Obezite çocuklarda hızla artıyor

Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Kadir Kırkgöz, çocuklarda hızla artan obezite ile ilgili bilgi veriyor. Modern yaşam şekline bağlı olarak beslenme alışkanlığında değişmeler,..

Modern yaşam şekline bağlı olarak beslenme alışkanlığında değişmeler sonucu yağ ve karbonhidrat tüketimi artışı, fiziksel aktiviteden uzaklaşılması ve televizyon ile bilgisayar karşısında fazla vakit geçirilmesi nedeniyle günümüzde obezite sıklığının giderek arttığını görüyoruz. Şişmanlık çoğunlukla erişkinlerin sorunu olarak düşünülse de son yıllarda çocukların giderek artan bir sorunudur. Son yapılan çalışmalarda çocukların %10-15'nde obezite görülmektedir. Obezite vücut ağırlığının ve vücuttaki yağ kitlesinin artmasıdır. Çocuklarda obezitenin tanımlanmasında boya göre ağırlık ve vücut yağ kitlesini (vücut kitle indeksi, yağ dokusu kalınlığı, deri kıvrım kalınlığı, bel-kalça oranı ...vs.) yansıtan ölçümler kullanılır.

Obezite Nasıl Gelişir ?
Vücudumuzda günlük aktivite (hareket, solunum, metabolizma...vs.) ve çocuklarda ek olarak büyüme için enerji kullanılır. Bunun için besinlerle enerji alırız. Eğer alınan enerji (kalori) harcanan enerjiden fazla ise artan enerji vücutta yağ dokusu olarak depolanır. Çocukların büyük kısmında gelişen obezitenin nedeni enerji alım fazlalığıdır. Bu tür obeziteye basit obezite denir. Obez çocukların %10 kadarında bazı hastalıklar (hormonal bozukluklar vs), kullanılan bazı ilaçlar ya da genetik etkenler obeziteye neden olur.

Obezitede Risk Faktörleri Nelerdir ?
• Genetik Faktörler:
Ailede obez varlığı çocuklukta obezite riskini arttırır. Anne ve babasının her ikisi de obez ise çocuk %80, anne veya babanın sadece birisi obez ise çocuğun obez olma olasılığı %40'dır. Anne ve babada obezite yoksa çocukta obezite çıkma olasılığı ancak %14'tür.

• Çevresel Faktörler:
*Yeme alışkanlığı: Yüksek kalori içeren yiyeceklerin aşırı tüketimi, hızlı yeme, az çiğneme gibi yanlış yeme teknikleri, televizyon karşısında veya ders çalışırken atıştırmak.

*Fiziksel aktivite: Düzenli aktivite yokluğu, hareketsiz yaşam tarzı, çok fazla televizyon seyretme ve bilgisayar kullanımı.

*Ailenin sosyoekonomik durumu: Eğitim ve gelir düzeyi düştükçe obezite riski artmaktadır. Yüksek sosyoekonomik koşullarda yaşayanlarda ise yiyeceklere kolay ulaşılması ve sakin, rahat bir yaşam obezite sıklığını arttırmaktadır.

*Psikolojik faktörler: Çocuğu pasif ve arkadaşsız hale getiren özgüven bozukluğu, aile içi ilişki bozukluğu ve bunlara tepki olarak aşırı yeme, yüksek kalorili yiyeceklere yönelmeyi arttıran reklamlar obezite sıklığını artırır.

Obezitenin çocuklar üzerinde tıbbi ve psikososyal olmak üzere pek çok olumsuz etkileri vardır. Obezite çocuklarda yüksek tansiyon, kolesterol ve kandaki yağların artmasına, erişkin dönemde kalp-damar hastalıklarına (kalp krizi, felç ...vs.) ve şeker hastalığına daha erken ve ağır yakalanma riski oluşturur.Yine obezitenin derecesine bağlı olarak karaciğerde yağlanma ve safra taşı, hızlı büyüme, erken adet görme, yumurtalıkta kist oluşumu (adet düzensizliği), tüylenme, erkek çocuklarda ise meme bölgesinde yağlanma, deri infeksiyonları (pişik, kıl dibi iltihabı ...vs.), ortopedik problemler, uyku apnesi gibi sorunlar gelişebilir. Obezitenin ayrıca özgüven, okul başarısı ve sosyal ilişki kurma üzerinde olumsuz etkileri vardır.

Obezitede Tedavi:
Obez bir çocuk, uzman bir hekim tarafından değerlendirilmelidir. Saptanan sorunlara yönelik tedavi düzenlenmelidir. Tedavideki amaç çocuğun büyüme ve gelişmesini aksatmadan kilo vermesini sağlamaktır. Herşeyden önce ebeveyn ve çocuk obezitenin bir hastalık olduğuna ve tedavisinin gerekliliğine inanmalıdır.

Diyet:
Obezite gelişiminde rol oynayan en önemli faktör yanlış beslenmedir. Çocuğun yaşına, boyuna, cinsiyetine, obezite derecesine göre ideal enerji gereksinimi hesaplanıp uygun bir diyet verilmelidir. Diyet sırasında vitamin, mineral alımı uygun olmalı, beslenmede olması gereken oranlar korunmalıdır. Moda diyetlerin, tek tür gıdaya dayanan diyetlerin ve kalorisi aşırı azaltılmış diyetlerin çocukların tedavisinde yeri yoktur.

Beslenmelerinde kolalı içecekler, gazozlar, hazır meyve suları, çikolata, dondurma, şeker, pasta, kuruyemiş, hamburger, tost, patates kızartması gibi şişmanlatıcı yiyeceklerden, reçel, bal, yağ, ekmek, makarna, pilav, börek gibi karbonhidrat ve yağ bakımından zengin yiyeceklerden ve yağ ve yağda kızartılmış yiyeceklerden mümkün olduğunca uzak durulmalıdır. Hızlı yemek yeme alışkanlığı terk edilmeli, öğünler düzenli bir biçimde uygulanmalı ve gece yatmadan önce yüksek kalorili besinler yenilmemelidir.

Egzersiz:
Aktif yaşam tarzının benimsenmesi, tempolu yürüyüş, aerobik, bisiklete binme, yüzme gibi aktiviteler yapılması faydalıdır. Kısa mesafeler için servis, asansör kullanılmaması, uzun süre televizyon seyredilmemesi, bilgisayar oyunları oynanmaması ve yaz kampları, grup oyunları, yürüyüşler, folklor vs. gibi faaliyetlerle çocuğun fizik egzersizden hoşlanması sağlanmalıdır.

Davranış Tedavisi:
Sağlıklı bir kiloya sahip olabilmek için gereken beslenme ve fiziksel alışkanlıkların yerleştirilmesinde aile ve yakın çevrenin desteği önemlidir.. Kilo kaybını engelleyen nedenlerin saptanması, yüksek risk durumlarının belirlenmesi (örneğin; evde yüksek kalorili yiyeceklerin bulunması) kadar verilen hedefler başarıldığında bunların ödüllendirilmesi ve istediği halde diyete uyum yapamayan ya da direnç gösteren çocuklarda psikolojik destek verilmelidir.
Tedavinin uzun ve sabır isteyen bir süreç olduğu unutulmamalıdır Ancak ideal kiloya ulaşma ile çocuklarda yaşam kalitesi artar, yaşam süresi uzar ve erişkin dönemdeki kalp-damar hastalıkları daha az görülür.

Manşetler

DUYURU-5