ABDULLAH DOĞAN
Türk Nöroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Şerefnur Öztürk, Türkiye'de görülme oranı her geçen yıl artan beyin-damar hastalıklarının en yaygınının "inme" olduğunu, buna önlem olarak yeni "inme üniteleri" kurulmasının planlandığını belirterek, "Beyin damar hastalıklarının akut dönemde, beyin damar tıkanıklığı veya kanaması olduğu anda en hızlı ve çağdaş tedaviyi özelleşmiş eğitimli inme ekibi ile vermeye yönelik bu ünitelerin sayısı ve etkinliği ülkemiz koşullarında rahatlıkla artırılabilir" dedi.
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kötü beslenme, fiziksel aktivitede azalma, obezite ve diyabetin dolaşım sistemi hastalıklarını artırdığını söyledi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2014 yılında genel olarak dolaşım hastalıklarından kaybedilen hasta sayısının 143 bin 84 olduğunu anımsatan Öztürk, hastalıklar nedeniyle ülkedeki genel ölüm oranının ise 360 bin 873 olarak tespit edildiğine dikkati çekti.
Türkiye'de beyin damar hastalıkları nedeniyle 2013 yılında 35 bin 977 kişinin hayatını kaybettiğini dile getiren Öztürk, şu değerlendirmelerde bulundu:
"2014'te ise bu oran 37 bin 403'e ulaşmıştır. TÜİK 2014 verileri ülkemizde beyin damar hastalıklarının hızla artmakta olduğunu ortaya koymaktadır. Korkunç bir gerçek ise bu hastalıklardan kaybedilenlerin oranının, kazalarda kaybedilenlerin iki katı olmasıdır. Beyin damar hastalıklarına neden olan risk faktörleri hipertansiyon, ritm bozuklukları ile kalp hastalıkları, sigara, alkol kullanımı, kan yağlarının yüksek olması, diyabet, obezite, fiziksel aktivite eksikliği, yetersiz sebze meyve tüketimi ve uyku hastalıklarıdır. Bireyin yaşam tarzı değişikliği, bilinçlendirilmesi, çevresel düzenleme ve değişikliklerle beyin damar hastalıklarının önlenebildiği görülmüştür."
-"En yaygını inme"
Öztürk, beyin damar hastalıklarının en yaygını "inme"nin belirtilerinin bilinmesi ve çabuk tanı konulmasının, damar açıcı tedaviyi kolaylaştırdığını vurguladı.
İnme tedavisinde en önemli faktörün zaman olduğuna dikkati çeken Öztürk, "Tedaviye çabuk ulaşılabilmesi çok önemlidir. Biz bunu 'zaman beyindir' şeklinde ifade ederiz. Yani kaybedilen her dakika, beyinde milyonlarca hücrenin ölümü demektir. Bu tedavinin gerçekleştirilebilmesi, inme hastasına en ideal tedavi ve bakımın sağlanabilmesi ancak inme ünitelerinin yaygınlaştırılması, daha etkin olarak çalıştırılabilmesiyle mümkündür" diye konuştu.
Prof. Dr. Öztürk, araştırmalara göre hastaların, inme ünitelerinde izlenmesiyle ölüm oranlarında belirgin azalış görüldüğüne işaret ederek, şunları kaydetti:
"İnme üniteleri nöroloji hekimlerince yönetilen ve yürütülen multidisipliner ünitelerdir. Beyin damar hastalıklarının akut dönemde, yani beyin damar tıkanıklığı veya kanaması olduğu anda en hızlı ve çağdaş tedaviyi özelleşmiş, eğitimli inme ekibi ile vermeye yönelik bu ünitelerin sayıları ve etkinlikleri ülkemiz koşullarında rahatlıkla artırılabilir. Bu ünitelerin standartlarının oluşturulması için Türk Nöroloji Derneği olarak Sağlık Bakanlığı ile çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Yakın bir gelecekte ülkemizde hem halen hizmet vermekte olan inme üniteleri aktifleşecek hem de yeni üniteler oluşturulacak. Avrupa ülkelerindeki sisteme benzer bölgesel inme iletişim ve ulaşım ağının oluşturulmasıyla inme hastalarının bakımının daha ideal seviyede sağlanacağına inanıyoruz."