Ancak 90 nabızlı kişilerde obezite, kalp ve diyabet gibi hastalıkların daha sık görülmesi bu aralığın 60-90 olarak yeniden belirlenmesi gerektiği yönünde yorumlar yapılmasına neden oldu. New York Times gazetesine göre bazı uzmanlar daha da ileri giderek üst sınırın 80’e indirilmesini tavsiye etti.
20 YILLIK ARAŞTIRMA
Epidemoloji ve Kamu Sağlığı Dergisi’nde yayımlanan araştırmada, sürekli 90’ının üzerinde seyreden nabzın kalp ve damar hastalıkları habercisi olabileceği, bu yüzden bir sorun olarak kabul edilebileceği açıklandı. Toplam 50 bin sağlıklı kadın ve erkek katılımcı üzerinde 20 yıl boyunca yürütülen araştırmada nabız 10 birim arttığında kalp krizine bağlı ölüm riskinin kadınlarda yüzde 18, erkeklerde yüzde 10 arttığı görüldü.
DÜZENLİ EGZERSİZ
Milliyet'te de yer alan habere göre, Amerikan Hipertansiyon Dergisi’nde yayımlanan bir raporda da nabzı 20 yılı aşkın 80’in üzerinde seyreden yetişkinlerde diyabet ve obezite riskinin daha yüksek olduğu açıklanmıştı. Fazla çalışan tiroid bezleri ve düşük şeker nabzı yükseltebiliyor. Bilim insanları nabzın düşürülmesi için düzenli olarak kardiyo egzersizler yapılmasını öneriyor.
"SINIR HALA 70"
Türk Kardiyoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Çetin Erol, bilim dünyasında son yıllarda kabul edilen nabız limitinin 70 olduğunu belirterek, “ABD’li meslektaşlarımın birkaç yıl önce kongrede sorduğum ‘Normal kalp hızı dediğiniz nedir ne kadar indirilsin? sorusuna verdikleri yanıt 70 olmuştu. Buna göre nabzı düşüren ilaçlarla nabız 70’in altında indirildiği zaman hasta fayda görüyor. Nabız 80-90-100 civarında ise hastaya ilaç vermek gerekiyor. Bu genellikle kalp yetmezliği hastaları için geçerli. Bu hastalar 70’e düşürülen nabız sayesinde daha uzun ömürlü oluyorlar, şikayetleri azalıyor daha rahat oluyor. Çarpıntı gibi şikayetleri azalıyor. Zaten düşük nabızlı kişilerin daha uzun yaşadıkları düşünülür” diye konuştu.