Obezler, şişmanlık yerine sağır olmaya razı!

Duke Üniversitesi Medikal Center Konsültanı Prof. Dr. Ronette Kolotkin obez insanların şişmanlık yerine sağır ya da şeker hastası olmayı tercih ettiğini söyledi...

Tüm dünyada yaygın olarak kullanılan “Kilonun Yaşam Kalitesi Üzerindeki Etkisi” adlı anketi geliştiren Duke Üniversitesi Medikal Center Konsültanı Prof. Dr. Ronette Kolotkin, obezitenin ciddi sağlık sorunları yanı sıra duygusal yaralara da sebep olduğunu söyledi.

Bir konferans için geldiği Türkiye’de Milliyet’in sorularını yanıtlayan Prof. Kolotkin, “Obezite yaşam kalitesini çok fazla düşüren bir rahatsızlık. Bu durum aynı zamanda ciddi duygusal yaralara da sebep oluyor. Obez kişide, karşı cinsle tanışmak problemli oluyor; çünkü özgüvenleri düşüyor, kendilerini çekici hissetmiyorlar” dedi. Yaptığı anketlerden çıkan çarpıcı sonuçları da paylaşan Kolotkin, şöyle konuştu:

Tercih para değil, zayıflık
“45 kilo vermiş ileri derecede obez olan 47 yetişkine, ‘Obez olmayı mı tercih ederdiniz yoksa normal kiloda olup başka rahatsızlıklar yaşamayı mı?” diye sorduk. Yüzde 100’ü sağır olmayı, yüzünde çok kötü sivilceler bulunmasını, kalp rahatsızlığını, öğrenme bozukluğu yaşamayı (dileksi), insülin gerektiren tip 1 diyabeti tercih ettiğini söyledi. Yüzde 89.4’ü kör olmayı, yüzde 91.5’i bacağının kesilmesini tercih etti. Aynı gruba ‘Birkaç milyon dolar karşılığında yaşam boyunca ciddi obez olmayı mı, yoksa bu parayı almadan normal kiloda olmayı mı tercih ederdiniz?’ diye sorduk. Yüzde 97.9’u ‘Para falan istemem, normal kiloda olmayı isterim’ diye yanıtladı.”
Obezitenin psikolojik etkileri ve yaşam biçimine yansıması üzerine çalışan Prof. Kolotkin, duygusal sebeplerin daha fazla yemek yemeye yol açtığını söylüyor ve “Sıkıntıdan yemek yeme alışkanlığından vazgeçin. Yaşam kalitesinin iyileşmesi içinse fazla kiloların tamamını vermeniz gerekmiyor. Başlangıç için kilonuzun yüzde 5’ini vermenizin yararı var” dedi.

En büyük sorun: Bir yere sığamamak!

Kolotkin’e göre yaşam kalitesi olumsuz etkilenen obezlerin yaşadığı belli başlı sorunlar şöyle:
* Kadınlar erkeklere göre kilo fazlalığı nedeniyle çok daha fazla sayıda sorun yaşıyor. Kadınların en çok şikâyetçi olduğu sorun özgüven. “Hayatın zevklerinden yararlanmayı haketmiyorum” diye düşünüyorlar.
* Bir ortama girdiklerinde en iri insan olmak istemedikleri için davetleri reddetmek zorunda kalıyorlar.
* Kilo cinsel hayatı da olumsuz etkiliyor. Kadınlar kendi vücutlarından rahatsızlık duyuyor, eşlerinin onları görmesini istemiyor. Bu kadınlardan bazıları eşleriyle yakın ilişkiye girmiyor, girse de zevk almıyor.
* Erkeklerde görülen sorun ise cinsel performanslarının düşmesi endişesi.

Baskül tartamıyor
* En büyük sorun bulundukları ortama sığamama! Uçağa bindiklerinde, sinemaya ya da tiyatroya gittiklerinde koltuklara sığamıyorlar. Gemi seyahatine, küçük kamaralara sığamayacaklarını düşünerek çıkamıyorlar. Basküller onları tartamıyor.
* Obez olan kişi dizlerindeki ağırları, belindeki sorunları yaşlanmasına bağlıyor, kendisini yaşlı hissediyor.
* Yaşayacağı evi seçerken merdiveni olmayan ya da asansörü olan yeri seçiyor.
* Kendilerine uygun kıyafet bulamıyorlar.
* Birçok obez ebeveyn, çocuklarına iyi anne baba olamadıklarından şikâyetçi. Çocuklarını okula götürdüklerinde maruz kaldıkları bakışlar nedeniyle çocuklarıyla ve kendileriyle dalga geçildiğini düşünüyorlar. Yere oturup rahat rahat çocuklarıyla oynayamıyor, atlayıp zıplayamıyorlar. Obez çocuklar ise alay edileceği korkusuyla okula gitmiyor.
* Birçoğu ayrımcılığa uğradığını düşünüyor.
* Kilolar iş ortamında sorun yaratıyor. Öğleden sonra işyerinde uyanık kalmakta zorlanıyorlar, verimli çalışamıyorlar. Eve gelip tek yapabildikleri yatmak oluyor veya televizyon karşısında uyukluyorlar.
* İşte yeni bir pozisyona başvurmuyor, terfi etmek için o motivasyonu hissedemiyorlar.

 

Manşetler

DUYURU-4