Omega-3 erken doğum riskini azaltıyor

17-22 Mayıs tarihleri arasında düzenlenen 9. Ulusal Jinekoloji ve Obstetrik Kongresi'nde, gebelikte ultrason, erken doğum riskinin önlenmesi ve obezitenin olumsuz etkileri ele alındı.

Türkiye Jinekoloji ve Obstrektif Derneği’nin (TJOD) düzenlediği, Sağlık Bakanlığı ile Uluslararası Jinekoloji ve Obstetrik Derneği tarafından desteklenen “9. Ulusal Jinekoloji ve Obstetrik Kongresi” 17-22 Mayıs tarihleri arasında Antalya Lara’daki Kervansaray Otel’de düzenlendi. Gebelikte “Omega-3”kullanımının önemine dikkat çeken hekimler, omega 3 kullanımının erken doğum riskini azalttığı ve bebeğin zekâ gelişimi üzerinde olumlu etkileri olduğunu vurguladılar.

Omega-3’ün yararları

ABD’deki Penn State Milto S. Hershey Medical Center Direktörü Prof. Dr. Serdar Ural, ABD’de yapılan çalışmalarda, gebelere verilen vitamin destekleri içinde Omega-3’ün de bulunmasının büyük yararlar sağladığı, bebeğin zihinsel gelişimini olumlu yönde arttırdığını, bu nedenle gebelik öncesinde başlanması, emzirme dönemine dek devam edilmesi gerektiğini kaydetti.

Obeziteye dikkat


TJOD Başkanı Prof. Dr. İsmail Mete İtil ise sezaryan doğum oranlarının düşürülmesi gerektiğini, bu konuda kadınların bilinçlendirilmesinin, gebe okullarının yaygınlaştırılmasının ve okullarda cinsel eğitim derslerinin verilmesinin büyük önem taşıdığını ifade ederken; Dernek 2. Başkanı Prof. Dr. Bülent Tıraş da aşırı şişmanlık ve obezitenin sağlıklı yaşamı tehdit eden önemli bir sorun olduğunu, özellikle kadınların menopoz döneminden sonra kilo alma eğiliminde olduğunu ve kalp hastalıkları riskinin neredeyse erkeklerle aynı düzeye ulaştığını kaydetti.



Hamilelikte ultrason zararlı mı?

TJOD Genel Sekreteri Prof. Dr. Cansun Demir, ülkemizde gebelik döneminde bebeğin gelişiminin her evresinin ultrasonla izlendiğini, ABD’de ise gebelik döneminde problem olmadığı sürece 3 kez ultrason takibinin yapıldığını söyledi. Fareler üzerinde yapılan deneylerde hamilelikte uzun süre ultrasona maruz kalınmasının kalbe zararlı olabileceğinin ortaya çıktığını anımsatan Demir, “Bizi asıl ilgilendiren konu ultrasonla bakılması sırasındaki ısı artışı. Ultrason incelemesi sırasındaki ısı artışının hangi dönemlerde hangi biyolojik etkilere neden olabileceği konusu ise kesin değil. Ultrasonla tanı için gerekenden daha uzun süreli incelemeden mümkün olduğunca sakınmak gerekli” diye konuştu.
 

Manşetler

DUYURU-4