Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Nazan Aydoğdu Soy, kadınları adet dönemlerinde etkileyen adetten hemen önceki dönemde yaşanan sinirlilik, uyku değişiklikleri, gerginlik, duygu durumunda değişkenlik, depresyon, baş ağrısı, göğüs gerginliği ve karında gaz şikayeti gibi birçok yakınmayı içine alan ve yaşam kalitesini etkileyen bir durum olan Premestrüel Sendrom (PMS) rahatsızlığının nedeninin tam olarak bilinemediğini söyledi.
PMS'li kadınların yüzde 20-40'ında şikayetlerin hayatı zorlaştıracak şekilde olduğunu ancak yüzde 2.5-5'inde kadının günlük yaşam ve çalışma hayatı kalitesinin ileri derecede bozulduğunu belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Nazan Aydoğdu Soy, "PMS'nin sebebi tam olarak bilinmemektedir. Ailesel geçiş, düşük progesteron, yüksek östrojen, yüksek prolaktin hormon düzeyleri, sinir uyarılarının iletiminde yeri olan serotonin, GABA seviyelerinde düşme, ağrı eşiğini artıran endorfin adlı kimyasalların seviyesinin azalması sebepler arasında sayılmıştır. Bazı vitamin eksiklikleri de suçlanmıştır. PMS'de asıl neden tam olarak bilinmediğinden kesin ve tek bir tedavi yöntemi yoktur. Belirtileri azaltmak ve gidermeye yönelik diyet değişiklikleri, egzersiz ve gerekirse ilaç desteği verilmektedir. Beslenmede az ve sık aralıklarla yemek, özellikle adet öncesi dönemlerde şeker, kırmızı et, cips, fast food ürünleri, alkol, kafein (kahve, çikolata, kola gibi) ve donmuş yağ tüketiminin azaltılması gerekmektedir. Yeşil sebze, meyve ve bakliyat tüketimi artırılmalı, kalsiyumdan zengin süt ve süt ürünleri bir diyete ağırlık verilmelidir. Magnezyum ve vitamin B6 desteği ve su alımı artırılmalıdır. Egzersiz ile endorfinlerin artırılması ruh hali ve adet sıkıntıları üzerinde olumlu etki yapmaktadır" dedi.
"DÜZENLİ EGZERSİZ YAPIN"
Dr. Nazan Aydoğdu Soy, şiddetli vakalar dışında ilaç tedavisinin tercih edilmemesi gerektiğini, bazı durumlarda doktor kontrolünde ağrı kesiciler kullanılabileceğini de kaydederek, şu açıklamayı yaptı:
"Tüm bu tedavi yöntemlerinin başında PMS yaşayan kadınlar akıl sağlıklarının bozulmadığı, bu şikayetlerin azalacağı, bu durumun hormonlara karşı aşırı hassasiyetten kaynaklandığı, birçok kadının bu belirtileri yaşadığı, bu sorunların tedavi edilebilir olduğu konusunda bilgilendirilmelidir. Hastalarımıza önerilerimiz, diyetlerini gözden geçirip değiştirmeleri ve düzenli egzersiz yapmaya başlamaları olacaktır. Bu konuda sevdikleri kişiler ve psikolojik destek gruplarıyla şikayetlerini paylaşmaları yerinde
olacaktır. Kendinize zaman ayırın, hobilerinize önem verin, stresten uzak kalın ve hayatınızı basitleştirin. Asla rastgele ilaç alarak buna bağlı risklere girmeyin, bir doktora başvurarak bir an önce kaliteli bir yaşama kavuşabileceğinizi unutmayın."