Çocukların yeni bir güne mutlu uyanmaları, uykulu gülümseyişleri ve sabah keyifleri unutulmak istenmeyen karelerdir; ancak keyifli bir uykunun ardından uyanan çocuk yatağın ıslak olduğunu fark ettiğinde günü pek de keyifli başlamaz. İşte bu sabahlar hemen geçsin; kimseler bu sabahları duymasın istenir. Her sabah ya olduysa korkusuyla güne başlanır ve olmadıysa derin bir oh çekilir. Hele de ev dışı bir yerde kalınacaksa gece hiç olmasın istenir. Tatilin ya da aile ziyaretlerinin tadını çıkarmak yerini geceyi korkulu bir bekleyişe bırakır.
Her anne baba çocuk büyürken ufak tefek kaçaklar olabileceğini bildiklerinden başlarda bu durum sıklıkla anlayışla karşılanır. Diğer taraftan eğer çocukları sık sık altına kaçırmaya başladıysa bu durum karşısında ailelerde kimi zaman çaresiz ve maalesef kimi zaman öfkeli duygular içine girebilir. Bu durumla baş etmek için her aile kendine özgü bir takım yollar deniyor ve çoğu zaman da zamana bırakıp geçmesini bekliyorlar. Çok sık karşılaştığımız enüresisin (altını ıslatma) psikiyatrik olarak değerlendirilmesinin ertelenmesi tüm ertelemeler gibi çocuğun hayatını daha da zorlaştırır.
Hisar Intercontinental Hospital Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Işılay Altıntaş’la çocuklarda sık görülen altını ıslatma (Enüresis) problemlerini konuştuk…
Basit Bir Gece Kaçağıyla, Enüresis’i Ayırmak İçin...
• Enüresis tıbbi bir nedene bağlı olmaksızın çocuğun tuvalet dışında yerlerde (sıklıkla yatak ya da giysiler) idrar kaçırmasıdır.
• Uzun aralıklarla idrar kaçıran her çocuğa enüretik denmez. Çocuğun enüresiz tanısı alması için bu sorunun en az 3 ay devam ediyor olması ve haftada en az iki kez idrar kaçırıyor olması gerekir.
• 5 yaşından önce idrar kaçırma enüresiz olarak değerlendirilmez. Ayrıca tüm çocukluk dönemi psikiyatrik hastalıklarının tanısı için gerekli olan sorunun çocuğun gelişimini, hayatını yani işlevselliğini olumsuz etkiliyor olmasıdır.
• Altta yatan tıbbi sebepler mutlaka araştırılmalıdır.
Her belirtide olduğu gibi çocuk bu sıkıntıyı sadece kendi yaşadığını düşünür ve bu utanç verici konuyu kimse bilsin istemez. Ancak enüresiz tüm toplumlarda en sık görülen psikiyatrik hastalıklardan biridir. Hastalığın Türkiye’deki yaygınlığını inceleyen araştırmacılar ilkokul dönemindeki her 100 çocuktan 11-25 tanesinin enüresis olduğunu görmüşlerdir. Bu da her sınıfta en az 2-3 arkadaşının benzer bir sorun yaşadığına işaret eder.
Bir Çocuğun Gece Altını Islatmasının Nedenleri
a. Genetik nedenler: Genetik nedenler önemli bir role sahiptir. Eğer ailede enüresis yoksa çocukta enüresis olma ihtimali %15 iken, bir ebeveynde enüresis olması bu ihtimali %44’e her iki ebeveynde olması ise %77’ye çıkarır.
b. Mesane ve ilgili sebepler: Mesane idrar yollarının son duraklarından biridir. Mesanede depolanan idrar gerilen mesanenin sinyal göndermesi ile kişiyi tuvalet arayışına sevk eder. Mesane duvarında normalde gevşek olan kas kasılarak idrar boşalımını gerçekleştirir. Özelikle tedaviye dirençli enüresisi olan çocuklarda mesane hacmi küçük olduğu için çabuk dolar. Mesane kası başına buyruk kasılabilir ve mesane tam dolmadan idrar yapma isteği uyandırarak gece birkaç kez idrarını kaçırmasına neden olabilir.
c. Uyku ile ilişki: Bu çocukların ailelerinden alınan genel bilgi aslında uykularının çok derin olduğu ve uyandırılmakta zorlandıkları yönünde. Bunu destekleyen araştırma bulguları olmakla birlikte direk bir nedensel ilişki kurulamamış. Yapılan araştırmalar enüresisin daha çok uykunun ilk üçte birlik kısmında daha sık olduğunu gösteriyor olsa da özelikle mesane kapasitesi düşük olduğu için sık idrar giden çocukların gece boyunca altlarına kaçırabildikleri görülmüş.
d.Merkezi sinir sisteminin gelişiminde gecikme: Enüresis tanısı alan çocuklarda yapılan araştırmalar sonucunda bu çocuklarda yaşıtlarına göre motor gelişim ya da dil gelişiminin daha geriden geldiği, boy kısalığı ya da kemik yaşının geri olması gibi bulgulara rastlanmıştır.
Diğer destekleyen sebeplerden biri ve önemli olanı, bu hastalıkla birlikte yine beynin gelişimsel hastalıklarından biri olan dikkat eksikliği hiperaktivitenin daha sık görülmesi…
e. Hormonal etkenler: AVP (Arginin vasopressin antidiüretik hormon) vücudumuzda gece salgılanan ve idrar üretimini azaltan bir hormondur. Bu hormonun çalışmasında bir sorun olduğunda gece idrar üretimi artarak enüresise neden olabilir.
f. İlaçlar ve hastalıklar: Çocuğun kullandığı bazı ilaçların yan etkisi olarak, diyabet ya da üriner sistemi etkileyen hastalıkların alt ıslatma sebebi olabileceği akılda tutulmalı; idrar tahlili ve gerekirse ilgili tetkikler mutlaka istenmelidir.
