Organ Nakli Vakfı bünyesinde de bir koordinasyon merkezi oluşturulduğunu söyledi.

Organ nakli konusunda herhangi bir yasal düzenlemesi olmayan 24 ülkeye teknik yardım verilerek düzenleyici yasal bir çerçeve oluşturulması için çalışmalar yapıldığını dile getiren Kahveci, bu kapsamda söz konusu ülkelerin organ bağışı ve nakliyle ilgili yasal düzenlemelerini tamamlamaları için teşvik edildiğini, alt düzenlemeler konusunda hukuki açıdan destek verildiğini bildirdi.

- "İlk kez uluslararası organ değişimini gerçekleştirdik"

Yaklaşık 50 ülkede organ bağışı, organ nakli ve kronik organ yetmezliklerine ilişkin veri tabanı ve kayıt sistemi bulunmadığını, her ülkenin bağımsız bir şekilde kullanarak sağlıklı veri toplayacağı ve kayıt tutacağı ortak bir veri tabanı oluşturulacağını anlatan Kahveci, Uluslararası Organ Nakli Ağı (ITN- International Transplant Network) projesi çerçevesinde bazı ülkelerin Türkiye'ye "organ değişimi ağı" teklifinde bulunduğunu söyledi.

Kahveci, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Lakin biz bu teklife kapalı olmamakla birlikte, önceliklerimiz arasında yer almıyor. Ancak ITN Projesi kapsamında bir modelleme yapmak için Kıbrıs'a 2016'nın ortalarında kadavradan organ nakli sistemini başladık. Sadece böbrek nakli yapılan Kıbrıs'ta çıkan donörlerin böbrekleri orada, geri kalan organları Türkiye'ye getirdik. Böylece Sağlık Bakanlığımızın kontrolünde ve vakfımızın koordinasyonu ile ilk kez uluslararası organ değişimini gerçekleştirmiş olduk.

Yeterli alt yapıyı oluşturduktan sonra talep eden diğer ülkelerle de yapacağız. Karşılıklı menfaatleri gözeterek organ değişimi dahil teknik yardım ve işbirliği projeleri devam edecek."

Organ naklinin yasal düzenleme olmadan yapılmasının mümkün olmadığının altını çizen Kahveci, "Dünya Sağlık Örgütü, AB ve Avrupa Konseyince, ülkelerin organ bağışı ve nakliyle ilgili düzenleyici kanunları oluşturmaları talep ediliyor. Bu şekilde, organ bağışı ve naklinde her ülke için geçerli olacak kriterler belirlenerek organ ticaretinin önlenmesi amaçlanıyor. Aynı zamanda çok daha fazla kişiye nakil yapılabilmesinin önünün açılması hedefleniyor." diye konuştu.

Bu yıl Barselona'da düzenlenen kongrede de uluslararası ağların oluşturulabilmesi için işbirliği yapılmasının kararlaştırıldığını ifade eden Kahveci, "İşbirliği kapsamında, ilk aşamada katılımcı tüm ülkelerde hukuki alt yapı ve güvenilir sağlık sisteminin oluşturulması kararı alındı. Bu kapsamda öncelikle, nakil yapılabilmesi için tüm ülkelerde hukuki alt yapının oluşturması, gerekli özellikleri taşıyan sağlık merkezlerinin hazırlanması ve sağlık personelinin yetiştirilmesi, güvenlik açığının sağlanmaması için her türlü tedbirin alınması için çalışmalar başlatılacak." dedi.

Manşetler

DUYURU-4