Enüresisin Psikolojik ve Sosyal Yönü
• Enüresis yeni doğan kardeşe karşı gelişen kimi zaman saldırgan duyguların kimi zaman sevgiyi paylaşmaktan gelen hayal kırıklığının ifadesi olabilir. Bebek olan kardeşine gösterilen sevgiyi o da tıpkı bebek gibi altına kaçırarak elde edebilir. Tabii ki bunu çocuk bilerek ve istemli olarak yapmaz ancak kendince sevilme ihtiyacını ve mutsuzluğunu gösterme yoludur. Çocuk psikiyatrisinde bu bebekleşme davranışlarına “regresyon” yani bebekliğe gerileme adı verilir. Çocuktan gelen bu sinyaller asla görmezden gelinmemelidir.
• Ailede ölüm, boşanma, taşınma, okulda yaşanan travmalar, hastanede yatma, çocuğun ihmali ya da istismarı çocuğun yaşamında onu sıkıntıya ve korkuya sokabilecek her türlü olay enüresisi ortaya çıkarabilir. Bu durumlarda alt ıslatma aslında yaşanan mutsuzluğun ve kaygının ifade şeklidir.
• Eğer anne çeşitli nedenlerle (çoğunlukla annenin mutsuzluğu ya da korkuları) çocuğun üstüne aşırı düşüyorsa çocuğun yapması gereken her şeyi anne onun yerine yaparak (gece onunla uyuyor, yemeğini kendi yediriyorsa) çocuğun büyümesine izin vermiyorsa çocuğun bebek olarak kalmaktan başka çaresi olmayacaktır. Bu durumda tüm bebekler gibi o da altını ıslatacaktır. Bu noktada alt ıslatma aslında çocuğun büyümesine engel olan anne çocuk ilişkisinin bir göstergesidir. Çoğunlukla bu anneler tuvalet eğitimi vermekte gecikir ve çocuk uzun süre bezli olarak kalır.
• Diğer taraftan bazı anneler aşırı titiz, düzenli ve kurallı olabilir. Bu ailelerde olması gerekenler çocuğun ihtiyaçlarına ve gelişimsel düzeyine değil; annenin kafasındaki kurallara ve düzene tabidir. Çocuk annesinin kurallarına uymak zorundadır ve bu ailelerde alt ıslatan çocuk aslında bu düzene direkt olarak değil; belki pasif olarak tepki gösteriyor olabilir.
Enüresis Gelişimini Engellemek İçin Tuvalet Eğitimine Önem Verin!
Tuvalet eğitimine 3 yaştan sonra başlanması enüresis için zemin hazırlayabilir. Çocuk gelişimsel olarak idrar kontrolünü denetleyebilecekken uygun tuvalet alışkanlığının öğretilememesi aslında tuvaletini bezine yapmasının doğru olduğuna dair yanlış bir tutumu destekler. Buna alışan çocuğun daha sonra tuvalet alışkanlığı öğretilirken yerleşmiş bir tutumu değiştirmesi daha güç olacaktır. Diğer taraftan tuvalet eğitimi verilirken korkutmalar ya da ufak kaçakların cezalandırılması, çocuğun bu konuda çok daha duyarlı ve kırılgan olmasına sebep olur. Bu da daha sonradan enüresis aynı zamanda kaka kaçırma (enkompresiz) gelişimine zemin hazırlar.
Çocuğunuzu Mutlaka Tedavi Ettirin!
Öncelikle her belirtinin çocuğun hayatında bir şeylerin yolunda gitmediği ile ilgili bir işaret olabileceği düşünülecek olursa tedavi başvurusu yolunda gitmeyen şeyleri tespit etmek ve bunlara müdahale etmek adına bir adımdır. Diğer taraftan enüresis hem çocuk hem anne baba için oldukça sıkıntı verici bir durumdur. Enüresis, çocuklarda benlik saygısının, kendine olan güvenin azalmasına neden olur. Yapılan araştırmalar enüresis tedavi edildiğinde benlik saygısının yeniden düzeldiği ve çocuğun yoluna daha rahat devam ettiğini göstermektedir. Çocuk ergen psikiyatrisi kliniklerinde maalesef annelerin bu durumla başa çıkmakta çok uygunsuz yollar kullandıklarına da şahit olabiliyoruz. İlkokula giden çocuklarını gece kaçırdıkları için bezleyenler bile olabiliyor. Yanlış başa çıkma yöntemlerinin kendisi psikolojik gelişimi enüresizin kendisinden daha kötü etkileyebiliyor. Diğer taraftan bu çocuklarda sıklıkla birlikte görülen diğer gelişimsel sorunlar dikkat eksikliği, hiperaktivite, kaka kaçırma (enkompresis), uyku bozuklukları iyi değerlendirilmelidir. Psikiyatrik bozuklukların enüretik çocukların yaklaşık %20’sinde gözlendiği bildirilmiştir. Bunlar ruhsal bozukluklardan daha çok; uyum sorunları, davranış problemleri, zaman içinde özgüvende azalma, sosyal izolasyon, akranları tarafından dışlanma, ebeveynler tarafından olumsuz tutum ve davranışlara maruz kalma olarak saptanmıştır.